Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun

Bugün 2009 yılınının son gününü yaşıyor ve 2010 yılımızı da karşılama hazırlıklarında bulunuyoruz. Geçtiğimiz yılda toplumumuzun sosyal yapısının huzurlu olduğunu ben şahsen söyleyemiyorum ve ulu Tanrı’mızdan da Türk dünyasının kutup yıldızı Devletimizi ve aziz milletimizi önümüzdeki yıllarda koruyup kollamasını diliyorum. Çünkü, Türk milletinin fazlaca sıkıştığı zaman Ulu Tanrı’nın tekrar yeni Atatürkler çıkaracağına inanıyorum.
“Türk” adını taşıyan ilk Türk devletinden Göktürklerden yüzlerce yıl sonra, o “Türk”  adıyla anılan yeni devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’ni 86 yıl önce kurdu. Türk soyunun Ergenekon vadisinden çıkışında yol gösteren Bozkurt gibi Kuvay-i Milliye’nin başına geçip yurdumuza sızan düşmanları mağlup ederek milletini yeniden vatan coğrafyasına kavuşturmuş “Türk Cumhuriyeti’nin temeli Türk kahramanlığı ve Türk kültürüdür”  diyerek, bütün olanları yine milletine hediye etmiş.
Türk milletinin; karakterli, çalışkan, zeki olduğunu, güçlükleri yenmesini bildiğini, az zamanda çok büyük işler yaptığını, geleceği yüksek, medeni ufkunda bir güneş gibi parlayacağını söyleyerek “Bu memleket tarihte Türk’tü. O halde Türktür ve ebediyyen Türk olacaktır” diye haykırmıştı. Son üç asırdan beri Türk yaratıldığından hayıflanan milletimize, “Ne Mutlu Türküm Diyene”  dedirtmiştir. Türk olmayan imparatorluk unsurlarının ve azınlıklarının yakın tarihimizdeki ihanetlerini çok iyi bildiği için, “Millet dönemine geçişi”mizi tamamlamış ve pratikte kültür ve dil birliği şekline dönüşen düşüncesini “yönetimine vereceği şahısların cevheri aslisine dikkat et, muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kandadır” diyerek, bugünkü köksüz entel aydınları deli eden öğütlerini açıkça söylemiştir. Hiç şüphe yok ki, yobazlar Onu muhafazakar Türk milletinin gözünden düşürmeye gayret ettiler fakat bu atılımlarda Atatürk’ün yanında asker-sivil inanmış, Türk milliyetçileri vardı. Karamsar olmayalım, milli değerlerine bağlı insanlarımız yine vardır ve bu millet sıkıştığı zaman tekrar yeni Atatürkler çıkaracaktır. Milletimizin duaları daima kabul görmüş ve her zaman Tanrı Türk’ü korumuştur.
Sayın okurlarım, 25 Ocak günü saat 11:00’den sonra İstanbul’umuzun Karaköy semtindeki Türk Ortodokslarımızın Bağımsız Patrikhanesinde tertiplenen “Noel” gününe katıldık ve genç patrik sayın Paşa Erenerol’un seviyeli konuşmasını dinledik. Törenin sonunda verilen yemek, ikramlar ve hediye edilen “yıl başı çörekleri” bizi çok memnun etti.
Artık ben Türk Ortodokslarımızın Bağımsız Patrikhanelerinde tertipleyecekleri kuruluşlarının 88. yıl dönümleri olan 26 Eylül 2010 Pazar gününü dört gözle bekliyorum.
Üç gün önceki 28 Aralık Pazartesi günü de çok erken saatlerde Silivri yolu ile “Ergenekon Davası” olarak dillendirilen Ümraniye Davası’nın yapıldığı spor salonu niteliğindeki duruşma salonlarına vardım. Akşama kadar devam eden duruşmanın türlü sebeplerle verilen aralardan faydalanarak sanık sıfatlı dostlarımla hasret giderdim.
Türk kültür faaliyetlerinde bulunan bütün tanıdıklarımızın yardımlarına koşan yakın dostum Veli Küçük Paşamızla 20 yıldır her türlü milliyetçi sosyal faaliyetlerdeki beraberliğimizden şeref duyduğum Türk Ortodoks Bağımsız Patrikhanesinin basın sözcüsü Sevgi Erenerol kardeşimle milliyetçi düşünce ve görüş sahiplerinin fahri avukatlığına daima koşan Avukat Kemal Kerinçsiz kardeşimle ve diğer dostlarımla hasret giderdim.
Sayın okuyucularım yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun. Tanrı Türk’ü korusun.

Yazarın Diğer Yazıları