Yaygın bir inancın çöküşü: Çok su içmenin cilde belirgin bir yararı yok!

Yaygın bir inancın çöküşü: Çok su içmenin cilde belirgin bir yararı yok!
Bol su içmenin cildi güzelleştirdiği söylenir. Ancak bu iddiayı destekleyen bilimsel veriler olmadığı gibi, bazı araştırmalar da bu tezi çürütüyor

Pürüzsüz, ışıldayan bir cilde sahip olmak isteyenlerin çoğu, bol bol su içilmesi tavsiyesini duymuştur. Suyun vücudu toksinlerden arındırarak, cildi güzelleştirdiği söylenir. Bu tavsiyede bulunanların içilmesini önerdikleri su miktarı farklılık gösteriyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde günde sekiz bardak su içilmesi tavsiye ediliyor. Daha sıcak iklimlerde ise daha fazla terleme nedeniyle daha çok su içilmesi öneriliyor. Fakat önerilen miktar ne olursa olsun bu tavsiyenin temelinde, fazladan su tüketmenin, cildi nemli tutacağı düşüncesi yatıyor. Yani suyun içeriden dışarı doğru etki eden bir nemlendirici işlevi gördüğü düşüncesi. Bu o kadar yaygın bir görüş ki, bunu destekleyecek bir verinin olmaması sizi şaşırtabilir. Biri bütün gün su yudumlayan, diğeri de normal miktarda su içen insanlardan oluşan gruplarla yapılmış pek çok araştırmanın olduğunu düşünebilirsiniz. Bir ayın sonunda, bütün gün su içen gruptakilerin cildinin ne kadar güzelleştiğinin ölçüldüğünü sanabilirsiniz.

Deney sorunu
Bu tür araştırmalar çok nadir. Çünkü su, patenti alınan bir ürün değil. Sonunda satılabilecek bir ilaç ya da kozmetik ürün ortaya çıkmayacağı için, böyle bir araştırmayı destekleyecek mali kaynak bulmak zor. İsrail’deki Kaplan Tıp Merkezi’nden cilt uzmanı Ronne Wolf, uzun süre su tüketmenin cilde etkilerini araştırdı. Araştırma sonunda yaygın inanışa tezat oluşturacak bulgular ortaya çıktı. Dört hafta boyunca fazladan kaynak suyu içenlerin deri yoğunluğunun azaldığı görüldü. Bazıları, yoğunluk arttıkça derinin nem tutma oranının da arttığını düşünüyor. Aynı araştırmada, çeşme suyu içenlerinse deri yoğunluğunun arttığı görüldü. Ancak cinsi ne olursa olsun, suyun cildin kırışıklığı ya da pürüzsüzlüğü üzerinde fark yaratmadığı ortaya çıktı. Fakat bu sonuç, vücudun susuz kalmasının cilt üzerinde hiçbir etkisi olmadığı anlamına gelmiyor. Bunun etkisini derinin şişkinliği üzerinden ölçmek mümkün. Bunun için derinizi çimdikler gibi, parmak uçlarınızla tutup kaldırın ve bir süre sonra bırakın. Derinizin ne kadar süre içinde eski haline döndüğüne bakın. Eğer cildiniz susuz kalmışsa eski şeklini alması biraz daha fazla zaman alacaktır. Ama bu, az su içmenin cilt için kötü olduğu, ortalamanın üstünde su içmek gerektiği anlamına da gelmiyor. Şöyle bir örnek vermek mümkün: Evet, yetersiz beslenme zafiyete yol açar. Ama bu çok fazla yemek yemenin iyi bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Ronne Wolf, “Bu, ‘arabanın benzine ihtiyacı var. O yüzden çok fazla benzin iyidir’ demeye benziyor” diyor. Çok fazla su içince vücudun bunu depolayacağına inanılır.  Bu da bir başka yaygın inanıştır. Ama bu, suyu ne kadar çabuk içtiğinize bağlı. 15 dakika içinde birkaç bardak su içerseniz, fazladan idrar olarak atılır. Ama aynı miktardaki suyu iki saat içinde içerseniz, vücudunuz daha fazla su tutar.