Yeni Türkiye

Herhangi bir konuda yeni veya eski diyebilmek için olanların sonuçlarının söylenenlere uygun olması gerekmektedir. Malum eski, demode olmuş, günümüze göre kullanılması insana zorluklar yaşatan ve insanlığın pek de yararına olmayan bir olgudur. Yeni ise kolaylıkları beraberinde getiren, insanı yarışta öne çıkaran, sağlık ve mutluluklara neden olan bir bulguyu ifade etmektedir.

Bu nedenden dolayı olsa gerek ki ülkemin isminin başına yeni kelimesi getirilmiştir. Ancak Türkiye’nin başına eklenen bu kelimenin hiç de belirtilen anlama gelmediği, tam aksine içeride perişanlığa, dışarıda ise itibar kaybına neden olmasıdır. Adeta dış ambalajı albenili bir kutudan çıkan fare kapanını andırmıştır.
Eğer bugün 3 milyon kişi, işsizlikten kahve köşelerinde pinekliyorsa. Geçim sıkıntısı nedeniyle aileler parçalanıp, ocaklar sönüyorsa. Çocuklar sokakta yaşamaya mecbur edilip, tacizlere uğruyorsa. Dağa götürülen gençler kendi ana ve babasına dahi düşman edilip katiller ordusu oluşturuluyorsa. Doğrudur, bu yeni bir Türkiye’dir.
Trafiğe çıkmaması gereken araçlar, toplu ölümlere neden oluyorsa. Ağaçlar katledilerek yerine yakınlar için AVM’ler yaptırılıyorsa. İşçi kazaları kader gibi takdim edilerek gereken tedbirler alınmıyorsa. Hırsızlığın tepeden tırnağa yapılması mubah sayılıp, cezalandırma yerine ödüllendiriliyorsa. Elbette bu bir yeni Türkiye’dir.
İnsanlar etnik gruplara ayrılıp, bunlardan birine dış güçlerin de isteği ile etkinlik kazandırılarak ülke bölünmeye götürülüyorsa. İnançlarından dolayı bir kısım karındaşlarımız dışlanarak, başka devletlerin kucağına atılarak asimilasyona terk ediliyorsa. Tabii ki bu bir yeni Türkiye’dir.
İslamiyet kullanılarak katrilyonluk kaçak saraylarda oturulup, yasalar hiçe sayılıyorsa. Trilyonluk uçakla geziler yapılıyorsa. Aile efradı Karun’a dönüştürülüyor, devlet yandaşlara peşkeş çekiliyorsa. Yandaş olmayan ve yanlışları söyleyenler ekmeğinden ediliyorsa. Çalışan, üreten ve tüketen açlığa mahkûm edilerek, aracı ve tefeciler zengin ediliyorsa. Bu da günümüzün yeni Türkiye’sidir.
Halk sokağa çıkmaktan korkuyor, can güvenliği sağlanamıyorsa. Milletimin temsilcisi bayrağım gönderden indiriliyorsa. Okullar ve yurtlar yakılıyor, Türkçe konuşanlar darp ediliyorsa. Halka rağmen, bölücülerle masada ülkenin bölünmesi pahasına pazarlıklar yapılıyorsa. Gerçekten yeni bir Türkiye’dir.
Eğer belli yerlerde on binlerce silah satılıp ve dışarıdan gelen silahlar dağıtılarak özerklikler ilan ediliyorsa. Sokaklar savaş alanına döndürülüp, günlerce çatışmalar sürüyorsa. Sokak ortalarında insanlar öldürülüyorsa. Milli konumuz denen olayların dış odakların emri olarak yapıldığı ifade ediliyorsa. Elbette yeni bir Türkiye’dir.
Şehit cenazeleri kalkmaya devam ediyorsa. Dün kardeşim diyerek sarıldıkları için bugün düşmandır, bu yılanın başı ezilmelidir deniyorsa. Şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprağı yabancıların postalları altında inliyorsa. Dışarıda bizden vebalıymışız gibi kaçılıyorsa. İlk kıblemiz olan mabetlerimiz kirletiliyor, kutsal kitabımız parçalanıp yerlerde savruluyorsa. Övünebilirsiniz, oluşturduğunuz yeni Türkiye’dir.
Dün konumlarını korumak adına insanların bir kısmını kullanarak savcılığa soyunulup ordumuza kurulan kumpaslara nasıl sahip çıkıldıysa, bugün de o kullanılanların ekmekleriyle oynanılarak yeni bir düşman yaratılıyorsa. Ülkenin yalnızlaştırılmasını dünya liderliği diyerek takdim ederek, katılınan toplantılarda hezimetler yaşattırılıyorsa. Yeni Türkiye anlayışınıza gerçekten uyulmuştur.
Temel gıdada bir yılda % 46 artış oluyor, tüm dünyada onlarca dolar düşen petrol, ülkemizde aynı fiyattan satılıyorsa. Enflasyon % 10 denmesine rağmen kat kat üstünde seyrederken, çalışana % 3,5 zammı bütçeye koyarak insanlar açlığa mahkûm ediliyorsa. Peşmergenin yemek parası ve milyonlarca mülteci için onlarca katrilyon lira para ödeyebiliyorsanız tam da size göre yeni bir Türkiye’dir.
Eski Türkiye’mizde elbette bazı eksikliklerimiz vardı. Elbisemiz yamalıydı ama sağlığımıza zararlı değildi. Yiyeceklerimizin çeşidi azdı, ancak GDO’lu değildi. Kapılarımız açık yatardık. Sokağa çıkarken korkmazdık. Komşularımızın etnik yapısı ve inancı bizleri ilgilendirmediği gibi kimse kimseyi yargılamayıp kardeş gibi birlikte yaşardık. Bayrağa herkes saygı duyar, ülkenin bölünmesi konuşulmazdı.
Biz yeni Türkiye deyince eski yaşantılarımızı arama yerine daha güzelini bekliyorduk. Yoksa birileri mutlu ve daha çok zengin olsun, ülke bölünmeye gitsin istemiyorduk.

Yazarın Diğer Yazıları