Yerli ve millî olanları sevsinler

      Uzun süre sessiz kalmayı dış politika üslubu sayan Başbakan Binali Yıldırım nihayet, Yunan'a terk edilen adalar ve kayalıklar konusunda konuşmak zorunda kaldı...

      Konu, yeni değil, başı taa 2004 yılına uzanıyor...

      Tekrarlıyorum; o tarihte Yunanistan'a, AB tam üyeliğimize destek vermesi koşuluyla biri kayalık 18 adayı verdik. Okurlarım hatırlayacak, adaların adını defalarca açıkladım; Aydın ve Muğla illerimizin envanterine kayıtlı bu topraklarımız o tarihten bu yana işgal altında...

      Şunu da hatırlatayım; bu kararı TBMM vermiş değil, doğrudan hükûmet verdi...

      Kime sordular, bu kararı niçin aldılar, kim emretti, bugüne kadar gizlemiş durumdalar; büyük ihtimal emir Erdoğan'dan...

      * * *

      Bugüne kadar hükûmetten ses çıkmadı; sadece aptallığı müseccel isimler, adaların Yunanistan'a sadece Lozan Antlaşması'yla verildiğini iddia ettiler...

      Aslı astarı olmayan iddia...

      Lozan'da masaya oturduğumuzda Ege Adaları İtalyanlar'a aitti. O adaları Yunanistan'a İtalya verdi...

      İtalyanların eline de, gücünü yitirmiş ve zafiyet içerisindeki Osmanlı terk etti...

      Bunlar unutulmuş değil ki...

      * * *

      Başbakan Yıldırım, gazetecilerin konuya ilişkin bir sorusuna cevap verirken Türkiye ile Yunanistan'ın arasını açmaya çalışanlar olduğunu, aidiyeti belli olmayan ve tartışılacak konumda bulunan adacıkları ve kayacıkları aleyhimize kullandıklarını anlattı...

          Binali Yıldırım'ın basite indirgemeye kalkıştığı adalar konusunun boyutunu görmezden gelme ısrarı gerçeği değiştirmiyor...

      Karasularımız içinde bulunan, tapuları bize ait toprakların üzerinde Yunan askeri tesisleri yer almaktadır ve diktikleri direklerde Yunan bayrağı asılıdır...

      Yıldırım ve hükûmeti işte bu durumu sorun yapmıyor ve görmezden geliyor...

      Yazıklar olsun!

      * * *

      Unutmadan...

      Yıldırım, fiili durumlara da müdahale ederiz diyor...

      18 toprak parçamıza Yunan Ordusu, askeri tesis kurar ve direklerine Yunan bayrağı çekerken elinin baş parmağını kırıp Rabia işareti yaparak yerlilik ve millîlik taslayan onu da yapamaz, o yönde de irade gösteremez...

Ülkeyi AKP'den Bahçeli kurtarır!

        AKP-MHP ortaklığı kör-topal sürüyor...

        Erdoğan 2019'daki seçimin tarihini açıklarken Bahçeli yine yaptı yapacağını, erken seçim çağrısında bulundu, hatta tarih bile verdi.                                                                                                                                                  Ne yalan söyleyim, sevindim...

        128 üyeyle geldiği Meclis'e ülkeyi erken seçime taşıyarak bir dönem giremeyen ve MHP'yi de siyasetin taa dibine gömen Bahçeli, böyle bir duruma yeniden neden olabilir...

        AKP'yi erken seçimle siyasal hayatımıza musallat etti, erken seçimle de yolcu edebilir...

 Bu, danışıklı dövüş değil mi...

        Demokratik parlamenter sistemin yerine, tek adam mekanizmasının devamını sağlamak ve Bahçeli'nin de saltanata ortak olması için kurulan "Cumhur ittifakı"nın erken seçim konusunda hırsız gürsüz buluşma alanı olduğu ve tarafların da yola tam bir uzlaşı içinde çıktıkları anlaşıldı...

        * * *

        Bu konuda çok soru var...

        Mesela...

        Bahçeli neden durup dururken gündeme erken seçimi taşıdı...

        Taşıdı mı, taşıttırıldı mı...

        Bunu öteden beri, erken seçim yok diyen ve muhalefetin saldırılarından kurtulmak isteyen Erdoğan mı düşündü, yani talimat Erdoğan'dan mı...

        Yoksa Bahçeli, parlamentoya daha fazla MHP'li ismin girmesini pazarlık konusu yapmak için mi bu yolu seçti...

        MHP lideri, İYİ PARTİ'den korktuğu için MHP'nin oylarını toplayan Akşener ve arkadaşlarını seçimin dışında bırakarak intikam almaya kalkmış olabilir mi...

        Peki Bahçeli'nin bu önerisini "Erken seçim 2019'da" diyerek kesin ifadelerle kesmiş olan Erdoğan, sonunda neden, "Hakkı âliniz var, öyle olsun" diyerek kabul etti...

         Sizce de bu, danışıklı dövüş değil mi... 

         * * *

         Sık sık ifade değiştirmekle tanınsa da Tayyip Bey'in, görüşünü değiştirerek tek adamlık kaderiyle oynamayacağı kanısındaydım. O ne derse cumhur cemaat onu yapıyor. Aksini yapamazdı, o zaman hayatını allak bullak etmiş olurdu...

         Enkaza döner!

Yazarın Diğer Yazıları