Yeni sistemin adı ne olacak?

Hükümet sistemi değişikliğini içeren Anayasa teklifi metni AKP ve MHP tarafından son şekli verilerek TBMM'ye gönderildi. Bundan sonra komisyon ve genel kurulun kararı beklenecek. Şimdi bize düşen bu sistem önerisini nesnel ölçütlerle irdelemektir. 7 Mayıs ve 14 Mayıs 2016 tarihli yazımızda "Cumhurbaşkanlığı sistemi geliyor" demiş ve bugünkü değişiklik önerisinin önemli boyutlarını orada yazmıştık. Ancak bu sistem gerçekten herhangi bir yönüyle parlamenter sistem denilerek adlandırılabilir mi? Bunu netleştirelim ki tartışacağımız şeyin bir tadil mi yoksa yeni bir hükümet sistemi inşası mı olduğunu anlayabilelim.

Hükümet sistemleri temel olarak kuvvetler birliği ve kuvvetler ayrılığı sistemleri olmak üzere iki bölümden oluşur. Kuvvetler ayrılığı sistemleri ise yumuşak kuvvetler ayrılığı ve sert kuvvetler ayrılığı sistemlerine evrilir. Genel olarak Parlamenter sistemin içerisinde bulunduğu yumuşak kuvvetler ayrılığı sisteminde yasama ve yürütme görevi iki ayrı organa verilmişse de bu organlar tam anlamıyla bağımsız değildir ve aralarında karşılıklı iş birliğinden söz edilebilir.

Daha öz olarak Parlamenter hükümet sisteminin özellikleri şu şekilde sıralanabilir: (1) Hükûmet yasama organınca seçilir. (2) Hükûmet yasama organına karşı sorumludur. Bu iki özellik Epstein'in dediği üzere sistemin temel özellikleridir. Bunların varlığı devam ettikçe yapılacak değişiklikle parlamenter sistemin içerisindeki değişiklikler olarak irdelenebilir. (3) Yürütme, yasamayı feshedebilir. (4) Yürütmedeki kişi yasamada görev alabilir. (5) Bakanlar Kurulu yasama organının çalışmalarında yer alır. Belki burada Cumhurbaşkanı'na ayrı bir paragraf ayırmak gerekiyor. Zira öngörülen değişikliğin odağında bu makamın yetkileri bulunuyor. Bu kapsamda Parlamenter sistemlerde yürütme ikili bir yapıya sahiptir. Bir tarafta, monarşiler söz konusu olduğunda kral, Cumhuriyetlerde Cumhurbaşkanı olarak görev yapan devlet başkanı diğer tarafta ise başbakan başkanlığında (hiyerarşik olarak) bakanlar kurulu (kabine) yer alır. Devlet başkanı sorumsuzdur; yasama organı tarafından görevinden alınamaz. Yetkileri sınırlı olmakla birlikte devletin birliğini ve bağımsızlığını temsil eder. Üstelik parlamenter sistemlerde Cumhurbaşkanı yasama organınca belirlenir. Kabine ise yasama organının güvenoyuna dayanır. Ve aynı yolla kabineyi görevden alabilir.

Belirtilen bu özelliklerin Başkanlık sisteminin temel yanları ile karşılaştırması yapıldığında karşımızda duran metni daha iyi çerçevelendirmek mümkün olacaktır.

Öyle ki Başkanlık sisteminde devlet başkanı hem devletin, hem hükümetin başkanıdır.

Başkanlık sisteminde başkan doğrudan halk tarafından, parlamenter sistemde Meclis tarafından seçilmektedir.

Başkanlık sisteminde bir kişi hem yasama hem yürütme organında görev alamaz.

Başkanlık sisteminde yürütme organı tek kişiden oluşur. Başkanın görevlendirdiği kişiler (bakanlar) aslında nitelikli ve merkezi bir sekretaryanın uyumlaştırıcılarıdır.

Başkanlık sisteminde ne yasama ne de yürütme organı diğerinin görevine son veremez. Parlamenter sistemlerde (Türkiye gibi görece daha ağır koşullar istense de) karşılıklı olarak görevin sonlandırılması söz konusudur.

Hâl böyle olunca yapılmak istenen değişikliklere bakarak bu bahsi sonlandırmak gerekir.

-Teklif yasalaşırsa hükümetin yasama organınca seçilmesi uygulamasına son veriliyor.

-Cumhurbaşkanı yürütmenin başı ve tek uyumlaştırıcısı olarak kabineyi belirliyor. Başbakanlıktan vazgeçiliyor. Ayrıca değişiklik paketinde cumhurbaşkanına kararname çıkarma ve olağanüstü hal ilan etme yetkisi de veriliyor.

-Yürütmedeki kişi yasama organında yer alamıyor.

-Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği devam edebiliyor. Bu sebeple tarafsız ve sembolik yetkili Cumhurbaşkanı yaklaşımı da ortadan kalkıyor.

Bu karşılaştırma doğrultusunda belirtmek gerekir ki asli ve birçok tali unsuru bakımından yeni sistemin açıkça Parlamenter sistem olmadığı anlaşılıyor.

Yazarın Diğer Yazıları