Yeni açılım yeni fiyasko

Kürt sorununu çözmek için ilk  “açılımı”  Habur’da fiyasko ile biten ve hemen ardından Apo’yla Karayılan ve PKK ile MİT aracılığıyla müzakerelerinin iplikleri pazara çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu fiyaskoyu da örtbas ettikten sonra, gene muhakkak hüsranla sona erecek bir  “açılıma”  girişiyor... Umudu Barzani! Şu bir zamanlar gene PKK ile mücadelede yardım etsin diye, peşmergelerine verdiğimiz postalımızı öpen Barzani!
 Son zamanlarda  “Büyük Kürdistanı”  ilan etmeye hazır olan Barzani!Önceki gün Ankara’da, Cumhurbaşkanı edasıyla, Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından Devlet Başkanı olarak karşılanan Barzani!
HHH
Erdoğan ve Barzani eş zamanda açıkladılar; Barzani PKK’yı silah bırakmaya ikna edecekmiş veya zorlayacakmış.
Bu, biri o sırada Ankara’daki Barzani ile, Katar’ı ziyaret eden Erdoğan tarafından, eş zamanda ve eş mahiyetteki açıklamaları, Barzani’nin Türkiye’ye uzun Ankara’ya, Washington’da ABD Başkanı Barack Obama, yardımcısı, dışişleri ve savunma bakanları ile görüşmesinden ve orada bir devlet başkanı gibi ağırlanmasından hemen sonra yapılmasına  “mim” koyun. Emir büyük yerden!
Ve Erdoğan açıkça söyledi: Bu  “açılım”  süresince Türk Ordusu’nun ve güvenlik güçlerinin PKK’ya karşı operasyonları duracakmış. Haydutlar soluk alsınlar diye! 
Barzani birdenbire neden sulh havarisi oluverdi! Sonra peşmergelerinde bunu yapacak güç ve istek var mı? Başbakan hâlâ bu konuda  “açılım” dan umutluysa ve Barzani sayesinde Apo, Karayılan ve PKK ile müzakerelerle sorunun çözüleceğine inanıyor, ümit ediyorsa demek  “Kürt sorununun”  esasını anlamamış.
Bu sorun aslında  “Apo-PKK-Barzani ve Talabani”  sorunu. Hep bir arada Barzani ve Talabani “sorunu”  parçaladılar. Hepsinin emelleri, hayalleri aynı ve belli:  “Büyük Kürdistan” !
HHH
 Şimdi, hangi dağda kurtlar öldü ki, sorunu çözmeye, PKK’yı silah bırakmaya ikna edecek ve hangi güçle zorlayacaklardır? Açıkçası, bugün Türkiye’deki durumlardan, özellikle ordunun zafiyete uğratılmasından ve de ABD’nin kendi çıkarları açısından, şimdi bu yeni açılıma destek vermesinden cesaret alarak Türk hükümetini kandırmak ve uyutmak isterler. Yani stratejik hedef aynı ama taktik bu;  Türkiye’deki zemin ve zaman müsait.. Ve Erdoğan’ın şu sırada oynadığı çok boyutlu  “Suriye-Orta Doğu satrancına”  denk düşüyor!
Kayıtlara geçsin diye gene söylüyorum: Cümle Kürtlerin, Barzani  Talabani ve Apo’nun değişmez hedeffleri  “Büyük Kürdistan” dır. Vazgeçerlerse, kendilerini inkar ederler  “varoluş sebepleri”  kalmaz. İleride Büyük Kürdistan kurulunca veya kurulurken, bu devletin liderliği hususunda muhakkak kapışacaklardır... Talabani:  “Bağımsız Kürt devletini uzak bir ihtimal olarak görüyorum” demiş, ama hemen eklemiş; “Bu konuda açık konuşmamız lazım. Bağımsızlığı istememek değil fakat birleşik bir Irak içerisinde kalmamız daha iyi.”  Yani  “Büyük Kürdistan” benim hükümranlığında olsun!...
Erdoğan şimdi Orta Doğu’da Suriye konusundaki kargaşada çok tehlikeli ve çok boyutlu bir satranç oynamakta.  “Kaleler” , piyonlar ve sonunda kim şah diyecek, kim mat olacak belli değil. Belli olan tek şey; bu tehlikeli oyunun, Türklerin ve ülkemizin bütünlüğü üzerinden oynandığı.
Kendi içimizde, medyada Hasan Cemal gibiler oldukça düşmanlara ne hacet. Kürtlerin Hasan  “abisi”  gene keramet buyurmuş;
Sadece Türkiye Kürtlerinin büyük hayalinin ülkemizin -Demirtaş’ın deyişiyle- Hatay’dan Iğdır’a kadar bölümü üzerinde  “Kürdistan” kurmak olduğunu lütfediyor. Fakat, buna karşı çaremiz, tek seçeneğimiz şu:  “Türkiye, İspanya veya Britanya’daki kadar bir demokrasi yapacak; Kürtlerin ayrılıkçılığı da -şiddete başvurmadan- savunabilecekleri kadar bir demokrasinin kapılarını açacak. PKK silah bırakıp dağdan inecek. Ve şiddet değil siyaset konuşacak!”  Ve ne olacak?  “Büyük Kürdistan” , suhunetle, müzakereler ve hudutları saptanarak, sonunda  gene kurulacak!
 Öyle ya boşuna savaşıyor, boyuna şehitler veriyoruz; yol kısa iken bırakalım, topraklarımız üzerinde  “Büyük Kürdistanı”  kursunlar. Biz Türkler de Sevr senaryosunda olduğu gibi Batı’nın bir köşesine sığınalım. Tabii eğer bizi orada da rahat bırakırlarsa!

Yazarın Diğer Yazıları