Yolcu gemilerinde nükleer devrim başlamadan bitti

Yolcu gemilerinde nükleer devrim başlamadan bitti
Nükleer enerji, özellikle yolcu gemileri için ideal bir yakıt olarak görülüyordu. Ancak NS Savannah’nın ilk yolculuğundan bu yana geçen 55 yıl gerçeğin bu teoriyle örtüşmediğini ortaya koydu

Tam 55 yıl önce ilk nükleer yakıtlı yolcu gemisi NS Savannah ABD’den Avrupa’ya bir sefer gerçekleştirmek üzere yola çıkmıştı. Uçağı geliştiren mühendisler artık dünyanın atom çağına hazır olduğunu düşünmüş ve nükleer enerjinin günlük hayatın bir parçası haline geleceğini öngörmüşlerdi. Ancak gerçekler hiç de mühendislerin beklentileriyle örtüşmedi. Kırmızı ve beyaz renklerdeki lüks yolcu gemisi NS Savannah’nın içinde sinema salonu, bar ve yüzme havuzu vardı. 12 bin tonluk dev gemide yolcu kamaralarında da her türlü detay düşünülmüş ve konfor sağlanmıştı.

Eisenhower’dan destek 
NS Savannah sadece mühendislerin değil dönemin ABD Başkanı Dwight Eisenhower’ın da en büyük hayallerinden birisiydi. Dünyada giderek artan “nükleer kıyamet günü” endişelerini dengelemeye çalışan Eisenhower ABD halkına atom enerjisinin insanlığa kazandırabileceği faydaları anlatmaya çalışıyordu. Bu nedenle de Başkan Eisenhower nükleer yolcu gemisi fikrine sıcak bakıyordu. Yapımı 50 milyon dolara mal olan NS Savannah 55 yıl önce bu hafta denize indirilmişti. “Nükleer barış elçisi” olarak da anılan gemi, atom enerjisinin “güvenli” bir gelecek vaat ettiğini gösterecekti.  
Stan Wheatley NS Savannah’nın çizdiği gelecek hayalinden etkilenen bir isimdi. Geminin yapım sürecinde tersanede çalışan Wheatley, “Bir prototip üzerinde çalıştığımızı biliyorduk ve hepimiz çok iyi eğitim almıştık” diyor ve ekliyor:
“Zamanının en güzel görünümlü gemisiydi. Şimdi bile bakınca ne kadar çekici olduğunu görebilirsiniz.” 
NS Savannah şu anda denizlerde yüzmüyor. ABD’nin Baltimor eyaletinde demirlemiş durumda bekliyor. Wheatley ve onun gibi düşünenlerin oluşturduğu Savannah’yı Koruma Derneği geminin tasfiye edilmesini engellemeye çalışıyor.


Güvenli atom enerjisi
Her ne kadar Avrupa’ya “nükleer barış elçisi” olarak gelse de, NS Savannah bu diplomatik girişiminde başarılı olamadı ve dünyayı güvenli atom enerjisi iddiaları konusunda da ikna edemedi. Sonuçta NS Savannah’nın dışında sadece nükleer yakıtla çalışan sivil gemi üretildi. Almanya’nın petrol tankeri Otto Hahn, Japonya’nın yük gemisi Mutsu ve Rusya’nın buz kırıcı gemisi Sevmorput. Bu gemilerin üçü de bugün denizlerde yüzmüyor. Sivil denizciliğin aksine, askeri gemilerde ise nükleer güç benimsenmiş durumda. Bugüne kadar yaklaşık 700 nükleer yakıtla çalışan askeri geminin denizlere açıldığı tahmin ediliyor. Hâlâ görev yapanların sayısı ise 200 civarında. Peki nükleer yakıt neden sivil denizcilikte başarılı olamadı? 
Atom enerjisinin güvenilirliği günümüzde de fikirlerin çok ayrıldığı bir tartışma olmaya devam ediyor. Konu gemiler olunca da çevresel etkiler ve olası tehditler kaçınılmaz olarak ön plana çıkıyor. Geçmişte sivil nükleer gemilerin yaşadığı sorunlar da risklerin daha fazla göze batmasına neden olmuştu. Japonya’nın Mutsu gemisi 1974’te Japonya kıyılarının 500 deniz mili açığında radyoaktif atık sızdırmaya başlamıştı. Gemi, Japon balıkçıların yoğun protestolarına karşın limana çekilip tamir edilmişti. Aynı sorunlar NS Savannah’nın da başına gelmiş ancak radyoaktif sızıntılar kısa sürede durdurulmuştu. Tüm bu sorunlar nükleer enerjinin sivil denizciliğe girmesinin önünde engel olmaya devam ediyor. Nükleer Enerji Danışmanlık Grubu kurucusu Paul Dorfman, “Suyun üzerinde yüzen her şey batabilir. Bunu acı deneyimlerle öğrenmiş bulunuyoruz. Eğer benzer olaylar nükleer gemilerin başına gelirse tam anlamıyla bir çevre felaketine yol açar” diyor.