Yazıklar olsun

      Zerre kadar utanmaları yok...

      Ülkeyi bir kişiye teslim etmek için el birliği yapanlar, karşı çıkanlara saldırıyorlar. Bir toplumu adım adım, siyasal sonucu şimdiden belli kaotik günlere taşımak isteyen yavuz hırsızlar, hem suçlu hem güçlü olmanın son örneğidir!

      Millî iradenin etkisiz kılınmasına karşı çıkanlara saldırma küstahlığında bulunanlara yazıklar olsun...

      Dine dayalı değerleri siyasal ihtirasına basamak yaparak yani duygu sömürüsüyle iktidar olan zihniyetin, gelecekte nasıl bir Türkiye yaratacağını düşünemeyenlere de yazıklar olsun...

      Düşünüp de bu durumu kabullenenlere de yazıklar olsun...

      Demokratik değerlerin değişiklikle berhava edilmesine ses çıkarmayanlara, gelecek dönemde emsali ancak monarşi gibi çağ dışı anlayışta şekillenen simsiyah günleri aydınlık saymaya hazırlananlara da yazıklar olsun...

      Demokrasiyi korumayanlara da yazıklar olsun...

      Cumhuriyet düşmanlarıyla kol kola girenlere de yazıklar olsun...

      Laikliğe cephe alanlara da yazıklar olsun...

      Hukuku boğanlara alkış tutan herkese yazıklar olsun...

      Neden yazıklar olsun dediğime gelince, yanlış yolda oldukları için hepsine acıyorum ve yazıklar olsun diyorum...

      

KKTC, elden ha çıktı ha çıkıyor

----------------------------------------

      Basiretsizliğin son örneğini veriyoruz...

      KKTC'yi de elden çıkarmak üzereyiz...

      Kıbrıs'ta ikili federasyon konusu yeniden gündeme taşındı. Bu konuda Armağan Kuloğlu'nun 7 Ocak tarihinde yazdığı ve tehlikeyi duyuran yazısı çok önemli. Keza Hüseyin Macit Yusuf da Rumların oynamak istedikleri oyunu gözler önüne sererek dikkatlerin Kıbrıs'a dönmesini sağladı...

      Özetleyim; Rumlar meseleyi BM'ye taşımak, müzakerelere Güvenlik Konseyi'nin beş üyesini de katmak peşinde. Bir yandan ABD, bir yandan AB üyesi ülkeler, Rum tarafının "Birleşik Kıbrıs Devleti" oluşması isteğine sıcak bakıyor...

      Hatırlayacaksınız, federasyon isteği Kofi Annan Planı'nda vardı. Rumlar yeniden bu plana sarılmak gayretinde. Bakış açımız pek net değil ama AKP iktidarı da federasyondan yana gibi gözüküyor...

      Rum tarafının konuyu yeniden alevlendirmesi bana göre yaşadığımız iç siyasal karışıklık ve kabuk değiştirme sürecinden kaynaklanıyor...

      Kıbrıs üzerine ahkâm kesmek kolay değil, uzman işi. O nedenle Armağan Kuloğlu ve Hüseyin Macit Yusuf'un ve de Sadi Somuncuoğlu'nun Kıbrıs konulu yazılarını okumanızı salık veriyorum. Yeniçağ arşivine başvurabilirsiniz...

      * * *

      Üçlü görüşme Cenevre'de sürüyor. Görüşmelerin 3. tarafı olan BM'nin Genel Sekreter Temsilcisi Guterres'in tutumu bakalım nasıl olacak.

      Cenevre'den Yunanistan'a iyiye gidiş müjdesi verildi. Bu, ikili federasyon yani Birleşik Kıbrıs Devleti'nin oluşmasında mutabakat hasıl oldu anlamına gelebilir. Gelişmeleri dikkatle izlememiz ve dik duruşumuzu da bozmamamız lâzım...

 

Her mahalleye bir arena

---------------------------------

      Şu arena lâfı da fazlaca kullanılır oldu. Bu yabancı kelimenin

yaygın olarak kullanılacağını hesaba katmadan dilimize yerleştiren galiba arkadaşımız Uğur Dündar...

      Hazırladığı televizyon programına arena adını verince kelime her alanda kullanıma açılmış oldu.

      Bugün, stadyumlara hatta spor salonlarına arena demeye başladık. Sonuncu "Arena" Gaziantep'te açılıyor, modern bir tesis...

      Çağdaşlaşma sürecinin işareti arena oldu. Garipsemeyin; on yaşındaki çocuklar, bezden yaptıkları topu, arena adını verdikleri mahalle aralarında koşturuyor...

      Gelişme müthiş (!) değil mi...

 

ANLAMLI SÖZLER

--------------------------------------

      Hayatta çok fena kandırılmanın zevkine doymayanlar vardır. Onları kandırmak o kadar kolaydır ki... (Oscar WİLDE)

Yazarın Diğer Yazıları