Siyasi görüşüyle büyük kitleleri etrafında toplayamamış olmakla birlikte, helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından hemen herkesin doğru olan yorumu  “Anadolu Yiğidi”  ifadesini kullandığını gördüm. Kendisine ve onunla beraber hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.
Bu hükümetten önceki hükümetler döneminde, böyle olaylar meydana geldiği zaman yetkililer mikrofonlara genelde şöyle seslenirlerdi;  “Sorumluları bulunacak ve gereken cezayı alacaklar.” 
Son yedi yıldan bu yana buna benzer bir sürü olay meydana geldi, bir sürü insan hayatından oldu. Hızlı tren faciası daha aklımızda, o zaman da “takdiri ilahi”  denilip geçilmişti.
Bütün olayların üzerini  “takdiri ilahi”  diyerek kapatmak birileri için en kestirme çözüm olabilir, ama akıl ve mantık çerçevesinde düşünüldüğünde, Allah’ın bize diğer canlılara bahşetmediği “zekâyı” bahşettiğini ve bizim bu zekâyı kullanmadığımız zaman ortaya çıkacak sonuçlarda (tabii ki Allah’ın takdiri ile meydana geliyor) birincil derecede sorumlu, görevini yapmayan yetkililerdir. Her işi Allah’a havale ederek bir yerlere varılamaz.
Yetkili makamların konuyu “takdiri ilahi” diye bağlaması, olası tüm araştırmaların da önünü kapatmaktadır. Yetkili kişi bu lafı eder ama olayda “görevi suiistimal” var mı yok mu diye de hemen gereken soruşturmaların başlatılmasını sağlar.
Hiçbirimiz kelle avcılığı peşinde değiliz, ama devleti yönetmek için talip olanların halktan bu oranda destek aldıkları zaman, şikâyet etme hakları yoktur. Helikopter düşebilir, insanlar yaralanabilir ve hatta ölebilir. Gönüllü olarak arama kurtarmaya katılan köylülerin ifadesine bakıldığında burada düpedüz bir “görevi suiistimal söz konusu.”
Ne diyor köylüler,  “yanık kablo kokusu aldık ama tipi ve soğuk nedeniyle geri döndük”  yetkililerin (kurtarıldılar ambulanstalar) açıklamasını duyduk. 
* Kimdir bu yetkili?
* Olmayan bir kurtarmayı olmuş gibi açıklayarak aslında kurtarmayı sabote etmemiş midir?
* Yetkili olmak demek yalan beyanda bulunmak demek midir?
* Helikopterler uçuş rota onayını hangi kurumdan alırlar?
* Onayı veren kurum varsa, hava şartları konusunda bir uyarıda bulunmaz mı?
Daha yüzlerce soru var ama... Bekleyip göreceğiz.