Yüreği yaralı yiğit askerler

Yüreği yaralı yiğit askerler
Keçi yününden, çiçek işlemeli, yürümekten altları erimiş çorapları vardı, potin yerine...

O gece sabaha karşı, çarıklarının ipini çorabın üzerinden bileklerine sıkı sıkı doladılar...

Kuru ekmek ve kimisi birer avuç kuru üzüm koydu torbasına...

Bir ara göz göze geldiği arkadaşının kuru ekmekten başka bir şeyi yoktu... Avucundaki kuru üzümlere baktı, sonra arkadaşına...

Üzümünü iki avucuna bölüp yarısını uzattı...

İkisinin de gözü ıslaktı...

Yola çıktılar...

*

O içlerine yerleştirilmiş bir avuç meczup bahane edilerek; aşağılayıp, sürükleyip, tekmelemekle övündüğün asker, kuru üzümünü paylaşarak nereye gidiyordu biliyor musun?..

Bu devleti kurmaya...

*

94 yıl önce Mustafa Kemal Meclis'te şöyle diyordu o asker için:

"Zaferleri insanlık tarihiyle başlayan ve her gittiği yere zaferle birlikte uygarlık ışıkları götüren kahraman Türk Ordusu..."

*

O şimdi Suriye'de...

Ecdatları Osmanlı'nın aleme sattığı vatanı kurtardıktan 94 yıl sonra... Bu kez mezhep hesapları, ahmak politikalar, sultanlık tutkuları ile parçalanmakta olan toprakları kurtarmak için...

Gururu kırık...

Duyguları yaralı...

Aslan gibi yüreğiyle, yine de vatanı için canını götürüyor, vermeye...

*

İçlerine yerleştirilmiş bir avuç şerefsiz bahane edilerek kırılan gururlarını geri vermek bize düşer...

*

Bir asker görürseniz...

Gözlerine bakın...

Selam verin...

Onu sevdiğinizi söyleyin...

Elini sıkın, boynuna sarılın...

Bir avuç kuru üzümdür o...

Uzatın...

 

Bekir Coşkun Sözcü

 

***

 

Timsahlar Orta Doğu'nun zenginliklerini (petrol ve doğal gaz) paylaşıp, kontrol etme peşinde. Türkiye kendi toprağından bir karış bile vermeme derdinde.

Necati Doğru Sözcü

 

***

 

"Stratejik derinlik" faturası

...Musul Konsolosluğumuzu işgal ettiler, başta başkonsolos olmak üzere 50'ye yakın vatandaşımızı üç aydan fazla rehin tuttular.

Musul'u IŞİD'e neredeyse armağan ettik.

Oysa daha o gün müdahale edilebilirdi. IŞİD sınırlarımıza kadar gelemezdi.

Ancak dönemin Başbakanı Davutoğlu "kıymeti kendinden menkul stratejik derinlik" politikasından taviz vermedi.

IŞİD'li katilleri "öfkeli gençler" olarak niteledi.

Suriye'de tek hedefi "Esad'ı devirmek" olarak belirledi.

Dünya devlerinin bölgedeki çıkarlarını görmeden "ikili oyunlarla" durumu idare etmeye çalıştı.

Böylelikle batağa battıkça battık. Milyonlarca Suriyeli Türkiye'ye girdi. Terör örgütleri ellerini kollarını sallayarak sınırımızdan geçtiği gibi topraklarımızda kendilerine güvenli alanlar oluşturdu. Türkiye teröre en açık ülke haline getirildi. Bataktan kurtulmak istedikçe de hırsla bu kez terör örgütlerine destek vermeye başladık, iç savaşın uzamasına ve binlerce masum insanın ölmesine dolaylı olarak neden olduk. Rus uçağını düşürerek sınır güvenliğimizi korumakta aciz duruma geldik.

Diyeceksiniz ki, Davutoğlu bu yanlış politikaları yürütürken saray müdahale etmedi mi?

Evet etmedi, çünkü ilk başlarda aynı düşünüyorlardı, yanlışlık görüldüğünde ise iş işten geçmişti, alel acele Davutoğlu görevden alındı, ama ne çare.

(...) Türkiye'nin Davutoğlu'ndan bunun hesabını mutlaka sorması gerekir.

Can Ataklı Korkusuz

 

 

***

 

Esad kalacak..

Ankara ısrarla Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyacağının altını çiziyor..

Bu ne demek?

Esad kalıyor demek..

 Şam yönetimi dünkü operasyon nedeniyle bağırdı, çağırdı ama göstermelik..

Anlaşma sağlanmış..

(...)

Başbakan Yıldırım birkaç gündür bunun tiyolarını veriyor.. 'Esad geçiş döneminde kalabilir ama Suriye'nin geleceğinde yeri yok'  diyor..

Yumuşak geçiş yapıyor..

*

Şu gerçek; Ankara Esad'ın olmadığı, Şam'da cuma namazı kılma hayalinden vazgeçti!.

Mehmet Tezkan Milliyet

 

***

 

ABD'nin yaptığını müttefik yapmaz

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Ankara'da Başbakan Binali Yıldırım'ın yanında yaptığı açıklamada yine "Türk halkının müttefiki olduklarını, Türkiye'ye gelmesini Başkan Obama'nın istediğini" söyledi.

Üst düzey bir ABD'li yetkili ise "Cerablus operasyonunu destekleyeceğiz" demiş.

Oysa bugüne kadar ABD'nin, çoğu kez Rusya ve Esad güçlerinin eşliğinde Suriye'nin kuzeyinde PYD'ye verdiği destek, "IŞİD'in bulunmadığı bölgelerde" Türkmenler acımasızca bombalanırken gösterdiği umursamazlık "bir müttefikin yapacağı" şeyler değildi.

"IŞİD'e karşı koalisyon" diyerek PYD'nin Türkiye sınırı boyunca bütün koridoru ele geçirmesine her türlü desteği veren ülkelerin şimdi bize "samimi bir destek" vereceğini düşünmek saflık olur.

Güngör Mengi Vatan

 

***

 

ABD planlarını rafa kaldırmak zorunda

Türkiye'nin müdahalesi Ankara'nın tek başına kararı ile olmadı. Putin şüphesiz konudan haberdardır, Petersburg'da RTE-Putin görüşmesinde masaya gelmiştir. Esad'ın da haberi vardır. Zaten 3-4 gün önce bir MİT ekibinin Şam'da temaslarda bulunduğu haberleri çıkmıştı. İran'ın da bu operasyona politik desteği açıktır.

Şam'ın "protestosu", şeklîdir. Ama oraları da "kendi toprağı" olarak ilanıdır.

ABD'nin de "beraber planladık" açıklamasını okuyorum. Oluşturduğu ve desteklediği Kürt ağırlıklı Arap güçleriyle operasyonu sürdüren ABD'nin TSK'yı orada istediğini hiç düşünmüyorum, ama şimdilik bunu kabul etmek zorunda. Oyun planı değişti.

 Suriye'nin toprak bütünlüğü üzerinde dörtlü bir anlaşma var şimdi: Rusya, İran ve Türkiye, tabii ki Esad.

ABD, Şam'dan 3 devlet çıkarma plan ve programını rafa kaldırabilir.

Hatta, "Kürt koridoru" ile Suriye toprakları üzerinde bir PKK-PYD devleti yaratma planlarını da.

ABD'nin tam bir taşla iki kuş vurma planı, yani Suriye Kürtleri-PKK güçlerini IŞİD'in üzerine salarak bu köktendinci örgütü geriletme ve PKK'ya de Kürt koridoru açma planı, rafta şimdi. Öyle ki bu konuda ısrarı Türkiye ile bağları kopartacak noktaya getirdi.

Orhan Bursalı Cumhuriyet