Herkes bal gibi biliyor ki Davutoğlu'nun seçilmesi, Saray'ın baskısı altında gerçekleşmiştir. Damadın denetleyici güç olarak özellikle yönetimde yer almasının açıklaması da budur. AKP, seçime giderken seçmeni şaşırtmamak için kendince bir formül geliştirmiştir. Sembolik olarak tepede duran ve sanki yetkin güçmüş gibi görünen bir genel başkan ile altta kurucu lider Erdoğan'ın ağır toplarının yer aldığı asıl güç tarafından yönetilecek bir parti...

Eylül kongresinden çıkan sonuç budur.

Binali Yıldırım çıkışıyla sağlanan bu yapı, AKP takımının mantığı ile aslında bir darbedir. Çünkü AKP'nin yeni liderine karşı bir çeşit ipleri elde tutma, onu etkisizleştirme ve partinin karar mekanizmasını ele geçirme operasyonudur...

Bu sebeple kongrede yapılan konuşmaların hiç birinin kıymeti harbiyesi yoktur.

Mesela ne diyor Davutoğlu özetle?

"Yasaklarla, yolsuzluklarla, yoksullukla mücadele edeceğim..."

Yapabilir mi?

Kesinlikle yapamaz.

İddialarından "yasakları ve yolsuzluğu" bir kenara koyun; yoksullukla bile gereken mücadeleyi veremez.

AKP'nin mevcut ekonomi politikasını değiştirme gücünü başarırsa Türkiye'de gerçekten çığır açmış olur. Ama kiminle ve hangi anlayışla yapacak bunu? AKP'de böyle bir zihniyet yok ki.

Özelleştirme politikalarını tersine mi çevirecek?

Yeni bir PETKİM mi yaratacak?

Yoksa sil baştan şeker fabrikaları mı kuracak?

O da değilse Çin'den esinlenip model bir Türkiye mi oluşturacak?

Asla!!!

Neden?

Çünkü bu devletin ekonomiye girmesi anlamına geliyor. Keşke girse ve devlet yatırımlarına hız verse ve işsizlik azalsa... Ama bunu yapamaz. Çünkü küresel sistemin bir parçası olan ekonomiler ve bunları yöneten politikalar, tam bağımsızlık iradesi gösteremezler.

Yolsuzluk ise AKP'nin yumuşak karnı...

Yolsuzluğun üzerine gitsin ve herhangi bir yerinden bir ip çeksin, söküğün ucunu toplayıncaya kadar kendi partisini kendisi bitirir.

Bence mahsuru yok.

Temizliğe başlaması için toplum olarak, dürüst yurttaş olmanın sorumluluğu ile arkasındayız.

Yasaklar?!

Yasaklar, iktidar gücünün, istenmeyenleri hizaya getirmesinde zorunlu araç...

Yasaklıyorsun kontrol altına alıyorsun.

Yasaklamakla tehdit ediyorsun, hizaya sokuyorsun.

Bu sebeple yasaklar, iktidarın sopasıdır. Dolayısı ile yasakları kaldıramaz Davutoğlu. Söylediği ve iddia ettiği gibi demokrat da olamaz. Bu iddiamızın en somut örneğini hep birlikte yine kongre sürecinde yaşadık. Hatırlasanıza daha gazete binasını yakmaya gideli çok bir zaman olmayan protestocu milletvekili "yasakları kaldıracağız" denilen kongrede görev başındaydı.

"Eli işte gözü oynaşta" dedikleri türden bir gerçeklik bu...

E, böyle davranan bir anlayış nasıl kaldıracak yasakları?

Kaldırmayacak...

Sadece propagandasını yapıyor ve yapmaya devam edecek...

Hangi mesajı verirse versin, Davutoğlu değil önemli olan. Önemli olan etkin ve yetkin güç olmayı sürdüren Erdoğan'dır.