Yerel tohumları takas şenliği ile yaşatıyorlar

Yerel tohumları takas şenliği ile yaşatıyorlar
Tohum Yasası ile çiftçilerin sakladıkları tohumdan üretim yapmasının önüne geçilirken, birçok bölgede üreticiler ‘yerel tohumları’ takas ederek küresel tohum işgaline direniyor

Türkiye’de 2006 yılında çıkartılan Tohum Yasası, yüzlerce yıldır atadan kalma tohumları saklama yoluyla üretim yapan küçük çiftçileri, yalnızca dev şirketler eliyle üretilen ve oldukça pahalı olan sertifikalı tohumları kullanmaya mecbur kıldı. Bu yasa, köy popülasyonu olarak anılan yerel tohumların ticari olarak satılmasını yasaklamakla kalmıyor, ihlal edilmesi durumunda üreticiye 10 bin lirayı bulan para ve hapis cezası gibi yaptırımlar da getiriyor. Hal böyle olunca da başta tarımsal üretimin oldukça yoğun olduğu Ege Bölgesi olmak üzere ülkenin pek çok bölgesinde üreticiler yerel tohumları takas ederek küresel tohum işgaline karşı direnme mücadelesi veriyor. Bu amaçla düzenlenen şenliklerde bir yandan da biyolojik çeşitliliğin geleceğe aktarılması amaçlanıyor. 27 Ekim’de Fethiye’de gerçekleşen yerel tohum takası şenliğinin ardından yerel tohumları yaşatmak isteyen üretici ve tüketiciler bu kez de 1 Kasım’da Muğla’da  ‘Menteşe Yerel Tohum Takas Şenliği’de bir araya gelecek. Şenlikte, tohum takası, reçel ve turşu yarışması, halk oyunu gösterileri gibi etkinliklerin yanı sıra yerel ürünlerin satıldığı tezgahlar açılacak. Şenlik kapsamında düzenlenecek panelde ise Ege Üniversitesi Ziraat. Fak. Öğr. Üy. Prof. Dr. Tayfun Özkaya, Yerel Tohum Derneği Genel Başkanı Teoman Açıkbaş ve Böcekbilimci Dr. Füsun Tezcan konuyla ilgili bilgiler aktaracaklar. Muğla Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan şenlik, saat 10.30’da başlayacak.

Tehlikeye dikkat çekmiş
Yerel Tohumların korunmasına yönelik bilincin artmasına ve tohum takası şenliklerinin doğumuna öncülük eden Dr. Zerrin Çelik’in “Tarımsal Biyoçeşitliliğin Korunmasında Yerel Tohum Bankaları’nın Rolü Üzerine Bir Araştırma: Karaot Köyü Tohum Derneği ve Yöresi Örneği” başlıklı doktora çalışmasında 1990 yılı ile 2010 yılının karşılaştırılmasında birçok ülkede tarımsal nüfusun neredeyse yüzde 50 oranında azaldığı, yerel tohumlarla üretime devam edenlerin büyük kısmının orta yaşın üzerindeki üreticiler olduğuna dikkat çekildi. Çalışmasında Dr. Çelik şu bilgileri veriyor: “Tarımda çalışanlarda yaşanan azalma ve genç nüfusun tarımsal faaliyetlerden uzaklaşması yerel tohumlar ve onların kültürünün aktarılmasındaki devamlılığı tehlikeye atmaktadır. Yerel tohumlarla ilgili bilgi ve birikime sahip olup yerel tohumlarla üretime devam etmeye çalışan bu yaşlı çiftçilerin, aile işgücünde yaşadıkları sıkıntılar, sağlıkla ilgili sorunlar gibi nedenlerle bazılarının üretimden vazgeçtiği, bazılarının da üretim şeklini daha kolay olduğu için hazır fidelerle yapılan üretime çevirme eğiliminde oldukları görülmektedir.

Ülkemizde de tarım politikalarının, kimyasal gübre ve pestisitlerin kullanımı ile yüksek verimlere ulaşılabilen ticari tohumların kullanılmasına ve geliştirilmesine yönelik olması dolayısıyla kamu yayım ve araştırma kurumları da genellikle verimliliğe odaklanmaktadır. Bu durum çiftçilerin yerel tohumlarını ve geleneksel bilgilerini korumaları, geliştirmeleri konusunda yıkıcı etkilere neden olmaktadır. Örneğin sertifika zorunluluğu olması ve köy popülasyonu gibi yerel tohumlukların yasal olarak ‘çeşit’ tanımına girmediği için tohumluk veya fide olarak köylülerce satışı Tohumculuk Kanununca mümkün olmayan yerel tohumlara çiftçilerin ulaşımı kolay olamamaktadır. Söz konusu durum bu amaçla kurulmuş olan STK’ların tohum üretseler bile sertifikasını almadıktan sonra yasal olarak tohum satmalarını engelleyici bir unsurdur. Genetik çeşitliliğin kaybının önüne geçilmesi için politika yapıcıların, gerekli düzenlemeleri çiftçi ve doğanın lehine olacak şekilde yapmalarının uygun olacağı düşünülmektedir.”

Çin’de 9 bin çeşit buğday kayboldu

Dünya genelindeki tarımsal biyolojik çeşitliliğin yaklaşık yüzde 75’inin yirminci yüzyılda kaybolduğu belirtiliyor. Yerel tohumlar konusunda İzmir’in Torbalı İlçesine bağlı Karaot köyünde yaptığı alan araştırmalarının ardından doktorasını tamamlayan Dr. Zerrin Çelik’in çalışmasına göre Çin’de 1949’da on bin çeşit buğday varken 1970’lere gelindiğinde buğday çeşitlerinin sayısı yalnızca bine düştü. ABD’deki lahana çeşitlerinin yüzde 95’i, mısır çeşitlerinin ise yüzde 9’i kaybolurken, bu oran bezelyede yüzde 94, domateste ise yüzde 81.

Destek veren kuruluşlar

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD ) Muğla Şube Başkanı ve merkezi İzmir’de bulunan ülkenin yerel tohumlar konusunda çalışkan ilk derneği olan Yerel Tohum Derneği’nin de sekreterliğini yürüten Jale Eren, tohum seferberliği çalışmasına, Menteşe Belediyesi, Muğla Ticaret Odası, Muğla Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Köy-Koop Muğla Birliği, Muğla Kent Konseyi, Kent Konseyi Kadın Meclisi, Ziraat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi, Akdeniz Yeşilleri Derneği, Çevre Geliştirme Derneği, Yörük Obaları Derneği, Muğla Sanat Sevenler Derneği ve Muğla Kadın Dayanışma Derneği gibi kuruluşların da destek verdiğini dile getirdi.