Zıkkım olsun

Ülkemizin belli bir bölgesi kargaşanın ve kaosun hüküm sürdüğü, imkânı olanların oraları terk ettiği ve zorunlu olarak kalan vatandaşların da ceberut bir grup tarafından baskıya maruz kalarak yaşamak zorunda kaldığı yer halini aldı. Buralarda gün geçmiyor ki yeni bir bahaneyle, yeni bir eylemler yapılmasın. Kamunun ve vatandaşın malına zarar verilmesin. 
Eylemi yaptıranlarla, bunlara müsamaha edenler şunu çok iyi biliyorlar ki, yapılan her eylem sonucunda hedeflerine biraz daha yaklaşarak isteklerini tek tek elde ediyorlar. Eylemi yapanlara da herhangi bir şey yapılmadığından dolayı, halk da terör örgütünün korkusuna bu eylemlere zorunlu olarak katılıyor. Bu eylemlerden medet umanlar da ellerini ovalayarak gücüne güç katıyor.
Yaşananların en bariz örnekleri ise, İstanbul’da bayrağı indiren bir meczup vurulurken Diyarbakır’da bayrağı indirenden hesap dahi sorulmuyor. Doğayı korumak için eylem yapanlar öldürülürken, günlerce yol kapatan, kimlik kontrolü yapan, araç yakan, halktan para toplayanlar seyrediliyor.
 Camide içki içildi, başörtülü bacımıza saldırıldı diyerek dini istismarlarla halkı galeyana getirip kendilerini alkışlatanlar, o bölgedeki olaylardan söz etmeyerek olanları saklamaya çalışıyor. Tabii ki bu kadar teşvik ve toleransı görenler eylemlerine hız vererek kargaşa yaratmaya devam edecektir. Bunların devamı olarak da elektrik kesintisi bahanesiyle eylemlere başlamışlardır.
 Elektriği kaçak kullananlar, yaz gelip havaların ısınmasıyla bağını bahçesini sularken ve evlerinin her odasına varıncaya kadar serinleme adına klima taktıranların trafolara yüklenmesiyle yükün kaldırılamaması sonucu hatlarda sık sık arızalar meydana gelmiştir. Bunu kasıtlı elektrik kesintisi diye bahane ederek sokaklara dökülmüşlerdir. Sanki suç kendilerinde değilmişçesine dağıtım şirketlerinin büroları yağmalanıp yakılmış, sokaklarda kamu binaları kundaklanmıştır. 
Nasıl olsa kaçak elektrik kullanımında devletin ve şirketlerin bir kaybı yok. Çünkü elektriğini ödeyen vatandaşlar kayıp-kaçak adı altında birilerinin kullanıp da ödemediği elektrik parasını ödemektedir. Tepki mi çekti, elektrik ücretlerine yapıyorlar zammı aynı parayı ödeyenden yine alıyorlar. Benden yakmadığım elektriğin parasını alan, sözde İslamcı anlayışa sahip olduğunu iddia eden ve partisinin adında adaleti kullanan iktidar! Hangi demokraside ve hangi inançta birinin borcunu diğer bir başkasının ödemesi var? Bu yapılanlar kul hakkının yenmesine girmiyor mu? Yüce Mevla bizlere “karşıma kul hakkıyla gelmeyin sizi affetmem”  derken siz yarın Allah’ın huzuruna milyonların hakkı üzerinizde olarak nasıl çıkmayı düşünüyorsunuz?
Bunlar yetmiyormuşçasına bizimle dalga geçer gibi devletin bakanı tüm bunlar PKK’nın emri ile yapılıyor demiyor mu? Olanlar PKK’nın emri oluyorsa, sizler o makamda ne diye oturup halkı oyalıyorsunuz? Cemaat ülke içinde yaptıklarıyla paralel devlet oluyor da bunlar olmuyor mu? Bunlardan korkuyor musunuz, yoksa çıkar ilişkiniz mi var?
Elektrik sayaçlarını okumaya gidenler darp edilirken, bir kamu kuruluşu olan belediye borcunu ödemedi diye elektriği kesilince önlerinde Belediye Başkanı eylemler yapılırken, dağıtım şirketinin etrafı belediyece hendeklerle çevrilip binası kaçak diye mühürlenirken Belediye Başkanına neden borcunu ödemediği ve ruhsatsız binaya bugüne kadar niçin müsaade edildiğinin hesabı sorulmuyor? Siz sadece size karşı muhalif olanlardan mı hesap sorarsınız? 
Bu olanlar akıllara, ortak çalıştığınızı getirmektedir. Türküm diyenleri ırkçılıkla itham edip, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alırken, Kürtçülere böylesine ayrıcalık tanımanız İslam ve insanlık anlayışınıza hiç yakışıyor mu? Başbakanken hepimizi kucaklayamayanlar yarın Cumhurbaşkanı olduğunda nasıl kucaklayacak? Bir izahınız olacak mı? 
Tüm bu olanları göremeyenlere ve sizlere hakkımızı helal etmiyoruz. Hatta hakkımızı yiyenlere ve yedirtenlere zehri zıkkım olsun diyoruz.
Ayrıca o bölgede bir mahalli gazetedeki yazılarıyla verdiği mücadelede hakkı, hukuku, insanlığı, birlik ve bütünlüğü savunan emektar Hülya hanım efendiye teşekkür ediyorum. İleriki bir zamanda verdikleri mücadeleyi de ayrıca sizlerle paylaşacağım. Haklarımızı gasp edenleri ve ettirenleri ise bu hanımefendi kadar dürüst ve cesur olmaya çağırıyorum. 

Yazarın Diğer Yazıları