Yılmaz Özdil enflasyonu kimsenin anlatmadığı gibi anlattı. 'Kanal BlaBla'da açıkladı

Yılmaz Özdil enflasyonu kimsenin anlatmadığı gibi anlattı. 'Kanal BlaBla'da açıkladı
Gazeteci Yılmaz Özdil YouTube kanalı olan 'kanalblabla'da enflasyonu kimsenin anlatmadığı gibi anlattı. TÜİK'in enflasyonu nasıl hesapladığını ve asıl hesabın neye göre yapıldığını belirten Özdil, dikkat çeken örneklerle enflasyonun aslında ne olduğunu herkesin anlayabileceği şekilde anlattı.

Gazeteci ve yazar Yılmaz Özdil, kendi YouTube kanalı olan 'kanakblabla'da gündemin kanayan yarası olan enflasyona ve vatandaşın içler acısı durumuna dikkat çekti.

Daha önce hiç kimsenin yapmadığı enflasyon tanımı yapan Özdil, enflasyonu öyle bir anlattı ki en ekonomiden anlamayan insanların bile anlayabileceği, bilimsel kelimelerden uzak ve dikkat çeken örnekleri herkesin önüne bir bir sundu.

'SİZ HİÇ FAKİRLİKTEN KURTULMA DUASI DUYDUNUZ MU?'

Söz konusu videoya "bu videoda şahlanan ekonomiyi konuşacağız" sözleriyle başlayan Özdil "siz hiç fakirlikten kurtulma duası duydunuz mu?" diye sordu.

Ardından dinleyicilerini arama motoru Google'a yönlendiren Özdil, 5 binden fazla fakirlikten kurtulma gibi duaların pazarlandığı internet siteleri olduğunu ve bunlarla her seferinde hayretle karşılaştığını ifade etti. Yine aynı şekilde "borçtan kurtulma duası"nın olduğuna dikkat çeken Özdil, bunların kimisinin "en tesirli dua" sloganı ile reklamlarının yapıldığını söyledi. Hatta bazı sitelerde "24 saatte etkili" başlığıyla sunulduğunu bile söyleyen Özdil söz konusu sitelerdeki dolandırıcılığa dikkat çekti.

Fakirlik ve borç dualarına kredi kartı borcunu da ekleyen dolandırıcıların "kredi kartı borcundan kurtulma" adı altında farklı farklı dualar yazdıklarına şahit olduğunu belirten Özdil bu duaların çeşitli isimlerle (icra takibinden kurtulma duası, borç-haciz gibi ayrı ayrı şeylerle uğraşmadan bütün ekonomik sıkıntılardan külliyen kurtulmak isteyenlerin, direk zenginlik duası satın almak isteyenlerin) internet sitesi açtıklarını ve bu alandan insanları dolandırdıklarına değindi. Sözü edilen internet sitelerinde dolandırıcıların, insanların ekonomik anlamda rahat edebilmesini vaat ederek, bahsi edilen internet sitelerine dünyanın her yerinden kargo ile gönderimin sağlanabileceğini de yazdığını hayretler içerisinde anlattı. Dolandırıcıların istedikleri parayı, verdikleri hesaba yatırıldıktan sonra adresinize sizi "zengin edecek dua"yı göndereceklerini söylediğini belirtti. Dolandırıcıların "bir yıl içerisinde zengin olma duası, servet duası, bu duayı okuyanlar zengin olmadan ölmez duası" başlığı attığını ve zengin olmanın dışında büyük servet kazanmanın da bir duayla mümkünmüş gibi sunulduğunu belirtti.

Sitedeki duaları satan kişilerin duaların altına yazdıkları notları okuyan Yılmaz Özdil bir duanın altında şöyle bir yoruma denk geldiğini söyledi:

"İnanmayarak bile okursan kabul olur, tecrübeyle sabittir."

Yorumu "akıl alır gibi değil" diyerek açıklayan Özdil söz konusu dolandırıcı sitelerde "acil para bulma duası, cüzdan duası, cüzdanın boş kalmasın duası, parayı mıknatıs gibi çeken dua, parayı koyacak yer bulamazsın duası, kağıdı paraya çevirme duası, solüsyonla para çoğaltma reklamı" gibi çeşitli isimler ve linklerle pazarlandığını belirtti. Bu tarz linklere tıklanıldığında vatandaşların dolandırılmama ihtimalinin çok düşük olduğuna değinen Yılmaz Özdil dinleyicilerini uyardı.

Yine internet ortamında "Define bulma duası, rüyanda hazinenin yerini görme duası" garantili sloganı ile dağıtılan "iş bulma duası, devlet memuru olmak için dua, terfi duası, rütbe duası, tayin duası, mevki sahibi olma duası, ataması yapılmayan öğretmen duası, iş görüşmesinde olumlu intiba bırakma duası" gibi linklerin ve reklamların da bulunduğunu belirtti.

İNTERNETTE DUA PAZARLAYAN DOLANDIRICILAR KİM?

"Bunları internette kim pazarlıyor" diye soranlara da yanıt veren Yılmaz Özdil ekonomi ile ilgisini de şöyle açıkladı:

"Medyumlar var, dümenden medyum... Medyum İsmail hoca var mesela, medyum Fatma hoca, medyum Beşir hoca, medyum Şebnem hoca, var oğlu var... Aslında bunların çoğu aynı kişi. Çünkü haber yapmak için biz baktığımızda farklı farklı isimlerle internet sitesi açıyorlar ama bunlar aynı kişi. 'Nereden biliyorsun' derseniz bunların çoğunun telefon numaraları aynı. Suriyeli tabii olmazsa olmaz, onları da tokatlıyorlar. Halepli Firdevs hoca var mesela, her dine uygun medyum var memlekette. Medyum Adrian var, medyum Tina var, Budist medyum bile var... Medyum Hakan var mesela. Bana sorarsanız yani YÖK Başkanı olması gereken bir medyum bu arkadaş. Bunun hesabına yatırıyorsun parayı, sana Belçika'dan ve İsviçre'den Uluslararası Medyumlar Birliği'nin diplomasını gönderiyor, sen burada diplomayı alıyorsun. Artık medyuma gitmene gerek kalmıyor. Bu çakma diplomayı duvarına asıyorsun ve sen de medyumluk yapmaya başlıyorsun; böyle işsiz komşulara falan. Fakirlikten kurtulma duası falan satıyorsun. Kendi işini kendin yaratmış oluyorsun. Bu medyum diploma satıyor yüzde 120 enflasyonla. İşte enflasyon aslında budur."

Enflasyon için çarpıcı örnekler sunarak TÜİK'in açıklamaları ile asıl verileri karşılaştıran Özdil, içinde bulunduğumuz durumu şu sözlerle tanımlıyor:

'ENFLASYON ARTTIĞINDA...'

"İnsanların çaresizlik seviyesidir çünkü enflasyon. Enflasyon bu kadar uzun sürdüğünde sadece fiyatlar artmış olmuyor, çaresizlik de artıyor, umutsuzluk da artıyor. Bir de düz yalan olduğunu bile bile yalandan bile medet umma acizliği artıyor. Enflasyon arttığında sadece fiyatlar artmıyor, yalan olduğunu bile bile olmayacak duaya amin diyenlerin sayısı artıyor. Enflasyon arttığında sadece benzin fiyatı artmıyor, lütfen herkes sıkı dursun cinayet de artıyor. Türkiye'de şu anda yüzde 120 enflasyon var mesela. Bu enflasyon oranı Türkiye'deki cinayet oranının yüzde 240 artacağını işaret ediyor. 'Nasıl yani?' derseniz yüzde 120 enflasyon yüzde 240 cinayet. Çünkü Amerika'da bilim insanları 65 farklı ülkede 50 yıllık suç istatistiklerini inceliyor. Bunu International Criminal dergisinde rapor halinde yayınladılar. Enflasyon oranı 1 arttığında cinayet oranı 2 artıyor.

Feci bir bilimsel açıklama. Yani enflasyon arttığında sadece domates fiyatı artmıyor, fuhuş da artıyor. Gübreye zam yapıldığında sadece köylerdeki tarımsal üretim kalitesi artmıyor, şehirlerdeki hırsızlık da artıyor. Elektrik faturası ile uyuşturucu arasında doğrudan ilişki var. Bilimsel bir gerçektir ki doğalgaz parası ne kadar artarsa, hap kullanımı da o kadar artıyor. Hepimiz bu ülkede doğduk, büyüdük. Hepimiz bu ülkenin çocuğuyuz. Yahu ömrümüz boyunca bu kadar çok kokayinci gördünüz mü Allah aşkına? İşte gördüğümüz o kadar çok kokainde aslında yüzde 120'lik enflasyonun sonucudur.

Maaşınız da ayçiçek yağı alamadığınızda kara parayla kokain almak kolaylaşıyor. Aralarında böyle bir korelasyon var çünkü. Dolar yükseldiğinde halkın alım gücü azalmakla kalmıyor, halkın uyuşturucu satım gücü artıyor. Paramızın değeri düştüğünde ödemeyi biz çocuklarımızın canıyla yapıyoruz, enflasyon budur.

'ÇIKMA SEBZE, ASKIDA EKMEK'

'Askıda ekmek', hava karardıktan sonra pazar tezgahlarının altından toplanan 'çıkma sebze'...

'Çıkmaz sebze' diye bir kavram var ya... Dünyada sadece Türkiye'de var böyle bir kavram.

'FAİZ SEBEP ENFLASYON NETİCE DEĞİL...NETİCE SUÇ!'

Tezgahtaki sebze ile çöpteki sebze arasındaki kavram karmaşası... Çıkma sebze, askıda ekmek, boş baklava, bayat simit, ucuz kıyma kuyrukları aslında o memlekette tacizin-tecavüzün, cinsel istismarın patladığının göstergesi, birebir yansıması. Çünkü 'faiz sebep enflasyon netice' değil ama bilimsel olarak enflasyon sebep suç neticedir. Üstelik yine o bilimsel raporda okuyoruz görüyoruz ki; suçun sebebi enflasyon ama ekonomik değil, aslında politik. Ekonomik koşullar bozulunca hükümete güven azalıyor. Hükümet seçimi kazanıyor ama hükümete güven yok. Hükümete güven azaldıkça hukuk kurallarına riayet edenler de azalıyor. Yani aslında ekonominin kontrolünü kaybeden hükümet aslında suç eğimlimleri üzerindeki sosyal kontrolünü de kaybediyor. Bunu bilim söylüyor. İşte bu yüzden biz küresel suç endeksinde Avrupa'da 1 sıradayız. İran'la, Afganistan'la, Irak'la suç oranında aynı sıradayız. Dünya suç puanı sıralaması var, biz şu anda Suriye'den kötü durumdayız bu sıralamada...

Pakistan Panama gibi ülkeler bizden iyi durumda suç puanında.

'SEDAT PEKER BİZE SOSYAL ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ ANLATTI'

Sudan, Tanzanya, Uganya gibi Afrika ülkeleri bizden daha güvenli kabul ediliyor. İstatistik bu. Hani Sedat Peker tek tek anlattı ya, milyonlarca, 100 milyonlarca kez izlenildi. Sedat Peker'in de şifre ettiği uyuşturucu baronları, kokain tüccarları, kara paracılar niye doluştu bu ülkeye? Ekonomi ile birlikte sosyal kontrol kaybedildiği için... Sedat Peker'in anlattıklarını böyle kriminal meseleler filan zannettiler ama aslında Sedat Peker politik ve ekonomik olarak çöken bir ülkenin sosyal çürümüşlüğünü anlattı. Bu sosyal çürümüşlüğü yüzümüze vuruyordu. Hükümetin falan işine aslında bu yüzden gelmiyor. Herkes böyle "kriminal filan" gözüyle baktı ama aslında öyle değil sosyal çürümüşlüğü anlattı bize...

'DÜNYADA KIRMIZI BÜLTENLE ARANAN MAFYA BABALARINA TÜRKİYE'DE FİNK ATSINLAR DİYE VATANDAŞLIK VERİLİYOR'

Sırp mafyasından Avustralya mafyasına kadar hepsi niye doluştu bu ülkeye? Ekonomi ile birlikte sosyal kontrol kaybedildiği için... Bilimsel gerçek bu. Enflasyon artarsa umut dibe vurur, suç patlar. Bütün dünyada kırmızı bültenle aranan yabancı mafya babaları Türkiye'yi adeta turistik alan gibi kullanıyor. Kimi Sarıyer'de kimi Nişantaşı'nda takılıyor... Nişantaşı'nda bir çatışma çıksa 5 gün falan sürebilir çünkü herkesin cebinde silah var. Bütün dünyada kırmızı bültenle aranan mafya babaları rahat rahat fink atsın diye Türkiye'de vatandaşlık veriliyor. Enflasyon işte aslında bu.

'ALDIĞIMIZ HER ÜRÜN KALİTESİZLEŞTİ'

Başka bir meselede şu:

Mesela somun alıyorsunuz, vida alıyorsun, sıkıyorsun eziliyor, kırılıyor. Makas alıyorsun, kesiyorsun kırılıyor. İşte enflasyon budur. Metrajı küçülen tuvalet kağıdıdır, gramajı küçülen deterjandır enflasyon. Aldığımız her üründeki kalitesizliktir yani düşünün şu anda her ne satın alıyorsak, mobilyadan ev eşyasına, her şeyin kalitesi düşmedi mi? Enflasyon yükseldikçe kalite düşer.

Şimdi ENAG var, gerçek enflasyonunu veriyor. İçinde saygın hocalarımızın bulunduğu, ekonomistlerimiz var. Bir de güya TÜİK'in enflasyon sepeti var. 400 küsür falan madde yer alıyor içinde. Hepsinin farklı ağırlık oranları var. O ağırlık oranlarına göre hesaplama yapılıyor, ortalaması alınıyor ve güya enflasyon oranı çıkıyor değil mi? Bize yıllardır böyle anlatılıyor.

Mesela bakın ben bunları inceledim evcil hayvanlar için gıda harcamalarının ağırlık oranı tavuk etinin ağırlık oranından fazla yani tavuk eti yerine kedi maması yersen ne olmuş oluyor? Enflasyon düşmüş oluyor... Böyle hesaplıyorlar.

'PİLAV YERİNE DEBRİYAJ BALATASI, PİLAV ÜSTÜNE KURU KOYACAĞINA JANT KAPAĞI KOY ÖYLE YE'

Otomobil yedek parçalarının ağırlığı oransal olarak pirincin, bulgurun, nohutun neredeyse iki misliyle aynı. Yani pilav yerine debriyaj balatası yersek, pilav üstüne kuru fasulye koyacağımıza pilav üstü jant kapağı yersek, salataya zeytinyağı yerine motor yağı falan gezdirirsek enflasyon düşüyor. Gülüyorsunuz belki ama böyle hesaplıyorlar.

'KADIKÖY'DEN BEŞİKTAŞ'A KÖPRÜYLE GEÇECEĞİNE KENDİNİ KOLİYE KOY VE KARGOLA'

Mesela kargo göndermenin enflasyondaki ağırlığı köprü geçiş ücretinin ağırlığından kat ve kat daha fazla. Yani işe gitmek için Kadıköy'den Beşiktaş'a köprüyle geçeceğine, kendini koliye koy, kargola, sana pahalıya geliyor ama enflasyon düşüyor. Böyle hesaplıyorlar.

'UMREYE GİDİŞ ÜCRETİ ÇOCUK OKUTMAKTAN DAHA UCUZ'

Umreye gidiş ücretinin oranı, okul harcamalarının; okul kitabının, okul defterinin, okul kalem silgisinin masrafının 3 misli falan. Yani çocuğu okula göndereceğine umreye gönder kardeşim. Hem sevap kazanıyorsun hem de enflasyonun düşürülmesini sağlıyorsun.

'ERKEKLER BERBERE GİTMEK YERİNE KADIN KUAFÖRÜNE GİDİNCE NE OLUYOR? ENFLASYONUN İSTENMEYEN TÜYLERİ ALINMIŞ OLUYOR'

Ya kadınlar için kişisel bakım hizmetlerinin ağırlığı, erkek traş malzemeleri ağırlığının 5 katı. Yani erkekler berbere gitmeye ısrar edeceğine kadın kuaförüne gidip ağda yaptırırsa ne olmuş oluyor? Enflasyonun istenmeyen tüyleri alınmış oluyor. Hesap bu...

ÇARPICI ÖRNEKLER

Kışın dondurma ücretini, yazın şemsiyeyi hesaplıyorlar. Enflasyon tertemiz oluyor. ben enflasyon sepetindeki oranları böyle tek tek hesapladım mesela size bir reçete vereyim. Balık yiyeceğinize fayans yiyin. Süt içeceğinize antifiriz için. Kahve pişireceğinize zift yudumlayın, asfalt. Çorbaya tuz koyacağınıza kireç koyun. Her gün ekmek alacağınıza kombi alın her gün. Her gün yumurta alacağınıza her gün çamaşır makinesi alın. Her gün sebze meyve alacağımıza her gün gidin ultrason çektirin. Enflasyon gayet güzel çıkıyor. Böyle hesaplıyorlar.

Yani kıçımızı tuvalet kağıdı ile sileceğimize zımpara kağıdı ile silersek tam isabetle enflasyon hesapladığını görüyoruz. Abrakadabra hesaplaması...

'EKONOMİYİ YANLIŞ PROGRAMLARDAN İZLİYORSUNUZ'

Bu anlattıklarımı siz ekonomi programlarında, ekonomi sayfalarında göremezsiniz. Çünkü yanlış programları seyrediyorsunuz. Türkiye'deki ekonominin durumunu gerçekten görmek istiyorsanız Esra Erol'un, Didem Arslan'ın, Müge Anlı'nın programlarını seyredeceksiniz. Açın lütfen, bakın ya da bakanlar biliyordur 3 çocuk annesi kaynana damadı ile kaçıyor, 4 çocuk annesi kadın internette tanıştığı 15 yaşındaki çocuğa kaçıyor, iki elti yufkacıya kaçıyor birinin iki çocuğu diğerinin üç çocuğu var, iki elti yufkacıya kaçıyor, torun sahibi kadın karpuzcuya kaçıyor, 7 torun sahibi babaanne 4 torun sahibi adamla kaçıyor, 'Nasıl konuştunuz' diye bunlara soruyorlar adam diyor ki 'ben TikTok'a video koydum bu denk geldi' diyor. Babaanne okuma yazma bile bilmiyor ama WhatsApp'tan sesli aşk mesajları yolluyor. şimdi ekonomi bu. Bunlar diziler değiller, çeşitli dijital programlarda yayınlanan. Türkiye gerçekleri bunlar. Türkiye'de yaşanıyor. İlk bakışta belden aşağı mevzular gibi görünüyor ama aslında tamamen ekonomi ile alakalı sosyolojik sonuçlar. Bunlar senaristlerin yazmaya cesaret edemeyeceği tuhaf ötesi ilişkiler her gün televizyonlarda yayınlanıyor. Ana haber bültenlerinden kat ve kat daha fazla izleniyor. Haber kanallarının 20 misli 30 misli izleniyor çünkü hiçbir haber Türkiye'nin somut gerçeğini onlar kadar şeffaf yansıtamıyor, ekonominin halini enflasyonun halinİ görmek istiyorsanız ekonomi programları yerine işte bu programları izlemelisiniz.

Bana göre son 5-6 yıldır Türkiye'nin en başarılı habercileri bu arkadaşlar. Dikkat edin 'televizyon programcıları' demedim, 'televizyon habercileri' diyorum. Üstelik Esra Erol'u, Didem Arslan'ı ve Müge Anlı'yı kötülemeye çalışıyorlar, kendi başarısızlıklarını kapatmak için. Bu programlar için 'topluma kötü örnek' filan diyorlar mesela. Ya bu programlar böyle olduğu için mi toplum böyledir yoksa toplum böyle olduğu için mi bu programlar var? Bence ikincisidir. Bunu yıllardır söylüyorum. Ben gazetecilik fakültelerinde anlatmaya çalışıyorum, mesela toplum televizyonda gördüklerinden bu kadar etkileniyorsa kardeşim hepimizin artistik buz patinajcısı olması gerekiyor.

'ÜLKE TELEVİZYONDAN GÖRDÜKLERİNDEN ETKİLENİYORSA HEPİMİZİN ARTİSTİK BUZ PATİNAJCISI OLMASI GEREKİRDİ'

Çünkü TRT'nin tek kanalı olduğu yıllarda bize her gün buz pateni gösterdiler ama kimse merak edip buz patinajcısı olmadı. Televizyon böyle bir yönlendirme yapamaz, toplum böyle olduğu için televizyon bunları gösteriyor. Ben 41 yıldır bu ülkede gazetecilik yapıyorum, son derece samimi bir şekilde söylüyorum. Didem Arslan'ı, Esra Erol'u ve Müge Anlı'yı yürekten tebrik ediyorum, çok başarılılar. Türkiye'nin gerçeğini her gün Türkiye'nin yüzüne vuruyorlar. Kadın oldukları için de erkekler tarafından kıskanılıyorlar. Seyredin, ekonomiyi seyredin.

18 yaşındaki kız 6 çocuk babası 70 yaşındaki adama kaçıyor. Bu ülkede oluyor bu. 'Adam kızı bağlamak için muska ile büyü yaptı deniliyor' muska denilen paketi canlı yayında açıyorlar, cips kağıdına sarılı at yarışı bülteni çıkıyor. Bu ülkede oluyor. İki çocuk annesi kadın 14 yaşındaki kızla kaçıyor, 16 yaşındaki kız iki çocuk babası enişte ile kaçıyor, 70 yaşındaki kadın türbeye gitmek için metrobüse biniyor; türbeye gidiyor, İstanbul'da, yan koltukta oturan 50 yaşındaki bir adamla tanışıyor, yıldırım aşkına tutuşuyorlar falan, birbirlerine telefon numaralarını veriyorlar. Adam kadına 'çıtırım' diye mesajlar atıyor, buluşuyorlar falan adam kadına diyor ki 'sana bir gençleştirme ameliyatı yapalım'. Kadın senedi imzalıyor, gençleşme ameliyatı için. Türbeye giderken evi kaptırıyor. Şimdi bakın, 20 senedir tarikat-cemaat zır cahil atmosferiyle basınç altında tutulan güya muhafazakarlık dayatılan, 'ekonomimiz şahlanıyor' denilen toplumun vardığı nokta işte bu. Dindar nesil kisvesiyle normalleştirilen 'günah işleme özgürlüğü' dalga dalga aileye sirayet etti. Hani 17-25 Aralık da vardı ya yolsuzluk meselesinde, AKP'li milletvekili çıkıp dedi ki 'günah işleme özgürlüğüne müdahale ediyorsunuz'. İşte o günah işleme özgürlüğü en tepeden aşağıya dalga dalga ahaliye sirayet etti. Utanma, sıkılma, ayıp falan gibi kavramlar tedavülden kalktı. Ahlak, erdem, onur gibi kavramlar sözlüklerden silindi, kelime anlamı bilinmiyor. Ar damarı çatlaması yaşanıyor silsile halinde.

'MUTASIP YAŞAMA BİÇİMİNDEN GÖSTERİŞ TÜKETİMİNE SAVRULMAKTIR ENFLASYON'

Üniversite mezunu gençlerimiz işsiz gezer, kara kara düşünmekten; daha böyle hayatlarının baharında, çocukların saçlarına ak düşer. AKP'ye yönetici yapılan henüz 25 yaşındaki tipler elektrikli süpürge gibi kokain çeker, jakuzide kızlarla Martini içerken poz verir. Seyrettiniz değil mi? Yerli milli kokain. Bir yandan Rabia işareti yapacaksın din-iman satacaksın diğer yandan kokaine asılacaksın. Enflasyon işte budur. Düne kadar şerbet içenlerin helal Muhito'ya geçmesidir, illa Muhito içecek. Helal içecek. Maddiyattan maneviyata savrulmadır enflasyon, mutasip yaşama biçiminden, mahremiyetten; gösteriş tüketimine savrulmaktır enflasyon.

Millet karda, kışta, yağmurda askıda ekmek kuyruğunda titreşirken; Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli Smoothie yudumlamaktır enflasyon.

'SOSYAL ENKAZ VAR TÜRKİYE'DE'

Aile milletin atomudur, yapı taşıdır. Türk aile kavramı tarihte hiç olmadığı kadar zarar gördü. Toplum her katmanında içten içe çürüdü. İnsani tahribat tamir edilmez boyutlara ulaştı. Sosyal enkaz var Türkiye'de. Enflasyon işte budur...

İlgili Haberler