Oyun kurucusu olamıyorsanız size rağmen kurulan oyunun bozucusu olacaksınız. Tıpkı Irak'ın kuzeyinde "bağımsız devlet referandumu" oldu bittisini bozduğunuz gibi...

Erbil'in emrivakisini Türkiye/İran/Irak bir araya gelerek Rusya ve ABD'nin el altı, bel altı operasyonlarını etkisiz hale getirdi. Barzani, referandum yaptığına da yapacağına da pişman olmuş durumdadır. Şimdilerde Erbil'deki kabadayılar memurlarına maaş vermek için Bağdat kapılarında el avuç ovuşturuyor.

Aynı şey, benzer şartları taşıyan Suriye'de niçin olmasın?

Eyyy AKP iktidarı!

"Emevi Camii'nde Cuma namazı kılmak" nakaratını tekrarlamayalım ama Suriye politikanız başından bu yana hep yanlıştı. Suriye'de akla gelmeyecek kadar yanlış yaptınız, yanlış ata oynadınız. Sonuçta dört milyona yakın mülteciniz oldu. Türkiye-Suriye sınırı Türkiye-PYD sınırına dönüştü.

Süleyman Şah Türbesini yüreksizlik göstererek taşıdınız, şimdilerde tekrar eski yerine taşımak için fırsat kolluyorsunuz.

ABD ile "eğit/donat", "Suriye'nin dostları toplantıları" yaptınız. Siz bu tür fantezilerle uğraşırken ABD, bir yandan sizi meşgul ediyor diğer yandan "IŞİD" ve "PYD" üzerinden bölgede kantonlar oluşturuyordu. Hani şu Kobani'de PYD'ye imdat kuvveti olarak Peşmerge naklini bile bu ABD sizin elinizle ve sizin topraklarınızdan geçirerek gerçekleştirdi.

Bu kadar gaflet, basiretsizlik ve dar görüşlülük yeter!

Gelinen aşamada hâlâ Suriye'yi "Esed" üzerinden okumak Türkiye'nin çıkarlarına düşman politika izlemek demektir. Şam Rejimi ne kadar güçlü olursa Suriye toprakları üzerinde ameliyat düşünen PYD'nin ve İsrail'in eli o kadar zayıflatılmış olur. Aksine Şam rejimini zayıflatmak PYD'yi güçlendirmek, İsrail'i heveslendirmek anlamına gelir.

Nasıl ki merkezi Bağdat rejimi güçlenince Erbil köşeye sıkıştıysa aynı şey Suriye için de geçerlidir. PYD, Anadolu tabiriyle Suriye'de köpeksiz köyde değneksiz gezen kabadayıdır. Onu durduracak o toprakların sahibidir. O toprakların sahibi de Şam'dır. Şam rejimi güçlendikçe PYD köşeye sıkışacaktır.

ABD kendi adına ama İsrail hesabına PYD'yi kullanmakta ve Birleşik Suriye Devleti'ni savunmaktadır. Türkiye, Rusya ve İran ise toprak bütünlüğü tam bir Suriye'yi savunmaktadır.

Suriye'de bir tane çözüm vardır. O da Şam yönetiminin Suriye toprakları üzerinde tam hakimiyet sağlamasıdır. Türkiye'nin çıkarı Suriye toprakları üzerinde Suriye devletinin hâkimiyetini kurmasından geçmektedir.

Yeni yılda Suriye'de yeni bir sayfa açmak Türkiye için zorunluluk olmuştur. Devletlerin, milletlerin kaderi fantezilere, saplantılara, kinlere, kişisel öfkelere kurban edilemez!

Türkiye az kötüyü çok kötüye tercih edecek kadar basiretli olmak zorundadır!

Suriye'de yeni sayfa açmak!

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, PYD'yi "vatan haini" ilan ederek, üzerine gideceği sinyalleri veriyor. Suriye ordusu Fırat'ın batısında tam denetim sağladığında PYD'nin işgal altına aldığı alana doğru hareket etme hesapları yapıyor.

İşte tam bu aşamada önce sözcü İbrahim Kalın, "Esad yönetimi meşru değildir"  diyor. Ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esad için "devlet terörü estirmiş bir terörist" tanımlamasını yapıyor. Buna Suriye'den önce Rusya'dan sözcü vasıtasıyla cevap geliyor. Bu açıklamanın "hukuki bir temele oturmadığı" ifade ediliyor.

Türkiye'nin Suriye'deki etkinliği ve operasyonları uçak düşürülme olayı sonrası Rusya'yla kurduğu sıcak ilişkilerle mümkün olmuştur. Suriye'de İsrail/ABD yanlısı strateji Şam rejimini diz çöktürerek PYD'nin kazanımlarını hukukileştirmek üzerine kuruludur. PYD'ye silah yığınağını ABD bunun için yapmaktadır. Rusya da buna karşın Suriye devletinin yanında durmakta Şam rejimini güçlendirmeye çalışmaktadır. Rusya'nın PYD'ye de sıcak baktığı bilinmektedir.

Türkiye'nin bu noktada yapması gerekenler açıktır. Bir an önce Türkiye, Şam yönetimiyle doğrudan ilişki kurması şarttır. Yeni yılda AKP iktidarının Suriye konusunda aklını başına devşirmesi Türkiye'yi büyük handikaplardan kurtaracaktır.