Yüzyılın en kritik seçimleri

Bir seçim düşünün... Hem kendisinden önce yapılmış olan tüm seçimlerden, hem de kendisinden sonra yapılacak olan tüm seçimlerden -kıyas kabul edilemez biçimde- çok daha önemli... Önümüzdeki seçimler, işte o seçimler...

1980'den sonra neredeyse bütün seçimler 'erken seçim' olarak gerçekleşirken, 2002'den bu yana ilk defa erken seçime gidiliyor... Bu önemli bir fark...

2007 seçimleri zamanında gerçekleşti... Sonra seçimlerin 4 yılda bir yapılması kararlaştırılınca bir sonraki seçim 2011'de, ondan sonra da 2015'te seçim yapıldı... Hükûmet kurulamadığı için de 1 Kasım'da yeniden seçime gidildi...

Yani iktidar hiç bir zaman seçimleri erkene almayı düşünmedi, hatta şimdiki müttefiki MHP'yi 'iktidarı bırakıp kaçmak'la suçladı sürekli... Daha sonra ise ne zaman erken seçim istense hep sert karşılıklar verdi, seçimin zamanında yapılacağını ilân etti...

Bu konudaki çizgisinde ilk defa bir fark verdi ve yakın zamandaki açıklamalarıyla bile çelişti... Aslında iktidar açısından bakıldığında milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin mahallî seçimlerden önce yapılmasının mantığı var...

Mahallî seçimler iktidar partilerinin genel olarak oy düşüşü yaşadığı seçimlerdir... İktidar partisinin seyri bunu çok net ortaya koyuyor: İlk seçimi saymazsak eğer, 2007 genel seçimlerinde yüzde 47 oy alacak olan AKP, 2004 mahallî seçimlerinde yüzde 40 alabilmişti...

2011 seçimlerinde yüzde 50 oy toplayan iktidar partisi, henüz iki yıl önce yapılan mahallî seçimlerde yüzde 38,6'da kalmıştı... 1 Kasım 2015 genel seçimleriyle 30 Mart 2014 mahallî seçimlerini karşılaştırdığımızda da aradaki puanın 4,5 olduğunu ve mahallî seçim sonuçlarının geride kaldığını görmek ve ona göre yorum yapmak gerekiyor...

***

Çok açık, iktidar, özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi için gerekli olan yüzde 50'nin altında bir oy oranını mahallî seçimlerde garanti edemeyeceği ve bunun da seçmen bazında olumsuzluklar doğuracağını bildiği için diğer seçimleri öne aldı... Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde seçmene yüzde 50'nin altını göstermek, motivasyonu bozabilirdi... Ayrıca Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin mahallî seçimlerle ilgili belirsizliği ve muhtemel problemler, ittifaka tahminlerin ötesinde gölge düşürebilirdi...

Burada tartışılması gereken, neden bu kadar erkene alındığı olabilir... Muhalefetteki dağınıklığın bitirilmesine fırsat vermemek, ayrıca bugüne kadar 'ekonomiyle imtihan olmamış iktidar'ın, ekonomik sıkıntıların daha fazla hissedilebileceği Eylül, Ekim, Kasım gibi aylar yerine riskin daha aşağıda olacağı Haziran'ı seçmesi, iktidar tabanından oy alma ihtimali olan 'İYİ Parti'nin tartışmanın içinde kalması' gibi faktörler de etkili olmuştur...

'Muhalefete zaman bırakmamak' ve ayrıca ne getirip ne götüreceği tam hesaplanamadan 'aceleyle ittifaklara zorlamak' da stratejinin bir parçası olabilir...

Cumhur İttifakı'nın erken seçim tarihi açıklamasında bile '15 Temmuz, Suriye ve Afrin' vurgulamaları, seçim stratejisinin temelinin ne olduğunu gösteriyor... Bu durumda Cumhur İttifakı 'millî' olanı temsil ederken, karşıdakiler tıpkı önceki referandumda olduğu gibi bir çuvala doldurularak, 'teröre destek verenler, terörün amacına hizmet edenler' gibi bir şablonun muhatabı yapılacaklar...

Muhalefet, bu stratejiye nasıl karşılık verecek ve ne derece başarılı olabilecek? Seçimlerin en kritik noktasını burası oluşturacak...

***

Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilirken, seçime katılım yüzde 73'tü ve yüzde 51,8 oyla seçildi... Son referandum ise tartışmaların ortasında yüzde 51,4'le geçebildi... Küçük oranlar bile bu kadar önemli artık...

500 bin civarında bir seçmenin karar değiştirmesi bütün taşları yerinden oynatabilir... Ekonomik verilerin seçmenin ne kadarını etkileyeceğini kestirmek, seçim sonuçları hakkında da bilgi verebilir... Kızıp oy vermeyecek olanların yanı sıra 'belirsizliğe savrulma' endişesiyle yerinde kalacak olanların oranları belirleyici olacak...

Ayrıca kimi milliyetçi-muhafazakâr seçmen açısından yıllardır 'alternatifsiz' oynanan oyuna yeni bir aktör girdi: İYİ Parti... Seçimlere girse de girmesi engellense de bunun etkileri çok fazla kendisini gösterecek... Bu etki ancak 'yanlış siyasî hamleler'le heba edilebilir... Burada ortaya konabilecek hata, İYİ Parti'nin hem iktidar tabanından hem de MHP'den alabileceği oyu çok sınırlı hâle getirebilir...

Bir-iki puanın bütün dengeleri değiştireceği bu seçimler ve kampanya, yakın tarihimizin en büyük siyasî satrancına sahne olacak... Şüphesiz iktidar anket sonuçlarını iyice görmeden böyle bir kararı vermemiştir ama ülkenin içinde bulunduğu şartlar o anketlerin sağlığını da tartışmaya açık tutuyor...

Yazarın Diğer Yazıları