Medya Polemik

Medya Polemik
Medya Polemik

Nur topu komşu!

 

PKK Bingöl’de 3 kişi kaçırdı, araçlarını yaktı. PKK asayiş birlikleri de Cizre’de yeniden ortaya çıktı. Önceki gece polisle çatıştılar.
MHP lideri Devlet Bahçeli geçenlerde dedi ki:
“PKK’nin geri çekilmesi ya da silah bırakması asla gerçekleşmeyecektir... PKK, moral depolamakta, yaralarını sarmakta, sadece yaşlı ve yıpranmış tetikçilerini geri çekmekte, ’serhildan’yani isyan provaları yapmakta, çözüm karambolünde silahlarını temizlemekte, özerklik için gün saymaktadır.
PKK’li eşkiyaların çekilmesiyle son bulacağı iddia edilen birinci safha, teröristlerin tüm yurda yayılmasına ve mevzilerini tahkim etmesine hizmet etmiştir. Cizre ve Diyarbakır’da sahneye çıkan sözde asayiş birlikleri bu bakımdan ibretlik bir misaldır.”
Gelişmeler Bahçeli’yi doğruluyor. AKP’de Galip Ensarioğlu gibi kimi isimler de aynı tedirginlik içindedir. Peki CHP bu tehlikeli gelişme karşısında ne diyor? Hiçbir şey... CHP konuyu Tanrı’ya (Tanrıkulu’na) emanet etmiş ve kepengi kapatmış durumda. Dünya yansa umurunda değil...

 

***

 

Bu arada Suriye politikamız nur topu gibi bir Kürt bebek doğurdu; PYD devletçiği... ABD, AB, Körfez ülkeleri ve Türkiye tarafından desteklenen ÖSO’nun Suriye Ordusu’nu meşgul etmesi ve Türk Ordusu’nun Suriye Ordusu’nu Kuzey’e yaklaştırmamasından yararlanan PKK/PYD bölgeye hakim oldu.
Şimdi komediye bakın... PKK’li terörist “Barış süreci” gereği elini kolunu sallayarak sınırdan çıkacak, gidecek, Suriye’den Türkiye’ye ateş açacak... Nitekim  önceki akşam 2 erimiz ve 3 astsubay sınırdan açılan ateş sonucu yaralandı. PYD’ye karşı etkin harekat düzenlememize ABD izin vermeyecektir.
Başımıza yeni bir iş aldık..
Melih Aşık/Milliyet

 

+++

 

Yassah dedik ya kardeşim...

 

Sebep; Gezi Parkı olayları sırasında tanışan genç bir çiftin “nikahlarının da orada kıyılmasını” istemeleri.. Gençler toplanıyor, neşeyle Park’a geliyor ve ne görsünler;  “bütün o olayların başlamasına neden olan”  polis kalabalığı yine orada..   Ve parka giriş yasak!  “Yassah dedik ya kardeşim”  durumu  yine..
Peki hani  “insan hakları, toplanma özgürlüğü vs...”  daha da artmıştı ve yeni anayasada ayyuka çıkması bekleniyordu? Artık 21’inci yüzyılda insanlar  “nikah, doğum günü” gibi özel günleri için her tür değişik planı düşünüyor, deniz altında, helikopterde evleniyor da bu gençlere neden  “milletin parkı” nda evlenme hakkı yok?
Ruhat Mengi/Vatan

 

+++

 

Ahlaksızlık vanası iyice patladı

 

Önceki gün ahlaksız bir satış oldu. Zarar ettiği için devlete olan borçlarını ödemeyen Karamehmet’in Akşam Gazetesi ile SKY 360 TV’si TMSF’ye geçmişti. TMSF onları son 10 yılda devletten en fazla ihale almış üç işadamına sattı. Bu işadamları;
Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Naci Kuloğlu (Kolin Cengiz-Limak Ortaklığı) boğazlarına kadar iktidarla iç içe girmiş, hava meydanından hızlı trene, elektrik dağıtımından, viyadük yapımına devletle işleri var.
Niçin gazete alırlar?
Neden TV sahibi olurlar?
Bu sektör çok mu kârlı?
Akşam Gazetesi ile SKY TV, Türkiye’nin en başarılı işadamı sayılan, gidip dünya kapitalizmin kalbi NYC’de tavşan kulaklı şapka giyerek gong vurabilmiş Mehmet Emin Karamehmet’in elindeydi. Karamehmet gibi şeytan bir işadamı bile Akşam Gazetesi’ni ve SKY TV’sini kâra geçiremedi, TMSF’ye vermek zorunda kaldı.
Şimdi bu üçlü ne yapacak?
Projeleri nedir?
Türk basınında yapılmamış hangi yaratıcılığı buldular? Akşam’ı, Japonya’daki basın patronlarının becerebildiği gibi, 7 milyon satan ve satıştan ve ilandan kazandığıyla kâr eden gazete haline getirecek buluşları olmalı ki, satın aldılar.

 


***

 


Yoksa gazeteyi ve TV’yi silah mı yapacaklar? Tam seçimlere giderken iktidarı kollayan, başbakanı koruyan gazeteciliği mi hızlandıracaklar?
Bu türden yeteri kadar var.
Bu 3 işadamına TMSF, gazete ve TV’yi satarken;  “sizin özgür, bağımsız, ahlaklı yayın yaparak Akşam ile SKY TV’yi kâra geçirecek projeniz nedir”  diye sordu mu?
Sormadan sattı.
Maşallah!
Maşallah!
Ahlaksızlık vanası iyice patladı.
Necati Doğru/Sözcü

 

+++

 

Tencereler kimin için çalıyor?..

 

“Komşularla sıfır sorun” diye  diye dışarıda komşu bırakmadı...
Döndü içeriye:
“Komşunuzu mahkemeye  verin...”

 


*

 


Komşuları birbirine düşürecek apartmanda...
Barış adamı (!) olunca tabii...
Çünkü hâlâ anlamadı olanları...
(...)
Şöyle söyleyeyim o zaman:
Darbe olsa bu çocuklar tankların önüne çıkarak seni korurlar...
Ama seni kendileri gönderecekler?..
Anladın?..
İşte o tencereler bunun için çalıyor...
Bekir Coşkun/Cumhuriyet

 

+++

 

“Komplocu”ların kimliği belli

 

AKP’nin tam da baskıcı, yasakçı, hukuksuz, gaddar, zevksiz, doğal yaşam düşmanı olduğu için ve ülkeyi tarümar eden rant politikalarına karşı ayaklanan soylu halk hareketini  “Yahudi faiz lobisi”  diye karalamasına arka çıkan, dayanak olan bu komplo teorisyenleri hakkında söyleyeceğim tek şey var:
(...)
Komplo, Libya’dan getirilip hastanelerde pastanelerde ve 5 yıldızlı otellerde ağırlandıktan sonra Suriye’ye gönderilen binlerce  “mücahit”tir.
Komplo, Suriye’deki İslamcı teröristlere, Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e silah ve mühimmat götürürken Beyrut’ta yakalanan arabalardır.
Komplo, Yemen’e 3 bin 400 top mermisi götürürken uğramaması gereken İskenderun Limanı’nda  “ihtiyaç molası”  veren Kiribati bandıralı Zeynep Dündar gemiciğinde, “açılamayan” konteynırda gizlidir.
Komplo, Arap ÖSO militanlarını Türk polisi kılığına sokup Ankara Rixos Oteli’nde konuşlandırmak, İstanbul Gazi Mahallesi’nde dayak ve gaz atarak “destan” yazan Türk polisinin yanı sıra gençlerin üstüne sürmektir.
Komplo, Hatay’dadır, Antakya’dadır; beslenen, silahlandırılan, eğitilen, Suriye’de Esad rejimini düşürmek üzere savaştırılan ve seçimlerde AKP’ye oy atmak üzere T.C. yurttaşlığı verilen Araplardır.
Komplo, devlet kurumlarından kaldırılan T.C. simgesi, söylemesi ayıp hale sokulan Türk kimliğidir.
Komplo, Ergenekon davası, Balyoz davası ve gencecik Türk subaylarının geleceğini çalan casusluk davaları, fuhuş davalarıdır.
Komplo, Hrant Dink’in katline azmettirenleri gizlemek, gizleyenleri de terfi ettirmektir.
Liste uzun.
Komplocuların kimliği de belli. Ama o kadar belli ki AKP’nin “faiz lobisi” değirmenine su taşıyan teorisyenlerin faşist hayallerine yer bırakmıyor!
Mine Kırıkkanat/Cumhuriyet