"Yeni anayasa" darbesi

   Nobel Ödülü kazanan Türkiye'nin ve Türklüğün gurur kaynağı Prof. Dr. Aziz Sancar'ı ne kadar tebrik etsek azdır. Bıkmadan ve usanmadan yıllardır süren titiz bir çalışmanın Nobel ile ödüllendirildiğini görüyoruz.

Ülkemiz, geçen hafta sonu Ankara'da "Barış Mitingi"nde patlayan bomba ile sarsıldı. Aslında barış kelimesi çok farklı anlamlarda kullanılan ve kolayca istismar edilen bir kavram haline gelmiştir. Hangi barış, kime hizmet eden barış tartışılmalıdır. Barış mitinglerini düzenleyenlerin bir kısmı için barış devletin kendi kendini ve egemenliğini koruma hakkından vazgeçmesi ve kanlı terör örgütünün de buna lütfen uymasıdır. Artık zor duruma düşen örgütü kurtarma aracı olarak çatışmasızlık ve sözde barış ileri sürülmektedir. Barış, çatışmasızlık, açılım ve çözüm süreci diye diye demokrasimiz teröre yenik düşürülmeye çalışılmıştır. Barış ve kardeşlik, anayasada tanınma, egemenliği paylaşma, etnik taassuba ve ırkçılığa prim vermek ve millî kimlik dışlanarak sağlanamaz. Cumhuriyetsiz ve millî devletsiz demokrasi özlemleri, Türksüz anayasa, bizler için barış olamaz. Sevr ve Mondros benzeri örnekler kimin için barıştır? Bazıları ile çok farklı düşünsek de, insan hayatına yönelik saldırıları kabul edemeyiz. Aslında başkalarının varlığı sizin varlığınızın da garantisidir.

1 Kasım Genel Seçimlerinde özellikle iktidar partisine oy verecek olanlara Yeni Anayasa'da neler getiriliyor ve Yeni Türkiye'den ne anlıyorsunuz diye sormuş olsak acaba gerçek cevapları alabilir miyiz? Millî irade ve demokrasideki tıkanma budur.

Yapılmak istenen anayasa değişikliği değil; 1982 Anayasasının toptan kaldırılması ve ülkeye yeni bir rota çizilmesidir. Yeni Anayasa bir sivil darbedir. Türkiye küresel güçlerin istekleri doğrultusunda dönüştürülmeye çalışılacaktır. Sorun sadece anayasa hukukçularının değil, bütünüyle Türk Milletini ve Türk Dünyasını ilgilendirmektedir. Aslında anayasa gereksiz ayrıntılardan uzak açık ve net hükümler içermeli, yasalarda bulunması gereken madde ve esaslar anayasada yer almamalıdır. Anayasa toplumdaki marjinal grupların sesi olmamalı, etnik taassup sahibi bölücü ve ırkçı grup ve çevrelerin terör baskısıyla isteklerini kabul ettirmesinde vasıta şekline bürünmemelidir. Etnik ırkçılığa ve taassuba uygun, anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik prensibini reddeden bir anlayışla anayasa hazırlamak demokratik olamaz. Millî devlete, millî kimliğe ve milliyete karşı alternatif kimlik ve mahalli egemenlik alanları açmak demokratikleşme değildir. 5. ve 6. Maddedeki egemenliğin Türk Milletine ait olduğu ifadesi değiştirilemez. Farklılıklar bütünü tamamladığı oranda anlam kazanır. Millî devlet ve millî kimliği reddederek farklılıklar bütünü zenginleştiremez. Millî kimlik bir ülkedeki farklı etnisiteleri de kapsar; sadece çoğunluğa göre değil; hakim kültüre göre şekillenir.

Dıştan kumandalı bir dönüştürme planı olan Yeni Anayasada Türk, Türk Milleti gibi kavramlar dışlanmaya çalışılmaktadır. 66. Madde ile uğraşılmaktadır. Bir ülkenin millî birlik ve bütünlüğünün tartışmaya açılmaması, demokrasi ve insan hakları konusunda bir eksiklik değildir. Hürriyetler ve millî güvenlik arasındaki anlamlı denge bozulmaktadır. Batılı ülkelerde de yürümeyen ve bunlar için millî güvenlik tehdidi oluşturan, şikayetçi olunan çok kültürlülüğe ferdi haklar yerine kolektif ve grup haklarına yer verilmemelidir.

Anayasa yoluyla insanları birbirine ötekileştirecek, soğutacak ve farklılıkları kutsallaştıracak uygulamalar ile daha ileri bir demokrasi kurulamaz. Anayasanın 127. maddesi kullanılarak bölgesel özerklik oyunlarına alet olunmamalıdır. Ülkenin sorunu, Türk Milletine karşı ırkçılık yapılması ve mensubiyet şuurunun zayıflatılmasıdır. Anlaşılan ülkeyi tanınmaz hale getirecek, başkanlık sistemini doğuracak, kırda ve şehirde mahalli derebeylikler yaratacak bir anayasa planlanmaktadır. Bu konudaki çalışmalar unutulmamıştır. Geçmişteki anayasa hazırlıklarının TBMM unsurlarından önce Atlantik ötesine gönderilmesi de bir utanç kaynağıdır. 1 Kasım seçimlerinde anayasa sivil darbesine evet denecek mi, denmeyecek mi? Bunun cevabını bulmak için diplomalı olmaya gerek yok.            

Yazarın Diğer Yazıları