Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Yüreğimiz Soma’da kaldı

Siz bilir misiniz karanlığa yürümenin ne demek olduğunu? İki büklüm, 45 dakika, toz ve duman arasında. Bilir misiniz ocağa inerken bastığınız kartların dünyadan son çıkış biletiniz olacağını ve bir daha görmeyeceğinizi güneşi? Hissedip empati yapalım şimdi. Kurtulmanıza 10 metre kala cehennemden, “450 metrede oğlum” var diyerek ölüm çukuruna geri koşmanın, karanlıkta bağırarak oğlunu aramanın ölümden acı olduğunu bilir misiniz? 
Anne-baba olan bilir elbet evlat sevgisini. Hiç umudunuzun olmadığını yaşamak için, ölürken bile bir sevdiğinize sarılmanın manevi gücünü hayal edebilir misiniz? Dakikalar sonra öleceğinizi bilerek  “Bari sen üşüme”  diyerek ceketinizi arkadaşınıza verebilmenin erdemini, yerin yüzlerce metre altından  “Hakkını helal et oğlum”  diye yazılan satırların önemini, her sabah aydınlığı görmeden tekrar karanlığa dönmenin ne demek olduğunu bilir misiniz? 
Hiç nefessiz kaldınız mı ya da susuz? Ciğerleriniz doluncaya kadar kömür tozu soludunuz mu? Toprak testiden bir yudum suyu kana kana bölüştünüz mü bir dostla? Aldığınız bin 400 lira maaşı, 1400 parçaya bölüp ödediniz mi hiç? Anamın ilaç parası, kredi, çocuğun okul masrafları, hanımın çorabı vs. diyip okşadınız mı hiç kara elması? Teniniz kirlendi mi? Yıkasanız da çıkmayan siyah bir iz kaldı mı bedeninizde? 
Babalarının simsiyah yüzlerindeki kömürlü yanaklarına öpücük konduran çocukların kararmış dudaklarına, eğilmiş başlarına dokundunuz mu? Belki de birçoklarımız geçtiğimiz hafta yaşanan Soma faciasına kadar bir avuç kömür için karanlığa yürüyen bu insanların yüklendiği çileyi bilmiyordu ya da bilmek istemediler. Hayal etmesi bile güç bir yaşam çünkü. Ta ki acı bacalardan sızıp yürekleri kavurana, tüm ülkeyi sarana kadar. 
Elbette sözümüz bilenlere, yangını yüreğinde hissedenlere değil, böylesi büyük bir yangının ortasında hâlâ yanmayanlara, acıyı algılayamayanlara. Masum insanların sırtından para kazananlara velhasıl. Bir maden yandı, bir ülke yandı aslında. Cehennemin ateşinden çıkıp kendini hiçe sayanlar da vardı orada. “Arkadaşım içeride. Mahmut çıktı mı?” diye sorarken hâlâ canını hiçe sayanlar, kurtulduğuna sevinemeyenler, ekmeğini on parçaya bölenler vardı. 
O ölüm çukurundan çıkıp “Devletin malı kirlenmesin. Çizmelerimi çıkarayım mı?” diye soran, kara elması utandıran elmas yürekli adamlar vardı. Naif, mahcup, ezik, hoşgörülü insanlar. Bizim insanlarımız onlar. “Sonuna kadar kazandığın helal olsun” dedirten insanlar. Hani bütün ekranlarda gözlerimizin aşina olduğu bir yazı vardı Soma Devlet Hastanesi’nin duvarında. “Bir avuç kömür için bir ömür verenler.” Böylesi hayat hikayeleri vardı Soma’da. Aydınlıkta karanlığı, açlıkta tokluğu, varlıkta yokluğu bilenler vardı. Acıyla kavrulurken kader diyenlere inat, Soma’da büyük bir keder vardı hiç unutulmayacak. 
Canhıraş çalışanlar, kurtarma ekipleri, Jandarma Arama Kurtarma, UMKE, AFAD, Kızılay, vatandaşlar, büyükşehirlerin belediye yardımları, günlerce uyumadan görev yapan bürokrat ve yetkililer. İlk şok atlatılırken hâlâ kafalarda bir çok soru var acıyla buluşan. 
Neden denetlemeler kağıt üzerinde kaldı? Neden galerinin tavanları tahtadandı? Neden sensörler yetersizdi? Neden aynı vardiyada, aynı aileden birden fazla kişinin çalışmayacağı yönünde bir yasak yoktu? Neden emekçinin, madencinin yaşama tutunmasını sağlayacak yaşam odaları bulunmuyordu? Bir kaza riskine karşı yoğunluğu önlemek için vardiya değişimi neden yukarıda yapılmadı? Ve en mühimi ısınan kömür birkaç gün önceden madenciler tarafından dillendirilmesine rağmen niçin önlem alınmadı?
Devletin eli Soma’nın kalbinde şimdi. İlk etapta akla gelen bu sorulara ve daha ötesine cevaplar aranıyor. Tüm Türkiye kilitlenmiş, bilirkişilerden, iş güvenlik uzmanları ve savcılardan çıkacak nihai teftiş raporlarını bekliyoruz. Hiç olmazsa 301 canımız yerlerinde rahat uyusunlar diye. Çocukların gözyaşları dinsin, yetimlerin hakkı yenmesin diye, kavrulan yüreklerin kara yazgısı değişsin, yeni Somalar olmasın diye hukukun vereceği kararı merakla bekliyoruz. Tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine Cenab-ı Hak’tan sabırlar diliyorum. Acımız çok büyük. Milletçe başımız sağ olsun.

Yazarın Diğer Yazıları