Yeni seçenek, yeni umut: “Afrasya”

Bayburt’ta  “Bir uşağın ebesi çok oldu mu, zor doğar o”  derler. Avrasya fikrinin de ebesi çok olunca, düşük yapmalar, ölü ve sakat doğmalar gırla gitti.
Hem zaten, Avrasya’nın Avrupa bölümü Balkanlar’dan ibaret, gerisi emperyalizm, onlar yatarlar mı böyle bir fikre? Yatmazlar, yatmadılar.
Şimdi yeni arayışlar başladı. Değerli dostum Süleyman Pekin, Afrasya’yı bulmuş ve yazmış, 376 sayfalık kocaman bir kitap olmuş yazdıkları (Berikan Yayınevi).
Afrika’dan 3, Asya’dan 7 ülkenin yer aldığı, eşbaşkanlıklarını Türkiye ve Japonya’nın yaptığı bir oluşum düşlüyor Pekin. “Stratejik kesişim kümesi, en zengin ve en sağlam birlik” olarak niteliyor bu oluşumu. Afrika ve Asya’nın tüm varları, kâr’a dönüşecek böylece. Pekin, bu varların ayrıntılı bir dökümünü veriyor bu kitapta, verdikleri son derece ikna edici.
Dahası da var, Alev Alatlı’dan alıntılayarak diyor ki Pekin  “Biz içimizin sesini dinleriz ve ışığın doğduğu yerdeniz. (...) Peygamberlerin tamamı bizdedir.  (...)  İyilik namına ne varsa Doğu’dadır.”
Böyle düşler (ütopya da denebilir), tarih dehlizine dalmadan, ne tasarlanabilir ne de gerçekleştirilebilir. Tarih öğretmeni Pekin, tarihe değin define değerinde birçok görüşe yer vermiş, bunlar arasında, öğrencilerininki de var. Muharrem Sağır adlı öğrenci bakınız nasıl tanımlıyor tarihi:  “Tarih, yarının bugüne bakmasıdır.”
Bu kitaba, Türk Dünyası’na ilişkin az bilinen, özel ve özgün bilgiler de derc edilmiş.
Süleyman Pekin, diyeceklerini yalnızca yazı ile dememiş; resim, tablo ve şekillerden de yararlanmış. Kutluyorum
kardeşimi...
Varlık Vergisi
ve azınlıklar
“Duymuşsun Horasan’da halı dokunuyor ama enine mi, uzununa mı ondan haberin yok”  derler Erzurum’da. Şu  “Varlık Vergisi”  hakkında yazılmayan kalmadı. En çok da azınlık yardakçıları ile Cumhuriyet ve devlet düşmanı dinci-liboş ittifakı kalem oynattı bu bağlamda.
Bunların yanıtı ise çok az verilebildi. Atatürk’ü ve Milliyetçiliği istismar ederek doruklara tırmananlar, ya suspus oldular ya da okumadıkları romanın çevrilen filmini görmeden köpürüp sonra söndüler mahcupça.
Yeminli Mali Müşavir ve araştırmacı-yazar Hüseyin Perviz Pur’un  “Varlık Vergisi ve Azınlıklar” adlı eseri (Eren Yayınları), Varlık Vergisi’ni hazırlayan olguları nesnel ve yansız biçimde ve en ince ayrıntısına dek inceliyor. 495 sayfalık bu dev yapıt, ülkemizdeki azınlıklar olayının tarihsel geçmişini de, tüm gizlileri ve gizlenmişlikleriyle dışa açarak sergiliyor. O gizlenmişliklerden yalnızca birini yazalım: 1. Dünya Savaşı’nda azınlıklar karaborsacılık yapıyorlardı, gıda fiyatları korkunç denecek kertede artmıştı.
Varlık Vergisi’nin tam metni var bu kitapta. Aşkale Çalışma Kampına dair tüm sayısal bilgiler de var, daha önce duymadığımız nice tarihi bilgiler de.
Ve günümüze dair hepimizin bilmesi gereken ama bilmediğimiz önemli bir bilgi: Biliyor musunuz ülkemizde tek bir tane  “Atatürk Camii” var, o da Bitlis ilimizde. Atatürk, Bitlis’i Ruslar’dan geri aldığında namaz kılmış orada.
Sayın Pur’un “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’nin Borç Prangası” adlı eşsiz bir yapıtı daha vardır (Otopsi Yayınları), bu iki kitabı ardı ardına okumak, bu Cumhuriyet’in kadrini bilmek için farzdır bence, hararetle tavsiye ederim.

Yazarın Diğer Yazıları