Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Ziya Selçuk ve millî eğitim sorunu

Ünlü eğitimci John Dewey eğitimi; 'Yaşantıyı yeniden yapılanma yoluyla değiştirme süreci' olarak tanımlar. Rousseau ise, "Bitkiler kültürle, insanlar eğitimle biçimlenir"  der.

Ünlü Fransız ihtilalcisi Danton da "İnsanın ekmekten sonra en fazla ihtiyaç duyduğu şeyin eğitim olduğunu" iddia eder.

Eğitimin hammaddesi insandır. Amacı iyi davranışlar kazandırmak, bir mesleğin bilgi, beceri ve tekniklerini öğretmek, onu daha üretken kılmaktır. Amerika'da temel eğitimi almayan kişilere sakat muamelesi yapılması sebepsiz değildir.

İnsanların bugünkü davranışları büyük ölçüde dünkü eğitim uygulamalarının ürünüdür. Davranışların, tutumların, alışkanlıkların ve inançların hemen hepsi eğitim sisteminin rahminde büyür.

Eğitim düzeni hasta olan bir toplumun hiçbir sistemi sağlıklı değildir. Kısacası eğitim bir toplumun istiklal ve istikbal sorunudur.

Yap boz, koy kaldır

                Son on altı yıldır her önüne gelen millî eğitim bakanı eğitim sisteminde reform (!) üstüne reform yaptı. Aynı partinin farklı millî eğitim bakanlarının birisinin koyduğunu diğeri kaldırdı.

On altı yıl içinde ortaöğretime geçiş sınav türlerinin adı bile bu konuda her şeyi özetler niteliktedir. 2002'li yıllarda "LGS" yani Liselere Giriş Sınavı vardı. Sonra bu "OKS" yani "Ortaöğretim Kurumları Seçme Ve Yerleştirme Sınavı" oldu. 2007 yılında, bu sınav kaldırıldı yerini Seviye Belirleme Sınavı "SBS" adını aldı. Sonra o da gitti ve yerine Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı "TEOG" geldi.

                Bundan birkaç ay önce birden "TEOG kaldırılsın" dendi ve kaldırıldı. Yerine hâlâ ne olduğu belli olmayan bir sistem getirildi. Zamanın bakanı TEOG'un yerini alacak sistemi şöyle açıkladı: Öğrenciler tercihleri doğrultusunda ve okul başarı puanına göre evlerine yakın okullara yerleştirilecek. Yaklaşık 600 köklü liseye ise sınavla öğrenci alınacak. Özel okullara da kendi sınavını yapma hakkı getirildi.

Konfüçyüs binlerce yıl önce; "Bir yıl içinde sonuç almak istiyorsan tohum ek, on yıl içinde ürün almak istiyorsan ağaç dik, yüz yıl içinde sonuç almak istiyorsan insan eğit" demişti.

İnsan eğitmek uzun vadeli bir süreçtir. Uygulanan bir sistemden sonuç almak için zorunlu olan sabrı göstermek gerekir.

Eğitim her şeyi kaldırır ama koy/kaldır, dene/yanıl, yap/boz, olmadı başa dön sistemini kaldırmaz.

Eğitimde sürekli devrim olmaz, aksine eğitimde süreklilik ve tutarlılık olur.

Bakan Ziya Selçuk umut vaat ediyor!

Bakan Selçuk meslekten birisi olmanın yanı sıra eğitim olgusunu da anlamış görünüyor. Şu sözler ona aittir: "Eğitim uzun sürede inşa edilir, kısa sürede bozulur... Hiçbir öğrencimiz, velimiz sürprizle karşılaşmayacak. Oyunun ortasında asla kurallar değişmeyecek... Eğitim  ihraç edilir ama ithal edilemez... Mutabakat çok önemli, herkesi dinleyeceğiz. Diploma temelli değil, vasıf temelli bir anlayışla gideceğiz".

Yeni bakan, eğitimin amacının 'içerik aktarımı değil çocukları meraklandırmak, bilgiye nasıl ulaşacakları becerisini kazandırmak' olarak ifade etmektedir.

Daha da önemlisi 'Bir masadaki tuzluğun yerini değiştirerek sistemi değiştiremezsiniz, masanın tümünü değiştirmek gerekir' diyerek sistemin bütünselliğine vurgu yapmaktadır.

Bu sözler ve duruş yeni bakanın her şeyden önce bir felsefesinin olduğunu göstermektedir.

Yeni bakanın söylediği her şey gerçekte eğitimdeki mevcut ve eski uygulamaların ne denli yanlış olduğunun da kanıtıdır.

Sayın bakanın umut vaat eden bu sözlerine karşın eğitim bürokrasisinin başına çöreklenmiş partizan zihniyetin direncini kırmak sanıldığı gibi kolay olmayacaktır.

Sonuçta mevcut eğitim bürokrasisi gelen her bakanın sistemle oynamasına izin vermiştir. Bu defa eğitime yeni bakanla yeni bir felsefe ve tutarlılık geliyor gibidir. Mevcut bürokrasi buna direnecektir. Bakanın başarısı bu direnci aşmasına bağlıdır.

Yazarın Diğer Yazıları