Yeni anayasayı kim, neden istiyor?

Hatırlarsanız, 17 Aralık 2015 tarihinde "Milletin tapusunda gözleri var" başlıklı yazımda AKP Şanlıurfa Milletvekili Kemalettin Yılmaztekin'in "Milletin tapusu hükmünde olacak anayasaya bizler imza atmalıyız" dediğine dikkat çekmiş ve "Yoksa Yeni Anayasa ile hedeflenen, milletin tapusuna yeni ortaklar ilave etmek midir? Bu sorunun cevabı, 64. Hükümet Programı'nda veriliyor zaten! Programda, 'Başkanlık sistemi ile birlikte toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı, ademimerkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz' deniliyor! Toplumsal farklılıklar, yani etnik farklılıklar Anayasa'da belirtilsin isteniyor. PKK da bunun için 30 yıldır kan döküyor! Dolayısıyla CHP ve MHP'nin bu tuzağa düşmemesi gerekir!" ifadelerini kullanmıştım.

***

Tabii daha eski yazılarımda, dünyadaki küreselleşmenin aslında bir tapu değiştirme operasyonu olduğunu çok inceledim. Her vesileyle, Suat İlhan'ın "Atatürk devriminden yani 1920'den önce, bugün Batı dediğimiz medeniyetin elindeki topraklar, 25.5 milyon mil kare idi. 1993'te bu rakam 12.7 milyon mil kareye, yani yarısına düşmüştür. İslam dünyası ise 1920'de 1. 8 milyon mil kare üzerinde egemenlik sahibiydi. 1993'te İslam dünyasının sahip olduğu topraklar 11 milyon mil kareye yükselmiştir" tespitini gündeme getirdim.

"İşte, mücadeleyi, kimin kazandığı bu rakamlarla ortadadır. Avrupalılar, Amerikalılar, Atatürk adını duyunca, bu yüzden ifrit kesiliyor. Çünkü İslâm dünyasını ayağa kaldıran güç, Atatürk modelidir! Bu yüzden, cumhuriyetin kuruluş felsefesini etnik yapıya dayalı bir devlet yapısı ile yıkarlarsa, kısa zamanda Türkiye'nin hakkından geleceklerine inanıyorlar" uyarısında bulundum.

***

Yaşar Canca, dünyada neler olup bittiğini çok iyi bilen bir iş adamı dostum. Elbette sık sık kıtalararası seyahatler yapmasının bunda rolü var. Meselâ, Obama'nın ABD Başkanı seçileceğini aylar öncesinden bir İngiliz iş adamından duyum olarak bize nakleden oydu. Obama'nın ikinci defa seçileceğini bildiren de...

Erdoğan Aslıyüce'nin başkanı olduğu Yesevi Vakfı'nın iftar davetinde görüştüğümüz Canca, Türkiye'nin ve dünyanın tapusu ile ilgili eski yazılarımı hatırlattıktan sonra konu üzerinde epey kafa yorduğunu, dünyada dönüp dolaşan paranın dünyanın tapusunu elde etmek için kullanıldığına dair verilere dayalı yazılar yazıp bana da gönderdiğini söyledi. Yazıların gelmediğini söyledim, bunun üzerine şu bilgileri verdi:

* Halen dünyada banka parası ile borç vererek 2016 yılı Mart ayı itibari ile dakikada 4.4 milyon dolar faiz geliri elde edilmektedir. Yani her yıl Fransa ekonomisinin milli geliri (2.34 trilyon dolar) kadar gelir, sadece faiz yoluyla elde edilmektedir. Bu para çok önemlidir. Böyle Allah'ın zamanını satarak elde edilmiş bir parayla rekabet etmek nerdeyse imkânsızdır. Çünkü her devlet milli gelirinin yüzde 90'ı borçlanmış durumdadır.

* Bu borçları insanlar çalışıp ödemek isterler ama çalıştıkları iş yerleri de artık özelleştirme adı altında bu egemenlerin eline teslim edilmiştir. Bu geliri ödeyebilmelerinin tek yolu doğal kaynaklardan elde edecekleri gelirle ödemeleridir.

***

* Şimdi savaş, dünyanın tapusunu ele geçirmek için sürüyor. Bunun için küresel güçlerin elindeki para kullanılıyor. Türkiye'deki anayasa tartışmalarına bakıp üzülüyorum. Ulus veya milli devletlerin küresel güçlerin hedef tahtasında olmaları tesadüf değildir.

* Bu sebeple ülkemizdeki ideolojik yaklaşımların gözden geçirilmesine çok acil ihtiyaç vardır. Çünkü milli-muhafazakâr yapının neyi koruduğunu bilmesi lazım. Bunu yapamaz isek içinde yaşadığımız coğrafyadaki dağları, ovaları, göl ve nehirleri elimizden alırlar. Coğrafya elimizden gittiğinde yaşayacak yer aramaya başlarız. (Devam edeceğiz)

 

Yazarın Diğer Yazıları