Açıkça artık  “Atatürk’ten kurtulmak gerek” diyorlar ve Atatürk’ün zaferlerini, başarılarını, devrimlerini inkâr ediyorlar. Hatta Kurtuluş Savaşı’nın olmadığını veya bu zaferin Çerkez Ethem tarafından kazanıldığını bile iddia ediyorlar!
O ve sonra Mustafa Kemal’e karşı çıkan Paşalar olmasaymış Kurtuluş Savaşı güç başlar ve kazanılırmış!
Bazı sözde “aydınlar” ve yazarlardan başka AKP iktidarı da bu yolda Cumhuriyetin belli başlı anma törenlerini kaldırıyor. Doktorasını herhalde Atatürkçülük konusunda vermiş BaşbakanYardımcısı Dr.(!) Hüseyin Çelik  “Atatürk’ün, Gençliğe Hitabesi ayet mi” diye soruyor ve Atatürk’ü Koruma Kanunu’na ne gerek var diyor...
1931’de Demokrat Parti iktidarının başında bu kanun, ticani ve yobazların “demokrasiden” yararlanarak Mustafa Kemal’in heykellerini taşlamaları ve yıkmaları üzerine çıkarılmıştı.
Bugün de o yobazların post modern ahfadı sözde aydınlar, Atatürk’ü yıkmak çabasındalar. Sanki bu, AKP iktidarının yazılı olmasa da aşikare çıkan programı!
Tabii ki Atatürk herhalde kanunla korunmaz.. Türk milleti herhalde onun kıymetini anlamayacak kadar idraksiz olamaz.. Birçok ülkede “Lese Majeste” adı verilen yasa vardır. “Lese Majeste”, bir ülkeyi temsil eden tarihsel kişilere söz söylenmesini, hakaret edilmesini engelleme yasasıdır. Demokrasiyle yönetilen birçok ülkede devleti, ülkeyi ve ulusu korumak amacıyla hazırlanmış bunun gibi yasalar bulunmaktadır.

***

Mustafa Kemal; yazar Stefan Zwig’in dediği gibi, dünya tarihinde “yıldızın parladığı anlardan” biridir.. Bizim bazı ahmaklar onun kıymetini anlamasalar da bunca yıldır dünya alem anlamış, bunca yıl tartışılmamış!
Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün kurduğu parti ve onun eserlerini, devrimlerini korumakla mükellef. Fakat geçen akşam CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kanal A televizyonunda ’Görüş Farkı’ adlı programda söylediklerini duyunca, dehşete kapıldım, kulaklarıma inanamadım... “Sen de mi Brutus” dedim. CHP Genel Başkanı adeta, son zamanlarda CHP ve eserlerini kötüleyen Erdoğan gibi konuşuyordu. Atatürk’ü Koruma Yasası’na gerek olmadığını, Nazım Hikmet’i CHP’nin hapse attığını, Sabahattin Ali’yi CHP’nin öldürttüğünü söyledi. Dersim olayı konusunda konuşurken de Dersim isyanının bastırılmasında CHP’nin suçlu olduğunu ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, bu mantıksızlığıyla devam ederse, CHP iktidarı döneminde 4 Eylül 1978 Sivas ve Aralık 1978 Kahramanmaraş olaylarını da CHP’nin çıkarttığını söyleyecektir. İktidar ortağı olduğu dönemde bombalı bir saldırı sonucunda hayatını yitiren Uğur Mumcu’yu da CHP’nin öldürttüğünü söyleyecektir. Şimdilik tek parti dönemini eleştiren Kılıçdaroğlu, zamanı gelince bu dönemleri de sorgulama görevini yerine getirecektir. Kendisinden başka tüm CHP Genel Başkanlarını suçlu olarak göstermek gayretinde olan Kılıçdaroğlu, geçen 21 aylık süre içinde CHP’yi ekseninden kaydırdı  Garipten de öte, kendi hesabına acı bir durum. Şu sırada Erdoğan’a karşı haklı çıkışlarıyla tezat. Atatürkçü CHP’lilerin Kurultayda bunları onaylaması mümkün mü?

***

Cumhuriyet tarihiyle hesaplaşmayı marifet sayanların şimdiki hedefleri, Atatürk’ü Koruma Yasası’dır. Mustafa Kemal Atatürk’e ve devrimlerine saldırının bir moda haline geldiği günümüzde, bu yasanın kaldırılmasını isteyenlerin Anayasa Mahkemesi kararıyla “laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu” kesinleşen AKP’liler olması doğaldır. Ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından bu yasanın kaldırılmasının istenmesi, uluslararası para oyuncusu George Soros’un desteklediği Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın (TESEV) kurucu üyesi olmasından mı kaynaklanıyor...

***

Çelik diyor ki; Hz. Muhammed’i koruyan bir yasa var mı ki, Atatürk’ü koruyan yasa olsun. Cevap, bu yasaya rağmen Mustafa Kemal’e saldırıyorlar. Eğer olmasaydı daha neler söyleyeceklerini ve neler yapacaklarını siz düşünün! Mustafa Kemal, bu hayasız saldırılar karşısında, cennet mekanından öfke ve acıyla haykırıyordur: “Yıkın diktiğiniz heykellerimi. Rahat bırakın beni” diye!