Tanzanya’daki altın madenlerinde çalışan binlerce çocuğun hastalık ve ölüm riskiyle burun buruna olduğu ifade ediliyor.
Tanzanya’daki altın madenlerinde çalışan binlerce çocuğun hastalık ve ölüm riskiyle burun buruna olduğu ifade ediliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü yerin metrelerce altındaki madenlerde 24 saate varan vardiyalarla çalıştırılan, en küçükleri sekiz yaşındaki bu çocukların suistimaliyle ilgili yeni kanıtlara ulaştı. Örgüt, çocukların altını ayrıştırmak için kullanılan cıvadan zehirlenme, ayrıca küçük ve çoğu zaman ruhsatsız çalışan madenlerde göçük altında kalma risklerinin olduğunu belirtti.Tanzanya madenlerde çocukların çalıştırılmasını yasaklayan sıkı yasal düzenlemelere sahip. İnsan Hakları İzleme Örgütü, hükümetin yasakları güçlendirmesi gerektiğini ifade ediyor. BBC muhabiri Mike Wooldridge’in aktardığına göre daha iyi bir hayat umuduyla kandırılarak altın madenlerinde çalışan kız ve erkek çocuklarının tehlikeli ölüm çukurlarında sıkışıp kalabileceklerini belirtiyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün aktardığına göre çocuklar altın aramak için daha derin kuyular kazıyor ve kaygan zeminde altın cevheri dolu ağır paketleri taşımak zorunda bırakılıyor. Örgüt ayrıca çalıştırılan çocukların bir çoğunun yetim olduğunu ve kızların cinsel tacizle yüz yüze kaldığını aktarıyor. Oldukça dar ve küçük olan altın madenleri, yüzyıllardır Tanzanya’da madencilerin yaşamlarını tehlikeye atıyor.
10 milyon çocuk
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, dünya genelinde 10 milyon çocuğun tehlikeli ve kimi zaman köleliğe varan şartlarda hizmetçi olarak çalıştırıldığını açıkladı. Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü nedeniyle yayımlanan raporda ILO, çocukların hizmetçi olarak çalıştırılmasını önlemek amacıyla uluslararası kurallar hazırlanması çağrısında bulundu. Örgüt, gizli işçilik diye tanımladığı bu sorunun, çocukların istismar edilmesinin önünü açtığını söyledi. Uluslararası Çalışma Örgütü, çoğu 14 yaş altındaki 10 milyondan fazla çocuğun temizlik, mutfak işleri, bahçıvanlık, su taşıma, kendilerinden küçük çocuklara ya da yaşlılara bakıcılık yapmaya zorlandığını belirtti. Raporda, bu çocukların genellikle ücretsiz çalıştırıldıkları, çalışma koşullarının kabul edilebilir standartların çok altında olduğu ve eğitim şansları bulunmadığı vurgulandı. ILO’nun 1973 tarih ve 138 sayılı Asgari Yaş Sözleşmesi, çocuk işçiliğinin etkili biçimde ortadan kaldırılmasını öngörmektedir. Bu sözleşme, 1999 tarihinde kabul edilen 182 sayılı Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Önlenmesi Sözleşmesi ile daha da pekiştirilmiştir. Bu sözleşme, çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin hemen sona erdirilmesine yönelik ivedi önlemlerin alınmasını öngörmektedir. “En kötü biçimler” kölelik ve zorla çalıştırmadan çocukların yasa dışı işlerde kullanılmalarına, çocukların sağlığı, güvenliği ve ahlakı açısından zararlı işlere dek geniş bir alana yayılmaktadır. Evlerde, kapalı kapılar ardında çalıştırılan bu çocuklarla ilgili sağlıklı veri toplayabilmek oldukça güç. Ancak ILO, bu çocuklara bir ailenin parçası gibi davranılmadığını ve çoğu zaman köle olarak kullanıldıklarını belirtiyor. Raporda, çocuk işçiliğinin kapalı kapılar arkasında ve gözlerden uzak olması nedeniyle çocukların fiziksel ve cinsel istismara maruz kaldıkları da belirtiliyor. Çocuk işçiliği, beklenebileceği gibi, yoksul ülkelerde daha yaygın. Bu çocuklar ana babaları tarafından, aile bütçesine katkıda bulunmaları ya da borçlarını ödeyebilmeleri için çalıştırılıyor. Kimileri ise, insan kaçakçıları tarafından sömürülüp satılan çocuklar. Uluslararası Çalışma Örgütü, çok uzun zamandır devam eden ve milyonlarca çocuğun sömürüldüğü çocuk işçiliğiyle mücadele etmek için ulusal ve uluslararası yasalara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Kakao topluyorlar
Gıda şirketi Nestle satın aldığı kakaoların üretiminde çocuk işçi kullanılmadığından ve başka ihlaller meydana gelmediğinden emin olmak için gereken denetimleri yapmamakla suçlandı. Adil Emek Birliği, Nestle’nin üreticileri için hazırladığı yönetmeliğin “birden fazla ciddi ihlalini” tespit ettiğini söylüyor. Bu yönetmelik çocuk işçiler, güvenlik ve çalışma saatleri konusunda üreticilere koşullar getiriyor. Kakao, çikolata endüstrisini yılda 90 milyar dolar ciroya taşıyan hammadde. Geçmişte hazırlanan raporlarda Batı Afrika’da 1,8 milyon çocuğun risk altında olduğu belirlenmişti. Artan baskılar üzerine dünyanın en büyük gıda şirketi Nestle, Adil Emek Birliği’nden dünyadaki kakao üretiminin neredeyse yarısının yapıldığı Fildişi Sahili’ndeki üretim zincirini adım adım izleyip belgelemesini istedi. Denetçiler, Nestle’nin müşterisi olduğu şirketlerden (ki bunların çoğu büyük uluslararası şirketler) üretici yönetmeliğini kabul etmesini istediğini, ancak Afrika’daki yoksul köylere dek zincirin daha pek çok halkası olduğunu bilmesine rağmen bunun ötesine gitmediğini ortaya koydu. Adil Emek Birliği Başkanı Auret van Heerden, “Üretim zincirinin haritası çıkarıldığına göre, Nestle bundan böyle sorumlu tutulacaktır” diyor ve ekliyor: “Çocuk işçiler konusu fazlasıyla uzun süredir herkesin sorunu oldu, dolayısıyla da kimse sorumluluk üstlenmedi.”
