Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Yerel yönetimlerin sanata desteği şart

Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürü Erdoğan Davran, Opera Müdürlüğü’nün ilk yılını ve sanatsal çalışmalarını Yeniçağ okurları için değerlendirdi.
Sayın Davran ile Ankara Müdürlüğü’nün kendilerine getirdiği kolaylıkları paylaştık öncelikle. Ankara Devlet Opera ve Bale Müdürlüğü’nün, Türkiye’deki genel müdürlüğü için çok önemli olduğunu söyleyen Davran, hem idari ve bürokratik işleyiş hem de sanatsal işleyiş açısından yüklerini bölüştüklerini söylüyor. Davran;  “Şu anda Türkiye’de 6 tane operamız var ve sanatsal işleyişi müdürlük bünyesinde daha rahat koordine ediyoruz. Özellikle de sanatçıların özlük hakları konusu ve norm kadro konusundaki çalışmalara hız verdik.”  diyor. Sanatseverlere en güzel müjdesi ise 2010’da özellikle de yaz aylarında seyirci ile buluşacak festivaller. Bunlardan 3 tanesi uluslararası festival, 1 tanesi de uluslararası bale yarışması. 17. Aspendos Opera Bale Festivali, 1’inci İstanbul Opera ve Bale Festivali, 2’nci İstanbul Bale Festivali, 8 veya 9’uncu Bodrum Bale Festivali. Davran bu 4 festivalin de genel müdürlüğün sanatsal açıdan dünyaya vizyonu olduğunu ve böylesi büyük projelerle Türk balesini ve başarılı prodüksiyonları dünya arenasına taşıdıklarını bununla da gurur duyduklarını, çok yol aldıklarını da sözlerine ekliyor. Kendisine özellikle siz okuyucularımın sorularını yönelttim.
Opera halka uzak bir sanat dalı olarak biliniyor. Bu sanat dalını halka sevdirmek için yeni projeleriniz var mı, özellikle de Anadolu’da bu müziği nasıl yaygınlaştırmayı düşünüyorsunuz diye sordum. Bakın neler söyledi.
“Ankara İl Kültür Müdürlüğümüz, belediyeler, yerel ve ulusal basının da desteği ile canlı konserler düzenlemek istiyoruz, nitekim de yapıyoruz. Sizin de bildiğiniz gibi sanat evrenseldir. Öncelikle bu sanat dalı bize yabancıdır anlayışını ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. Ben önce Ankaralıların sonra da Anadolu insanının opera dinlemesini çok istiyorum. Bizim yelpazemiz oldukça geniş, seçeneğimiz çok. Herkesin beğeneceği bir sunumumuz mutlaka var. Tiyatro ile ortak projelerimiz var, çocuk oyunları oynuyoruz, klasik opera eserlerinin yanı sıra Türk operalarımız var, operet yapıyoruz, müzikal yapıyoruz, dram var, bale var, modern dans, tango vs.. Hepsi seyirci ile buluşuyor ve kişiler mutlaka bunlardan birini beğenecektir. En son Sabahattin Kalender’in Cem Sultan Operası satın alındı ve inşallah Şubat başında dünya prömiyeri gerçekleşecek. Daha sonra Adnan Saygun’un Kerem Operası, Okan Demiriş’in IV. Murat Operası ve Cum Sultan var.
Kişilerin bir kere dinlemesi ve denemesi gerekiyor. Kapıdan girilmekte tereddüt yaşanıyor nedense. Aslında sanat insan ruhundan hiç uzak değil. İnsan ve sanat yüzyıllardır iç içe yaşıyor. Mesela sanatı halkın ayağına götürüyoruz. Halk konserlerinde popüler eserleri tercih ediyoruz. Bizim öz kültürümüzde türküler var. Önce 3 tenor ile buluşturduk izleyeni ve 3 tenorun seslendirdiği çok güzel halk türkülerimiz oldu. Şimdi de yeni proje olarak 3 soprano çıkarıyoruz ve turneler ile Anadolu’yu geziyoruz.”
Değerli meslektaşım ile aynı düşüncede buluşuyorum. Gerçekten de müziğin büyülü nağmelerinin keşfedemediği bir yürek yok. Herkesin yüreğini yakalayan mutlak bir tını, bir ezgi var sizi sanatın içine alan, buluşturan. İBen de köşem aracılığı ile tüm sanatseverlere sanat ile el ele diyorum.

Yazarın Diğer Yazıları