Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Zamanın terazisindeki liderlik

Sözlerin, davranışların ve eylemlerin tutarlı olması doğru olmasından çok daha önemlidir. Elbette davranışların hem tutarlı hem de doğru olması istenen bir durumdur.        

 Doğruyu ve güzeli büyük bir çirkinlik ya da tutarsızlık içinde ortaya koymak, güzele ve doğruya yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Lider zamanı yöneten kişidir!

 Belagatı "muktezayı hale mutabakat sağlamaktır" diye tarif edenler, yılların birikimi olan deneyimlerini çok anlamlı bir biçimde ortaya koymuşlardır.

Haklı olmanın da bir zamanı vardır. Sütün mayalanma zamanı olduğu gibi; fikirlerin de pazar bulma dönemleri vardır.

Tarih zamana endeksli olarak nükseden "yükseliş ve çöküşlerin" hasılasıdır. Aslında eskiyen, pörsüyen, modası geçen ya da değerden düşen zaman değil, fikirlerdir.

Her dönemin haklılık algısı da farklıdır. Gerçek haklılık zamana ve mekana meydana okumakla yakından ilgilidir.

Zamanı ve zamaneyi anlamadan hayatı anlamak mümkün değildir. Bu yüzden liderliğin zamanı anlamak, yönetmek ve değerlendirmekten ibaret bir süreç olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

Zamanını yönetmesini öğrenen bir liderin öğrenmesi gereken pek fazla bir şey kalmamış demektir.

Halkın güvenini kaybetmek!

Liderlerin birbirleri karşısındaki yenilgileri halkın güvenini kaybetmeleri yanında devede kulak kalır. 

Kaybedilen toprak, elden çıkan zenginlik, yok olan servet maliyeti çok ağır olsa da tekrar geri alınabilir.

Ancak halk nezdinde kaybedilen güveni geri getirmek ve topluma kendini yeniden kabul ettirmek mümkün değildir.

Bu bakımdan güveni en katı ve en acımasız element olarak niteleyenler haklıdır.

Yine bu nedenledir ki "güvenimi kaybedeceğime bütün servetimi kaybetmeyi tercih ederim" diyen büyük iş adamları vardır.

Bütün bu önemine karşın değeri en az bilinen hayati unsurların başında da güven gelir.

Değerini yeterince bilememek bir yana bir de güveni hovardaca harcamak adeta ortalama siyasetçinin davranış biçimi haline gelmiştir.

Güven ne kadar önemli ve değerli ise zamanlama da bir o kadar önemlidir.

Hükümlerin zamana göre değiştiği, iktidarların zamanla sınırlı olduğu ve yapıların zamanla fonksiyonlarını yitirdiği dikkate alınırsa zamanı dikkate almayan bütün strateji, politika ve süreçlerin iflasa mahkûm olduğu söylenebilir.

Top çizgiyi geçtikten sonra peşinden atlayan kaleciden, hedef ortadan kaybolduktan sonra nişan alan avcıdan ve yağmur yağdıktan sonra açılan şemsiyeden hayır gelmez.

Liderliğin ve kurduğu sistemin zaafı!

Bir siyasi partide kişiliksizlik, kimliksizlik, biatcılık siyaset haline gelmişse orada siyaset değil kör itaat vardır.

İddialarını bir kalemde, tutarlılığını bir anda, istikametini ilk adımda kaybeden bir siyasetçiden lider olmaz.

Böyle bir liderlikte siyaset oportünizmle, devlet adamı şovmenlikle, siyaset teslim olmanın adı haline gelir.

Bu tür liderler rakipleriyle değil kendileriyle kavga ederler.

Geleceği yönetmeye kendisini adamış bir liderin ilk yapacağı şey öncelikle kendisiyle olan kavgayı kazanmaktır.

Bunun birinci şartının da liderin egosunu, hırsını, duygusallığını ve makam duygusunu gemlemekten geçtiği unutulmamalıdır.

 Bu anlamda rakibinden değil hırsından, düşmanından değil dostundan yenilen darbeler liderlere ve liderliğe büyük zararlar verirler.

Kişinin rakibine değil, kendi yanlışına ya da nefsine yenilmesi trajedilerin en büyüğüdür.

Liderin hırsı aklının önüne geçince ülküler ve ilkeler önemli ölçüde yara alır.

İnsanların göstermekten çekinmeyecekleri yüzlerinin bulunması bu fani dünyada sahip olunacak en büyük zenginliktir.

Bu her fani için geçerli olduğu kadar liderler için iki defa daha geçerlidir. Ar, haya, fazilet sahibi liderler ahlaklarını ve erdemlerini oportünist siyasete değil, siyaseti ahlak ve erdemlerine uygun hale getirirler.

Sonuçta kendi partisini batıranların geleceği kurtardığına tarih tanıklık etmemektedir.

Yazarın Diğer Yazıları