Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Yüzde 49 ya da yüzde 51

                               16 Nisan'da Cumhuriyet tarihinin en önemli halk oylaması yapılıyor.

                               Türkiye yönetim sisteminde radikal bir değişikliğe gidiyor.

                               Bu daha önce deneyimi ve geleneği olmayan bir değişikliktir.

                               141 yıllık Parlamenter Demokratik Sistemin birikim, teamül ve uygulaması terk ediliyor.

                               Devlette devamlılık ilkesi bundan çok büyük zarar görecektir.

                               Anayasada yapılan değişiklikten yönetimdekiler ne anlıyorsa uygulama o yönde olacaktır.

                               Eğer değişikliği halk kabul ederse Türkiye, bitmek tükenmek bilmeyen tartışmaların içine yuvarlanmış olacaktır.

Uygulamayla ilgili olarak izafilikler, keyfilikler, sana görelikler ve bana görelilikler her yanı saracaktır.

Değişikliğin zayıf yanları

Anayasa değişikliğinin halkın belirli bir kesimiyle yapılıyor olması bu anayasa değişikliğinin en zayıf yanıdır.

Çünkü anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir. Geniş toplum kesimleri tarafından azami müşterekle yapılması gerekir.

Getirilen değişiklikleri toplum kesimleri yeterince tartışmamış, millî iradeyi ortaya çıkaracak şekilde kamuoyunun oluşturulmasına izin verilmemiştir.

Halk oylamasıyla ilgili olarak medyanın, özellikle de TRT'nin tutumu tam anlamıyla rezalettir.

Hükümet etme ve yönetme biçimini değiştiren on sekiz maddeyle radikal bir yapısal değişikliği yürürlüğe sokmak büyük sorun yaratacaktır. Anayasa bir bütündür. Anayasanın on sekiz maddesiyle diğer maddeleri arasındaki uyum sorunu vardır ve ciddidir.

Bir siyasi partinin genel başkanı olarak Cumhurbaşkanı nasıl tarafsızlık yemini yapacaktır?

Yeni tartışmalar başlayacaktır!

Eğer halk bu değişikliği onarsa, önümüzdeki süreçte anayasanın birçok hükmünün değiştirilmesine yönelik olarak, bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalar başlayacaktır.

OHAL şartlarında yapılan halk oylamasının sağlığı konusu da tartışılmaya devam edecektir.

Referandumun "evet-hayır" tercihi olmaktan çıkarılarak hain-vatansever ikilemine oturtulması değişikliğin amacını sakatlamıştır.

İrade beyan edenleri denize dökülecek düşman, terörist yandaşı, FETÖ sever, yabancılaşmış unsur olarak ilan etmek demokrasi düşmanlığıdır.

Tek kişinin yönetiminin kanıtı!

Devletin, belediyenin, üniversitenin, caminin vb.. kamu kurumlarının mensupları halk oylamasında tek yanlı olarak "evet" kampanyasının yanında yer almıştır.

Halk oylaması sırasında yürütülen propaganda Türkiye'nin tek sesliliğe, tek kişinin yönetimine, tek görüşün iktidarına gittiğinin açık kanıtıdır.

Bütün kanallardan tek yanlı ve "evet" dedirtme üzerine kurulu yayın anlayışı tek görüş egemenliğinin kurulduğunun kanıtıdır.

Ülkenin referandum gündemi tek görüş, tek kişi, tek istikamet üzerinden yürütülmesi millî iradenin oluşmasını tartışmasız bir biçimde sakatlamıştır.

Part time Cumhurbaşkanlığı dönemi!

Seçilecek kişinin bir siyasi parti genel başkanlığı, hem yürütmenin başkanlığı (başbakanlığı) hem de devletin birliğinin ve bütünlüğünün sembolik başkanlığı (cumhurbaşkanlığı) olması rol çatışmasına neden olacaktır.

Siyasi partili cumhurbaşkanı, genel başkan olarak zaman zaman siyasi partiye, başbakan fonksiyonlarını yerine getirmek için de zaman zaman hükümete başkanlık edecektir. Devleti temsilen de cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirecektir.

Bir görevi yerine getirirken diğerini, diğer bir görevi yerine getirirken de bir başkasını ihmal etmesi kaçınılmazdır.

Seçilecek cumhurbaşkanının iki ayrı görevi aynı zamanda yerine getirmeye çalışması Devleti siyasi parti gibi, siyasi partiyi de Devlet gibi yönetmesine neden olacaktır.

Halk oylamasıyla siyasi partili cumhurbaşkanlığı kabul edilirse part-time cumhurbaşkanlığı dönemi başlayacaktır.

Siyasi partili cumhurbaşkanı, siyasi partisinin genel başkanlığı görevini yerine getirirken Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı görevini kim üstlenecektir? Bu süreçte yerine vekil mi bakacaktır?

Dahası halk oylaması sonuçları yüzde elli bire kırk dokuz şeklinde çıkarsa kutuplaşmış kesimlere bunu kabul ettirmek nasıl mümkün olacaktır? Sonuçta yüzde elli birle seçilen cumhurbaşkanı yüzde yüzü temsil edecektir. Nasıl?

Önemli olan referandumun sonucu değil, bu sonucun sürdürülebilir olması dahası da halkın tamamına yakını tarafından kabul edilebilir görülmesidir.

Yazarın Diğer Yazıları