Yumurta aile ve sosyal hayatımızda hem vazgeçemediğimiz bir tat hem de eğlence kültürümüzün bir parçasıdır. Yumurtayı sahanda, rafadan, ıspanaklı veya menemen olarak yemenin lezzetine doyum olmaz. Sabah kahvaltılarında yumurta tokuşturmak da evlerimizde atalarımızdan kalan hoş bir gelenektir.

Size de olabilir!
Peki, dostunuz bile olsa, ortada fol yok yumurta yokken yolda yürüdüğünüz sırada birisi size yumurta fırlatsa tepkiniz nasıl olur? Öfkenizi kontrol edebilir misiniz? Bir zamanlar Irak’tan ithal ayakkabı fırlatma modası vardı. Şimdilerde yumurta toplu gösteri ve eylem hayatımıza girdi. Kafa yarmadığı için şiddet içerip içermediği tartışması henüz netlik kazanmadığından, yumurta atmak fiilinin suç kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceğini önümüzdeki günlerde öğreneceğiz. Kimileri de göz çıkarabileceğini iddia ediyor. Sonunda yumurta kültürümüz de mahkemelik oldu. Davanın sonucu ne çıkarsa çıksın, siyasetçilerimizin bundan sonra yanlarında sağlam bir şemsiye taşıyacakları kesin.

Yumurta kullanıcılarına tavsiye
Yumurtayı kendi kafasında kıranlara bir diyeceğim yok. Tercihleridir, saygılı olmak lazım. Ancak başkasının kafasında kırmaya, en hafif deyimiyle herhalde ‘eşek şakası’ denir. İnanın hiç hoş bir şey değil. Onlarca çiğ yumurtanın üzerinize yağmur gibi boca edildiğini düşünün, herhalde bir daha yumurta yemezsiniz.
Yumurta illa ki gösterilerde kullanılacaksa, tavsiyem göstericilerin çiğ olarak içmeleridir. Hem gırtlaklarını temizlemiş hem de stres atmış olurlar. Üstelik etme bulma dünyasında yaşıyoruz, ince uçlusu yahut yarın çift sarılısı ile karşılaşmayacaklarının garantisi yok.
Yumurta deyip geçmeyin. Bazen diplomatik kriz bile doğurabiliyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında İngiltere ile aramızda ciddi bir yumurta krizi yaşanmıştı. İngiltere sömürgelerinden aldığı şartlarda ithal ederken 1929 Dünya ekonomik krizinin etkisiyle yumurtalarımızdan yüksek vergi almaya kalkışınca Türkiye’den öyle tepkiler yükseldi ki neredeyse ilişkiler kesilme noktasına gelmişti. En çok ticari imtiyaz tanıdığımız ülke olmasına rağmen İngiltere’nin böyle davranması iki ülke basınında ve parlamentolarında uzun tartışmalara sahne olmuştu. Sonunda bir şekilde tatlıya bağlandı. Şimdi İsrail’den ithal ediyoruz.

Tadında bırakmak gerek
Yumurta şenliğini kararında bırakmak en iyisi. Gençler, sermayeniz herhalde bir yumurtadan ibaret değildir. Onu da olur olmaz yerlere çalarak heba etmeyin! Baksanıza, tarafların çektiği silahlar arasında da denklik yok. Birinin elinde cop, diğerinin elinde yumurta kolisi...
Öte yandan hükümetin ve güvenlik güçlerinin, ülkeyi yönetmenin sırtta yumurta küfesi taşımaktan daha zor olduğunu bilmesi gerekiyor. Atılan yumurtaya (şucu bucu deyip) kulp takmanın anlamı da yok. Birlikte menemen mi yersiniz yoksa yumurta mı tokuşturursunuz bilmem ama yumurta kapıya dayanmadan bu eylemlere bir çare bulunmalıdır. Yoksa yakında millet yumurtadan tiksinecek. Bundan en kârlı çıkacaklar da
herhalde sadece çiftlik sahipleri olacaktır.