Yeni Türkiye tutmadı Yeni PKK verelim!

Graham Fuller’in 2006’da yazdığı ve Türkçeye  “Yeni Türkiye”  başlığıyla çevrilen kitabından sonra Yeni Türkiye sesleri her yandan yükselmeye başladı. Adına düşünce merkezleri kuruldu, gazeteler çıkarıldı ve nihayet iktidar partisinin seçim sloganı haline geldi. Muhalefet sindirildi,  “askeri vesayet”  düzeni yıkıldı ama Fuller’in tahminlerinin aksine AKP projedeki rolünü çok kötü oynadı! Kendine uzatılan havucu yakalayamasa da belli ki sopanın acısını arkasında fazlasıyla hissediyor!
Donanmasını Pasifik’e çekmeyi planlayan ABD’nin resmi beklentisi, Ortadoğu’nun liderliğini yeni bölgesel güç Türkiye’ye bırakmaktı. Çin ve Kuzey Kore tehdidi bertaraf edilinceye kadar dış politika önceliğinde İsrail’i 2. sıraya indiren ABD, Arap coğrafyasında İsrail’i geri plana çekerek Türkiye’nin önünü açacaktı. Aslında İslam dünyasında yükselen Yahudi düşmanlığını dizginlemek için bu plan uzun vadede İsrail’in de hayrınaydı! Her nedense işler tersine gitti ve Türkiye gözden düşerken İsrail ve İran ikilisi yeniden sahnede başrolü kaptılar!
Yeni Türkiyecilerin sloganlarından biri de  “Yeni Ortadoğu”idi. Lakin iktidar Kürt Meselesindeki başarısızlığını Arap Baharı’nda da tekrarladı. Eşzamanlı olarak İslam dünyasında hem halifeliği gündeme getirdi hem de Mısır’da laikliği önerdi. Akla zarar çelişkileri aynı potada eritebileceğini zannetti. Yanılmakla kalmadı aynı zamanda Müslüman Kardeşler’in umutlarını da söndürdü! Bayraktarlığını yaptığı Arap Baharı projesinde, bu ülkelerdeki büyükelçilikler kapatılırken Türk bayrakları tek tek indirildi. Yeni Türkiye’nin diplomatlarını ve istihbaratçılarını da kutlanmak gerek!
Yeni Türkiyecilerin Gezi olayları ile zirveye tırmanan  “ötekileştirme”  politikaları ise henüz tamamına ermedi! Ancak yürütülen algı operasyonları artık Türkiye’yi sosyal patlama eşiğine getirdi. Gezi’de gazı alınan kitlesel tepkiler çeşitli kesimlerde daha fazla şişkinliklere yer açtı. Bu tür baskıcı yöntemler geçici rahatlama sağlasa da sonuçta ülkeleri sosyal patlama aşamasına sürükler. Otoriter yönetimler ise içerdeki sosyal patlamayı durdurmak için ülkeyi dışarda bir savaşa sokar! Türkiye için de düşman ülke Suriye olarak belirlenmişti. Fakat Erdoğan’ın tüm ısrarlarına rağmen Obama Suriye’yi bombalamaya yanaşmadı.
Bu durumda hükümetin Türkiye’de daralan sosyal atmosferi yönlendirme amacıyla elinde B Planı olarak Musul yahut C Planı olarak Sırbistan merkezli bir Balkan Savaşına katılma seçenekleri kalıyor! Eğer uluslararası konjonktür üçüncü bir ülkeyle savaşa müsaade etmezse maalesef içerde Hizbullah-PKK veya Alevi-Sünni veyahut Türk-Kürt çatışmalarından birinin fitili her an ateşlenebilir!
Felaket tellallığı yapmıyorum! Sadece uygulanan politikaların ileri aşamalarının nereye varacağına dikkat çekiyorum. Keşke bu vahim sonuçlar hiç gündeme dahi gelmese... Ancak insanımız öyle bir gerildi ki, seçmen AKP, CHP-MHP ve HDP çevresinde 3 keskin gruba ayrıldı. CHP ve MHP’li seçmen diğerini oy vereceği 2. parti olarak görse de, AKP artık hiçbir CHP ve MHP’linin 2. partisi değil. Ötekileşme sorununda iktidar kanadının suçu muhalefetin üstüne yıkmasının bilimsel bir karşılığı yok! Çünkü muhalefetin temel görevi eleştirmek, iktidarın asli vazifesi de kutuplaşmayı önlemektir. Birincil sorumluluk hükümetindir.
İlginç olan muhalefet partilerinin iktidara gelme hedefindeki heyecansızlıktır. Yeniçağ’ın 11 Mart tarihli “TABAN İTTİFAK İSTİYOR” sürmanşeti, toplumdaki alternatif iktidar beklentisinin ifadesidir. Oysa MHP-BBP ve SP seçim ittifakı toplumda ciddi bir sinerji meydana getirebilirdi. Yine CHP ve DSP’nin de beceremediği birleşmeyi ise HDP küçük sol partileri çevresine toplayarak gerçekleştiriyor. Anlayacağınız iktidar partisi beceriksizlikte alternatifsiz değil!
Yeni Türkiye’nin bölgede liderlik yapabilmesi için Kürt Meselesini demokratik yöntemlerle halletmesi gerekiyordu. Lakin çözüm süreci BDP/HDP çizgisinin oy oranını yüzde 100 artırdı. Süreç başlamadan yüzde 5’i bulmayan oyları bugün anketlerde yüzde 10’un üstüne çıktı. Hangi iktidar terör örgütü uzantısı bir partiye böylesi kıyak çeker? HPD’deki bu artış Gezici Araştırma Şirketi’nin anketine göre AKP’den kopuşlardan kaynaklanıyor. Tayyip Erdoğan’ı ve sürecin sekretaryasını yürüten istihbaratçıları yine tebrik etmeliyiz! Hem terör örgütü elebaşını birinci muhatap seçerek sivil alternatiflerin önünü tıkadılar hem de kendi tabanlarını PKK’ya hediye ettiler!
 Yeni Türkiye tutmadı ama olsun, Yeni PKK ülkede iktidar alternatifi olmaya doğru hızla ilerliyor...

Yazarın Diğer Yazıları