​Zatıâlilerinizin güvenliği tamam da ya halk ne olacak?

​Zatıâlilerinizin güvenliği tamam da ya halk ne olacak?
Saldım çayıra Mevlam kayıra!..Sayın siyasiler... Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve vekiller... Maşallah kendinizi çok iyi koruyorsunuz...

Zırhlı araçlar, çelik yelekler, silahlı muhafızlar, keskin nişancılar, sinyal bozan jammer'lar... Velhasıl "yüzlerce koruma" sizler için çalışıyor, çevrenizde kuş uçurtmuyor.

Zatıâlilerinizin güvenliği tamam...

Peki, halkın güvenliği ne olacak?

Mazlum insanlarımızı nasıl koruyacaksınız?

"Saldım çayıra, Mevlam kayıra!" sistemini mi uyguluyorsunuz?

Vatandaşın hayatı her gün, her an, her yerde tehlikede!

Neyse ki Bursa'da girişilen son "canlı bomba" saldırısı oldukça ucuz atlatıldı!

Ortalıkta "Terörün kökünü kazıyacağız, şöyle yapacağız, böyle yapacağız" gibi hamasi lâflardan geçilmiyor.

Ülkemizde ölüm artık olağan hale geldi. Devleti yöneten sizler "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" diye mi düşünüyorsunuz acaba?

Türkiye'yi nasıl bir ülke haline getirdiniz Allah aşkına?

Vatandaş tesadüfen yaşar hale geldi!

Her gün, kan-revan, gözyaşı, her şey var memlekette...

İnanın ki, ülkemiz hiç yönetilmese halimiz bundan daha kötü olmaz!

Rahmi Turan Sözcü

 

************

 

"Yeni Anayasa" için gösterilen telaşı

terörle mücadele için gösterseler ya

 

Bu soru gerçekten giderek daha çok önem kazanmaya başladı.

 Türkiye'de herhangi bir bölgede, herhangi bir örgütün yapacağı bombalı saldırıları ABD veya Almanya nasıl oluyor da bizden önce haber alıyor?

 Bu soruyu Ankara-Kızılay'da 37 kişinin hayatını kaybettiği arabalı katliam sonrasında da sormuştuk, çünkü o saldırı öncesinde de ABD vatandaşlarını önceden uyarmıştı.

 Reuters haber ajansı Çarşamba günü ABD'nin Türkiye'deki vatandaşlarını "Turistik bölgelere yönelik terör saldırısı düzenlenebileceğini, bu konuda sağlam bulgular olduğunu" söyleyerek uyardığını bildirdi.

 Aynı gün ikindi vakti Bursa'da cami bahçesinde bir kadın canlı bombanın kendini patlatması sonucu en az 10 kişi yaralandı.

Eğer bu canlı bomba bahçe yerine cami avlusunda patlasaydı bir cenaze için toplanmış olan 700 kişiden kim bilir kaç vatandaşımızı kaybedecektik.

 Başbakan Davutoğlu saldırıyla ilgili olarak yaptığı konuşmada "ABD'nin saldırı uyarısı"na değinerek "ABD'nin diğer ülkelere değil de Türkiye'ye karşı uyarı yapması düşündürücüdür" dedi.

 Ancak... Burada sorun ABD'nin "neden diğer ülkeler yerine Türkiye'ye uyarı yaptığı" değil, ABD'nin "her uyarısının aynı gün veya 2 gün sonra gerçekleşiyor olması"dır.

 

 (...) Çarşamba akşamı Van'da yola döşenmiş bomba polis aracı geçişi sırasında patlatıldı, patlama şans eseri "araç geçtikten sonra" olduğu için ölen veya yaralanan olmadı.

 Aynı gün Muş'ta yola döşenen bomba polis aracı geçişi sırasında patladı, 1 polis şehit oldu, 2'si yaralandı. Dün Manisa'da aynı şekilde 2 patlama oldu.

 Asker ve polis araçlarının geçeceği yolları PKK bu kadar iyi bilirken, Emniyet ve Genelkurmay'ın "o yollarda gereken önlemi önceden almayışını veya nasıl olup da yollara görülmeden devamlı olarak bombalar döşendiğini" merak etmez misiniz?

 Bir soru da şu; PKK'nın Kandil liderleri "ABD ile direkt temasımız var, görüşüyoruz" dediğine göre ABD'nin bu cinayetleri işleyen PKK'yı da "müttefik" kabul ettiğini mi düşünmeliyiz?

 Bu arada dün de Gaziantep Karkamış ilçesine Cerablus'tan havan atışları yapıldı, bir mahalle boşaltıldı. Türkiye açıkça Suriye'de savaşa itiliyor.

 Yeni anayasa ve dokunulmazlıklar için gösterilen telaş bu konuları anlamak için gösterilmelidir.

Güngör Mengi Vatan

 

*************

 

Ağzı olan konuşuyor

Tayyip Erdoğan'ın danışmanlarından AKP Milletvekili Burhan Kuzu, CNN Türk'te konuşurken:

- Anayasa'da 1937'ye gelene kadar "Devletin dini İslam'dır" yazıyordu, dedi.

Prof. Emre Kongar Twitter'da anımsattı...

"Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır" hükmü 1928 yılında Anayasa'dan çıkarıldı...

Bir anayasa profesörü bunu bilmiyorsa... Neyi biliyordur?

      

Eski savcı yeni AKP Milletvekili Reşat Petek, önceki gün basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 2007'de cumhurbaşkanlığını üç ay işgal ettiğini söyledi.

Oysa yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar eskisinin göreve devam edeceği Anayasa'da yazılı. O da bundan habersiz... Ama hukuk üzerine konuşuyor...

 Melih Aşık Milliyet

 

**********

 

"İki başlılık" görüntüsü tezgah mı?

Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir "kara kedi" mi var? Havuz medyasında, Cumhurbaşkanı'na yakın gazeteciler alenen "Başbakan Ahmet Davutoğlu ile işlerin yürümediğini" filan söylüyorlar. Başbakan da bunları "AKP'yi medya aracılığıyla dizayn etme çabası" ile suçluyor. Ben, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın arzusu hilafına bir işe girişeceğini hiç düşünmedim. Çünkü siyasi olarak Davutoğlu'nun gücü, Cumhurbaşkanı ile kıyaslanabilecek durumda değil. O da tecrübeli bir akademisyen olarak bunu değerlendirebilecek durumdadır diye düşünüyorum. Ama yine de öyle görünüyor ki "bir şeyler" olup bitiyor.

(...) Bu "iki başlılık" görüntüsünü başkanlık sistemi tartışmalarına malzeme olsun diye özellikle mi yapıyorlar, yoksa gerçekten aralarında böyle temel konularda bir anlaşmazlık mı var, bilemiyorum. Ama şuna da dikkatinizi çekmek isterim. Başbakan'ın "tam başkanlığı benimsiyorum dersem kendimi inkâr etmiş olurum" sözleri Cumhurbaşkanı'na soruldu, o da şöyle yanıtladı: "Onu bana değil, Ahmet Bey'e sormanız lazım."

Bu yanıtın kendisi bile Cumhurbaşkanı'nın bir kırgınlığını ifade ediyor olmalı...

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

 

***********

 

İmam-cemaat meselesi...

Meclis'teki kavga manzaralarını gördünüz, küfür hakaret gırla...

Meclis'te vekilleri böyle olursa ülke insanından sade hayatta ne bekleyebilirsiniz?:.

Nitekim Türkiye'de, kadına ve çocuğa şiddet tavan yaptı...

Başbakan çıkıp bağırıyor, Recep Bey zaten bağırıyor, onlar bağırınca muhalefet liderleri de bağırıyor...

Ve Meclis'te yumruklar, uçan tekmeler, küfürler...

Sokaktaki vatandaş da buna uyuyor, hep asabi her an kavgaya hazır...

Yani bu bir imam-cemaat meselesi!..

Mehmet Türker Sözcü

 

*****

 

Kahraman'ın "Laiklik" çıkışına "Milli Görüş" bakın ne dedi

"Canlı bomba gibi"

İnsanlar özellikle de siyasiler ağızlarından çıkan laflara çok dikkat etmeliler!

Zira laf ağzınızdan çıkana kadar sizin esiriniz iken ağzınızdan çıktıktan sonra siz onun esiri haline gelirsiniz!

Kimi zaman bu tür laflara, "Eceli gelmiş laflar" da denilir!

Nitekim TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın yeni Anayasa ve laiklikle ilgili açıklamaları aynen böyle olmuştur!

TBMM Başkanı'nın açıklamaları pek çok kesimde canlı bomba gibi etkili olduğu söylenebilir!..

Zeki Ceyhan Milli Gazete