YURT-KUR çalışanlarının mağduriyeti giderilmeli

Yüksek öğretim öğrencilerinin en önemli sorunu hiç şüphesiz barınma sorunudur. Bu sorunun çözülmesi için çok sayıda devlet yurduna ihtiyaç bulunmaktadır. Bunun yanında bu yurtlarda görev yapacak yeterli sayıda personelin atamasının da yapılması gerekmektedir. Devlet yurtlarında yeterli eleman bulunmadığından ve mevcut bulunan memurların da yurtlara dağılımı dengeli yapılmadığından büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınmaktadır. Ankara’da ve bazı illerde 100 öğrenci için on personel nöbet tutarken İstanbul’a yeterli memur ataması yapılmadığından dolayı 1000 öğrenci için dört-beş personel nöbet tutmak zorunda kalmaktadır. Haddinden fazla nöbet tutulmasından dolayı personel fiziksel ve ruhsal sıkıntılar yaşamaktadır. Yurtlarda gece nöbeti tutan personel, başta bayanlar olmak üzere, servis bulunmadığından eve gitmede büyük sorunlar yaşamaktadır. 
Bu sorunların yanında YURT-KUR personelinin diğer önemli sorunları da şunlardır:
YURT-KUR’da; yurt, şube ve bölge müdürlüğü ile daire başkanlığı gibi üst görevleri yerine getirecek çok sayıda yetişmiş eleman bulunmasına rağmen bu görevlere kurum dışından atama yapılması huzursuzluğa neden olmaktadır. Bununla yetinmeyen kurum, yurt müdürlüklerine sınavsız atama yaparak büyük haksızlıklara sebebiyet verilmektedir
Bu haksızlıkların giderilmesi için Danıştay nezdinde açılan davada, Danıştay 5. Dairesi 2012/3136 E sayılı yürütmeyi durdurma kararı ile söz konusu düzenlemeyi hukuka aykırı bulmuş bulunmaktadır. Türk Eğitim-Sen olarak, YURT-KUR’a 22.12.2012 tarihinde bir yazı yazarak yargı kararı gereği, varsa sınavsız yapılan tüm yurt müdürü atamalarının iptalini talep ettik. Ancak bir yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen yazımıza olumlu olumsuz bir cevap verilmedi. Yargı kararının gereği halen yerine getirilmediği, sınavsız atanan yurt müdürlerinin görevlerine devam etmesinden anlaşılmaktadır.
Türk Eğitim-Sen olarak 4 Ocak 2014 tarihinde ikinci ve 18 Mart 2014 tarihinde YURT-KUR’a üçüncü bir yazı göndererek, sınavsız atanan yurt müdürlerinin yargı kararına rağmen görevde kalmalarının gerekçelerinin tarafımıza bildirilmesini, Danıştay kararı gereğinin yerine getirilerek sınavsız atanan yurt müdürlerinin atamalarının derhal iptal edilmesini, aksi takdirde ilgililer hakkında yargı kararını uygulamamaktan dolayı yasal işlem başlatılacağını bildirdik.
Yine YURT-KUR’da, yurt yönetim memurlarının kazanılmış haklarına uygun kadro derecesi tahsis edilmemektedir. Yurtların bel kemiğini oluşturan yurt yönetim memurlarının büyük çoğunluğu lisans mezunu olmasına rağmen 5. dereceden yukarıya çıkamamaktadırlar. Ancak başka kurumlarda çalışan lisans mezunları 1. derecenin 4. kademesine kadar ilerleyebilirken, üniversitelerde görev yapan koruma güvenlik memurları gibi yurt yönetim memurlarının da bu çifte standarda maruz bırakılması hiçbir şekilde kabul edilemez. Yurt yönetim memurları ve koruma güvenlik görevlileri bu haksızlıktan dolayı emekli maaşları ile emekli ikramiyelerinde önemli bir mağduriyetle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu hak kayıplarının yanı sıra yeşil pasaport da alamamaktadırlar. 
Yurt müdür yardımcıları ve yurt yönetim memurları hafta içi tuttukları 8 saat nöbet için 6 saat nöbet ücreti ve hafta sonu tam gün tuttukları nöbet için 15 saat fazla mesai ücreti alabilmektedir. Ancak kendilerine ödenen nöbet ücreti saat başı 1,20 TL olması kabul edilebilir bir ücret değildir. Nitekim Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) ve MEB’e bağlı yurt ve yatılı okullarda görev yapanlara 1 saat nöbet için 8,45 TL olmak üzere 1 gece nöbet karşılığı olarak 6 saat ücret takdir edilmesi YURT-KUR çalışanlarına açıkça haksızlık yapıldığını ortaya koymaktadır. Yine nöbet tutan yurt yönetim memuru ve yurt müdür yardımcılarına yol ücreti ve üç öğün yemek bedeli olarak yalnız 900 kuruş takdir edilmesi ise yapılan haksızlığın hangi noktada olduğunu açıkça göstermektedir.
Görevde yükselme sınavı yapılmayarak, açık bulunan kadrolara hülle yoluyla eş-dost-akrabanın atanması ya da görevlendirilmesi YURT-KUR çalışanlarının motivasyonunu altüst etmiş bulunmaktadır. Bakanlar Kurulu, 31 Ağustos 2013 tarihinde, çerçeve Görevde Yükselme Yönetmeliği’ni değiştirerek bütün kurumların en geç altı ay içinde Görevde Yükselme Yönetmeliklerini buna göre değiştirilmesi istemesine rağmen bugüne değin çok az sayıda kurum gerekli değişiklikleri yaparak yönetmeliklerini yayınlamışlardır. YURT-KUR ve YÖK başta olmak üzere birçok kurum keyfi olarak yeni Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmelikleri’ni yayınlamayarak hak gasplarına devam etmektedir. Adaletin olmadığı yerde huzur ve verimin olması mümkün değildir. Bunu anlayacak kadrolara acil ihtiyaç bulunmaktadır. Zulmün ve hak gasplarının olduğu yerde güzelliklerin yeşermeyeceği hâlâ anlaşılamadı mı?

 

Yazarın Diğer Yazıları