Yatırım yapılabilir statümüzü neden kaybettik? (I)

Moody's Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu, "Baa3"ten "Ba1"e düşürünce Türkiye, "yatırım yapılabilir" ülke statüsünü de kaybetmiş oldu. Tepki olarak Borsa düştü, dolar ve altın ise arttı.

Mody's'in ülke kredi notunu düşürmesinin bu defa özel bir önemi var.  Zira uluslararası doğrudan yabancı yatırım sermayesi, dünyada mevcut üç büyük kredi derecelendirme kuruluşunun not seviyesini dikkate alarak hareket ediyor. Bu üç kuruluştan en az ikisinin ülke notunun ''yatırım yapılabilir statüde'' olması gerekir. Dünyada büyük emeklilik fonlarının yönergelerinde özellikle bu husus yazılıdır.

Standard&Poor's önceden ülke kredi notumuzu yatırım yapılamaz - spekülatif- seviyesine indirmişti. Moody's de indirdikten sonra geriye yatırım yapılabilir seviye olarak yalnızca Fitch'in notu kaldı.(Aşağıdaki tablo.)

***********

                              Türkiye'nin Ülke Notu           

 Reyting Kuruluşu            Ülke Notu          Vasfı     Türkiye'nin Önceki Notu             

 Standard&Poor's             BB (Negatif)     Yatırım Yapılamaz Spekülatif     BB + (Durağan)

 Moody's                          Ba 1 (Durağan)        Yatırım Yapılamaz Spekülatif     Baa3 (Negatif)

 Fitch                              BBB -(Negatif)          Yatırım Yapılabilir En Alt Sınıf    BBB - (Durağan)             

*************

Moody's'in ülke notumuzu düşürmesinin siyasi ve ekonomik anlamda   tartışılması devam edecektir.

Başbakan ve bazı hükümet üyeleri, olayın siyasi olduğunu öne sürmektedir. CHP sözcüsü de neden olarak "arka planda bozulan Türkiye-ABD ilişkileri oldu''ğunu söyledi ve kararın salt ekonomik paramatrelerden ziyade ,siyasi kaygularla alındığını öne sürdü.

Gerçekte ise Derecelendirme kuruluşları siyasi kararlardan uzak durmak zorundadır. Zira bu kuruluşlara para verenler en az bizim kadar hasas davranırlar. Siyasi kasıtla verilen kararlar , söz konusu  fonların kazancını etkiler. Bu durumda  kendilerini yanlış yönlendiren raiting kuruluşlarına güvenmez ve ilişkilerini keserler.

En akıllı tepkiyi Başbakan Yardımcısı Mehmet  gösterdi ve

Başbakan Yardımcısı Şimşek "Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır'' dedi.

Ekonomide doğru karar ve doğru çözüm için önce doğru tespit yapmak gerekir. Bir derecelendirme kurumu için siyasi kasıtla  karar aldı dersek , doğru çözüm bulamayız. İktidarın tepkisi belki kısmen anlaşılır ve fakat CHP sözcüsünün olaya siyasi demesi , anlaşılır gibi değildir.

Daha rasyonel bir yorum yapabilmek için bu kuruluşların ne olduğunu , uluslar arası piyasada etkilerini iyi bilmek gerekiyor.

1)Kredi derecelendirme kuruluşları ülkeler ve şirketler, Yabancı sermaye çekebilmek ve daha kolay kredi alabilmek için , kendi istekleri ile kredi derecelendirme kuruluşlarıyla bir değerlendirme anlaşması yapıyorlar. Bazı ülkeler için ,  bu kuruluşlarla anlaşmaları olmamasına rağmen küresel çapta yatırım yapan şirketlerin isteği ile not değerlendirmesi yapabilabiliyor.

2) Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları bir ülkenin kredi notunu belirlerken , ülke ekonomisinin kırılganlığı , büyüme potansiyeli , ekonomik istikrar, ülke liderlerinin durumu, dış politika gelişmeleri, siyasi gündemdeki riskler, Merkez Bankası'nın bağımsızlık derecesi gibi değerlendirmelere bakarak karar verirler.

3) Uluslar arası sermaye ve fonlar üç büyük derecelendirme kurumunu dikkate alıyor. Bu  üç şirketin oligopolü dünyada hükümetler ve şirketler tarafından sert eleştirilere neden oluyor.  O zaman Birleşmiş Milletler ve uluslar arası sermaye organizasyonları ,herkesin kabul edebileceği IMF gibi ,  daha farklı  etkili ve tarafsız  bir organizasyon çalışması yapabilir. (Yarın: Türkiye'nin notu neden düştü?)

Yazarın Diğer Yazıları