Yetti gayri

Güzel dinimiz İslamiyet’e göre, Allah  “Ey kullarım, kul hakkı ile karşıma gelmeyin. Şayet birbirinizde haklarınız varsa helalleşin. Her şeyi affederim ama kul hakkını asla”  diye buyuruyor. Öyleyse, “Müslümanım”  diyen herkesin bu ilahi emre uyması gerekmektedir. Cenaze namazları sonrası imamın ölen kişi adına oradakilerden helâllik istemesi de işte bu nedenledir. Ola ki orada ölen kişinin helalleşmediği biri olabilir.
Yok, ben Müslüman gözüküyorum ama ateistim veya Müslümanım ama çıkarlarım galebe çalıyor deniliyorsa, bu da düpedüz riyakârlıktır. Allah bu milleti öylelerin şerrinden korusun. Çünkü bu türlerin yapmayacağı rezalet yoktur. İnsanlık için en tehlikelileri de bu tiplerdir. Bu gibiler ki insan haklarına saygılıyız der, hak yemeden geri duramaz. Demokratım der, demokrasiye inanmazlar. Bu tiplere dikkat etmek gerekir. Yoksa bir anda kendini bir hendeğin içinde bulursun.
Son zamanlarda her türlü gıda maddesinde yaşananların çarşaf çarşaf deşifre edilmesiyle, sağlığımızla nasıl oynanıp, çıkar uğruna varlığımıza gasp edildiyse, insanların makama getirilişinde de bıyıklara bakılarak veya bağlı oldukları tarikatlara göre atamaları yapılarak ülkemizin geleceğiyle oynandığı bir gerçektir. Diğer bir tabirle Cumhuriyet ilkelerinin genleri ile oynanıyor. 
Yetmedi o göreve getirilenlerin işin ehli olmaması nedeniyle veya yandaşlıkla hareket edilmesi sonucu skandalların önü alınamıyor. Bunun en canlı örneği ise ÖSYM’de yaşananlardır. Bu yaşananlar ki gelecekte tamiri mümkün olmayan yaraların açılmasına neden olacağından, bizi biz olmaktan uzaklaştırmakla kalmayıp, devlete olan güven bunalımını da beraberinde getiriyor.
Olanlara şöyle bir bakılacak olursa, YGS’de şifre vakası, LYS’de puanların yanlış hesaplanması, KPSS’de soruların bir yerlere sızdırılması, TUS’ta bir önceki yılın sorularının aynısının sorulması. En son ise TUS’ta hatalı sorular yüzünden yerleştirmelerin bir buçuk yıl sonraya kalması gibi skandallara ise en son olarak Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavının iptal edilmesi eklenmiş bulunuyor.
Tüm bunlar bir hata sonucu olanlar ise, yapılan hataların karşılığı olan özür dileme mekanizması diye bir olgu bulunmaktadır. Denilebilir ki ey halkım olan bu hatalar bir değil iki değil, ben bu işi başaramadım. Hakkınızı helal edin. İşte de işi bırakıyorum. Sizi mutlu edecek istediğiniz şekilde birileri gelir inşallah diyebilinmelidir.
Yok, eğer bunu diyemiyorsanız,  siz kul hakkı yemeye devam ediyorsunuz demektir. Allah’ın emirlerine uyma yerine, kendi çıkarlarınıza ve bağlı bulunduğunuz kesimin emirlerine uyuyorsunuzdur. Bu da gösteriyor ki, inanıyorum dediğin o ulvi inanç olan, İslam inancına sahip olmadığındır. İdeolojinizin inançlarınızın önünde geçtiğidir. Halkın parasını alarak oturmaya devam ettiğiniz makamdan, toplumun kahir ekseriyetine karşı tavır sergilediğinizdir.
Anlaşılan o ki ÖSYM Başkanı insanlarımızın haklarının gasp edilmesine seyirci kalıp destek vererek zevk alıyor. Bu milletle alay ediyor. Peki, ama bu zatı muhterem bu gücü nereden alıyor. Anlaşılan o ki, “Ben başkana güveniyorum” diyerek onu oralara getirenlerden olsa gerek. Tabii ki onlar da gücünü halktan alıyor. O gücü onlara veren halkın, gücün kendisine karşı kullanılması için vermediği de ayrı bir gerçektir.  O gücü verenler bir gün almasını da bilecek kadar güçlüdür.
Dün kurumlardan şikâyet edenler, bu gün kurumları halka zulmeden yerler haline getirmiştir. Yok, ettirmiyoruz diyorlarsa bu yapılanlar neden? Kişilerin bu hareketlerine neden göz yumuluyor?
Ha, bazı yandaşlar bu durumu savunurken yasalardan bahsederek, hükümetin ÖSYM başkanını almaya gücünün yetmediğinden dem vuruyorlar. Yasa izin vermiyorsa değiştirilir. Hiçbir yasa halkın haklarını gasp etmek adına çıkarılamaz. Çıkarılıyorsa orada demokrasiden söz edilemez. Kaldı ki istenilmeyen yaslar pekâlâ da değiştiriliyor.
Bir taraftan “Dindar gençlik yetiştireceğiz” deyip, diğer taraftan kul hakkı yiyerek halka karşı riyakârlık sergilenecekse, buna bu halkın karnı tok. Bu halk size görev verirken ne emeller beslemişti sizse yaptıklarınızla halkı nasıl sükûtu hayale uğrattığınızı görün, yetti artık. Yol yakınken milletle helalleşin. Yoksa bu milletin ahı sizi her iki dünyada da yakacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları