ATATÜRK’ÜN KİŞİLİĞİ VE ÖZELLİKLERİ

ATATÜRK’ÜN KİŞİLİĞİ VE ÖZELLİKLERİ
ATATÜRK’ÜN KİŞİLİĞİ VE ÖZELLİKLERİ

Cumhuriyeti biz tesis ettik, onu siz yükseltecek ve idame edeceksiniz

Cumhuriyeti biz tesis ettik, onu siz yükseltecek ve idame edeceksiniz
III - Atatürk’ün Kadının Eğitim ve Öğretim (talim ve terbiye) ile Kültürünün Gelişmesi Üzerindeki Görüşleri ve Bu Konudaki
Eylemleri:
Atatürk’ün Türk İnkılâbında öncelik verdiği konu kuşkusuz ki ‘Milli Eğitim’dir. 1922’de İzmir’e girer. Savaşın, zaferin heyecanı tümü ile üzerindedir. Kendisine sorarlar: "İşte memleketi kurtardınız şimdi ne yapmak istersiniz?" Cevabı kısacıktır. "Maarif Vekili olarak, Millî İrfanı (eğitimi) yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdir." Ancak "Milli Eğitim" derken, kız ve erkek çocuğun ayrımını hiç düşünmez. Mart 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açış söylevinde "Kadınlarımızın aynı öğretim derecelerinden geçerek yetiştirilmelerine önem verilmesi"nden bahseder.
Ağustos 1924’te, yine şöyle konuşur: "Erkek ve kız çocuklarımız aynı surette, bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin ameli (pratik) olması mühimdir. Memleket evladı, her tahsil derecesinde, iktisadî hayatta amil, müessir ve muvaffak olacak surette teçhiz olunmalıdır. Millî ahlakımız, medeni esaslarla ve hür fikirler temniye ve takviye olunmalıdır. Bu çok mühimdir; bilhassa nazar-ı dikkatinizi celbederim. Tehdit esasına müstenit ahlak; bir fazilet olmadıktan başka itimada da şayan değildir."
Kadının erdemliliği konusunda 1935’te şöyle der:
"Milletin menbaı, hayat-ı içtimaiyesinin (toplumsal yaşamın) esası olan kadın çok yüksek olmalıdır.; Burada Fikret merhunun cümlesi malum bir sözünü hatırlatırım:
"’Elbet sefil olursa, alçalır beşer."
(Atatürk’ün bir çok kadınla ilgili konuşmalarında bu dizeyi tekrarladığı görülür.)
Mustafa Kemal’e göre; Türk çocuğuna verilecek terbiyenin esası "Millî Terbiye’dir. 1924 Eylül’ünde, "Terbiyedir ki, bir milleti hür, müstakil, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya milleti tutsaklık ve sefalete terkeder" der.
Kız ve erkek genç Türk çocuklarının aldıkları millî terbiye gücü ile el ele Cumhuriyete sahip olmaları gerektiğine inandığı için 1922 Ağustos’unda şöyle hitap eder:
"Gençler, cesaretimizi takviye ve idame eden sizsiniz. Sizler almakta olduğunuz terbiye, bilgi ve insanlık meziyetinin, vatan muhabbetinin fikir hürriyetinin timsali olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz tesis ettik, onu siz yükseltecek ve idame edeceksiniz."
Atatürk, Türk kadınını yetiştirip ev dışı hayata çıkarmaya çalışırken onun en önemli görevinin "analık" olduğunu da unutmaz. Çünkü ana "insanın ilk öğreticisi, sonsuz öğretmenidir. 
 (Devam edecek)