Yok olan sosyal devlet

Her zaman olduğu gibi ülkemizde son yağışlarla birlikte can ve mal kayıpları yaşanmıştır. Fert olarak diyeceğimiz ölenlerimize Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır ve uyuyan devlet yetkilerimizin de uyanmasını dilemektir. En küçük bir yağmur çiselemesi bile hayatımızı neden felce uğratır, sorusu ise vatandaş suçlu gösterilerek cevaplandırılır. Efendim halk evlerini su yataklarına yapıyormuş, tabiatın dengesiyle oynuyormuş.
Vatandaş bunları yapıyor muş da, bunları bilen yetkililer ne yapıyormuş. Herhalde onlar da vatandaşa iyilik olsun diye yapılanları teşvik ediyordur.  Devlet görevi vatandaşın yanlışını önlemek, kamu güvenliğini sağlamak değil mi? Maalesef bizde devlet felaketten sonra ortaya çıkıp yaldızlı sözler söyleyerek olayları zamanla unutturandır. 
Bir tarafta felaketlerde akan kan ve gözyaşı, diğer tarafta o kan ve gözyaşını sömürüye dönüştüren fırsatçılar. Daha felaket haberini alır almaz uçurulan sebze fiyatları. Neymiş yağmur yağmış böyle olmuş. Sorarsan senin elindeki sebze ne zamanın, yağıştan bir hafta öncesinin, ama önemli mi? Önemli olan fırsat doğmaya görsün, fırsatçılar ise zaten onu bekliyordu. Gereğini elbette yapacaklardır. Gereken kontrolleri sağlayıp da halkı bu vurgunculardan koruması gereken devlet nerede diye ararsanız. Herhalde devlet benim diyenlerin daha mühim işleri vardır.
Biliyorsunuz önümüzdeki günlerde kurban bayramı var. Şimdi bu da ne alaka demeyin.  Gücü olup da inanan herkes kurban kesecektir. Malum günler öncesinden et fiyatları aya fırlatıldı. Nedeni ise pazara getirilecek kurbanlık hayvanların fiyatlarını et fiyatlarıyla kıyaslayarak daha pahalıya satmaktır.
Diğerlerinde olduğu gibi devlet nerede diye sormayın. Devlet de fırsatları değerlendirme peşinde. İşte kış gelirken elektrik ve doğal gaza yapılan zam. Sadece bu yeterli mi, yetmez. Çünkü devletin elindeki fırsatlar elbette kişiye göre daha fazladır. Öyleyse bu fırsatlar değerlendirilmelidir.
AB’ye uyum sağlama adına sağlığa, çevreye zararlı ve lüks mallar için getirilen Özel Tüketim Vergisinin kapsamı daha da genişletildiği yetmiyormuşçasına bir de “güncelleştirilme” ye gidilmiştir. Değil ÖTV zammını halkın sofrasında tek yiyeceği olan ekmek bile kısa zaman önce küçültülerek zamlanmış, o yetmemiş biraz büyültülerek yeniden zamlandırılmıştır. Ulaşım zamları ise insanları yaya yürüterek spora yönlendirmiştir.
Sırada daha neler var diye bakılarak, tedavi giderlerinden para alınmayan memurlardan, hastanelerde muayene ücreti ve ilaçlardan fark alınmaya başlanmıştır. Büyük söylemlerle oluşturulan aile hekimlerinin her yazdığı reçete karşılığında para alınması ise sırasını beklemektedir. Ya diyabet, tansiyon, kanser ve benzeri gibi devamlı ilaç kullananlar ne yapacak. Ya parayı verecek ya ölecek. Herhalde ölürse daha iyi olacaktır. Çünkü devlet bir yükten daha kurtulmuş olacaktır. Memur sadece para ödemekle kurtulursa bir fakire sadaka versin. Cumartesi günleri de çalışma getirilerek maddi ve manevi külfetle karşı karşıya bırakılmışlardır.
Zamlarla problemleri çözemeyen sosyal devlet bir başka tedbire başvurmak üzere yoğun bir çalışma yürütmektedir. Memurun emekli olması sonucunda aldığı ikramiyeyi de kaldırmanın peşine düşmüştür.  Memurla başlayan durum ileride işçiyi de kapsayacaktır. Böylece patronlardan kesilen kesenekler de devlete kalacaktır.
Böylece emekli olmuş bir kişi başını sokacağı bir evin, gitmeyi planladığı haccın, nişanlayıp da düğününü yapacağı yavrusunun ve son demlerinde yorgun bünyesini taşıtmak için bineceği bir arabanın hayalini kurarken kâbusla uyanacaktır. Ülkemde yalnız bunlar olmuyor. Bunların neden olduğu evlenmelerden çok boşanmaların olduğu gerçeğidir. Evli veya ayrı yaşayan eşlerin ise birbirlerini boğazlamaları da cabasıdır.
Devlet ise bu terörün çözümünü erkeklerin psikolojik tedavisinde bulmuştur. Adam köprüyü geçtikten sonra köprünün hayrını gör. Hâlbuki tedavi yerine çıldırmanın nedenleri araştırılıp, çözüm yolları bulunsa herhalde tedaviye gerek kalmazdı.
Yokluktan çocuğuna süt alamayanlar, evine ekmek götüremeyenler ve hiçbir ihtiyacını karşılayamayan karı kocaların çektikleri banka kredilerini ödeyemedikleri için evlerine gelen hacizler ve çevrelerinden dışlanışlarıyla bozulan kimyaları sonucu çıkan tartışmalarla yıkılan yuvalar, ölen ve hapse girenler için nerede bu sosyal devlet?

Yazarın Diğer Yazıları