Recep Tayyip Erdoğan’ın  “ters köşeye yatırmak” diye bir deyimi vardır. Erdoğan kafasındaki işi yapmaya karar verdiği halde dikkatleri başka yere çekmek için  “ters köşe” yapar ama sonuçta hedefine ulaşır. Ne de olsa  “tek adam” dır. O’nun kararları tartışılmaz, itiraz edilmediği gibi anında çanak tutulur. Tıpkı 12 numaralı formayı giyip şike ile gol attırıldığı gibi merkezi, havuzu, yandaşı ve hatta muhalifmiş gibi davranan medya sayesinde hep Erdoğan’ın dediği olur. Türkiye’mizde malum medya iş başında olduğu sürece AKP ve Tayyip Erdoğan’ı al aşağı etmek zor. Nitekim gazete ve televizyon haberleri insanımızı her zaman olduğu gibi ters köşeye yatırıyor. Algı operasyonu şiddetle devam ediyor. Her sabah olduğu gibi gazete manşetlerini tek tek inceledim. Üşenmeden saydım. Sürmanşetlerde Leydi Gaga’nın İstanbul’daki striptizi tek geçilmiş. Galatasaray’ın bir futbolcusunun değerinde bile olmayan Anderlecht takımına karşı uzatmada attığı gol ile beraberliği zafermiş gibi gösterilmiş. Bir de malum bir banka ile ilgili karşılıklı polemik,  “Battı, batıyor... Sermaye artırıyor”  derken gündemin işgali sürüyor. Oysa devletin otoritesi banka batırmakla değil, devletin mührü ile ölçülür. Devletin mührünün sökülmesi, okullarının yakılması sıradan adli vaka gibi yansıtılıyor. Aylardır televizyon ekranlarında başkentin göbeğinde Hacı Bayram Camisi çevresi Hacettepe semtinde IŞİD’e eleman devşirildiğini söyledik, yazdık, duymazlıktan gelindi. Üstü örtüldü. Ama elin oğlu durmuyor, Almanı, Amerikalısı gelip mahallenin esnafından, muhtarından; bir dönem uyuşturucu kullanan gençlerinin önce camiye götürülüp sonra Suriye üzerinden IŞİD’e katılışını anlatıyor, bizim istihbarat ve polis uyuyor. Birleşik Krallık’tan kopup-kopmama kararı için bugün referanduma gidecek İskoçya için bütün İngiltere teyakkuza geçmişken bizde bölünme için her türlü tezgah tıkır tıkır işliyor. Dedik ya  “ters köşeye yatmak” tan keyif alır hale geldi çoğunluk. Türkiye’nin “komşularla sıfır sorun”  iddiası ters köşe olunca gözler Erdoğan’ın Ahmet Davutoğlu’nu görevden alacağına yönelmişken Davutoğlu Başbakan yapıldı. Suriye konusunda yanlış istihbarat sebebiyle faturanın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a kesileceği tahmin edilirken, Fidan neredeyse Dışişleri Bakanı yapılacaktı ki direkten döndüyse de önümüzdeki günlerde o koltuğa oturabilir. Bir de Hatay Valisi vardı ki evlere şenlik. Suriye sınırı kevgire dönmüş, Reyhanlı’da 52 vatandaşımız katledilmiş, teröristler il içinde cirit atarken Vali Celalettin Lekesiz’in merkeze çekilmesi bekleniyordu. Hatay’da emniyeti sağlayamayan Lekesiz, bütün Türkiye’nin emniyetinin Genel Müdürü oldu. Atama kararını okurken telefonum çaldı. 15 Kasım 2013’te bu sütunlarda  “Hatay Valisine Dikkat!” başlıklı yazımın kaynakları aradı.  “Ters köşe” ye beraberce güldük. Lekesiz, Valilikten, Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğuna otururken Hatay’dan yeni belgeler yola çıktı bile. 15 Kasım 2013’te Vali Lekesiz’in vali konağının tadilatı için 2,5 milyon dolar harcadığının, tam 10 adet makam aracı olduğunun fotoğraf ve yazılı belgeleri vardı. Birisi Mercedes binek, diğeri Audi A8, bir Mercedes cip, diğeri Land Cruser cip, iki VİP minibüs, eşine tahsis edilen 2 aracın yanında, Valilik konağının hizmetlilerine bir, korumalara iki olmak üzere 10 aracı yazdık. Ne tekzip ne de açıklama geldi çünkü eksiği vardı fazlası yoktu. Bakalım Sayın Lekesiz Ankara’da kaç makam aracı tahsis edecek. Hatay Valisiyken 10 makam aracına sahipken, Emniyet Genel Müdürü olunca 20 tane az bile gelir.

Göreve geldiği günden bu yana TRT’yi AKP’nin çiftliği haline getiren İbrahim Şahin,  “yaranamadı hükümete denirken” bir ters köşe daha gerçekleşip  “Samsun Vali” si oldu. TRT de trilyonların hesabı görülmeden Samsun Valiliği kaymaklı kadayıf. Vay babam Vay!.. Vatandaşına  “Gavat”  diyen eski Adana Valisi Sakarya’dan nereye terfi edecek merak ediyorum!..