Yolsuzlukla mücadele üniversiteden atılma nedeni mi?

Tuhaf günler yaşıyoruz. Akla ziyan uygulamalar birbiri ardına geliyor. Hakları gasp edilen ilçe milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, okul müdür ve yardımcıları, öğretmenler, memurlar, öğrenciler, polisler, hâkim ve savcıların yanı sıra kervana öğretim üyeleri de dâhil edildi. Son uygulama hayret verici. 27 Nisan 2015 tarihli basın-yayın organlarına yansıyan haberlere göre: bir profesör yolsuzlukla mücadele ettiği için üniversiteden atıldı ve profesörlük unvanı geri alındı. Böyle bir zulüm olabilir mi? Haber bugüne kadar tekzip edilmediğine göre olabilir.

Haberin ayrıntıları şöyle: “Üniversitedeki yolsuzlukları ihbar ettiği için hakkında 9 ayrı soruşturma açılan eski Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Hasan Acar’ın profesörlük unvanı geri alındı. Acar’ın üniversiteyle ilişiği de kesildi...

30 Mart 2009’da profesörlük unvanı alan, 2 ay sonra Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı’na getirilen Acar, kısa sürede başarılı işlere imza attı. Dekanlığı sürerken, üniversitedeki usulsüz bazı işlemlerden kuşkulanan Acar, dönemin üniversite yöneticilerine yolsuzlukları anlattığı bir yazı gönderdi. Ancak yönetimden “işiyle ilgilenmesi” tavsiyesi geldi. Kuşkulandığı ihalelere imza atmayan Acar, Yozgat Başsavcılığı’na başvurarak üniversiteye yapılan alımlarda sadece belli firmalar lehine hareket edildiğini ve devletin zarara sokulduğunu belirterek, Bozok Üniversitesi’nde görevli bazı bürokratlar ve işadamları hakkında suç duyurusunda bulundu. Acar’ın başvurusu üzerine açılan soruşturmada çok sayıda şüpheli tutuklandı. Yozgat Başsavcılığı da iddiaları ciddi bularak, 27 sanık hakkında Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açtı”.

Ancak Tıp Fakültesi Dekanı Hasan Acar, yolsuzlukları ihbar ettiği için alkışlanıp mükâfatlandırılması gerekirken tam aksine hem işinden hem unvanından oldu. Böyle bir ayıp üniversitelere yakışmaz ve böyle bir haksızlığı ve zulmü hiçbir vicdan kabul edemez. Devlet malını korumak, fakir gurabanın hakkının gasp edilmesinin önüne geçmek ülkemizde ne zamandan beri suç haline geldi. Yolsuzlukla mücadele üniversiteden atılma nedeni değildir. Aksine ödüllendirilmesi gereken soylu bir davranıştır.

Bu kötü durum; ülkemizde dini ve kültürel değerlerimizin yozlaştırılmaya çalışıldığının resmi belgesidir. Ülkemizin süratle felakete sürüklendiğinin apaçık delilidir Profesör Acar’a yapılan haksız uygulama ve zulümler bundan ibaret değil.  O gasp edilen unvanını yeniden kazanmak ve mesleğini sürdürmek istedi. Önce genel cerrahi alanında boşluk olan fakültelere başvurma kararı aldı. “Türkiye’nin hemen her köşesinde çalışabileceğini, bu şekilde daha faydalı olabileceğini düşünerek ardı ardına başvurular yaptı. Sağlık Bakanlığı’nın devlet hastanelerine özel düzenlemelerle doktor gönderebildiği kentleri öncelikle tercih etti ve buralardaki üniversitelere katkı sunabileceğini düşündü. Doçentlik ya da profesörlük kadrosunda çalışabileceğini bildiren Acar, sırasıyla Adıyaman, Erzincan, Tokat, Karabük, Hitit, İnönü, Fırat, Harran üniversitelerine başvurdu. Ancak kadrolarında boşluk olmasına rağmen olumsuz cevap aldı. YÖK’e başvurarak görev talebinde bulunan Acar, bu başvurusundan da sonuç alamadı. Davaları gerekçe gösterilerek başvuruları reddedilen Acar, körelmemek için sadece bazı özel hastanelerde ve eski arkadaşlarının ricasıyla ameliyatlara girebildi. Acar’ın, yıllarca baskı üzerine baskı yapan kitapları da bir anda yayınevlerinden iade edilmeye başlandı. İşsiz bırakıldığı tarihten bu yana maaş alamayan Acar, İstanbul’da bir özel hastanede kısa süreli çalışabildi”.

Yolsuzlukla mücadelenin karşılığı bu mu olmalı? Yazıklar olsun... Yandaşlar devleti soysun, yedimin hakkını yesin diye ne günahlar işleniyor. Lanet olsun böyle bir anlayışa... Lanet olsun hırsızlığa ve arsızlığa fırsat verenlere... Lanet olsun zulme rıza gösterenlere... Lanet olsun zulümle abat olmaya çalışanlara...,

Yazarın Diğer Yazıları