Muratoğlu: “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?”

Muratoğlu: “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?”
İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı verileri köşesine taşıyan ekonomist Murat Muratoğlu, Berat Albayrak'ı eleştirerek, "Adama sormazlar mı, “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?” diye yazdı.

Ekonomideki daralmayı köşesine taşıyan ekonomist Murat Muratoğlu, özel sektörün borçlarının bir yılda 300 milyar lira arttığını söyleyerek, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı eleştirdi.

Muratoğlu, Adama sormazlar mı, “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?”, “Neden bu şirketler borçlarını ödeyemiyor?” diye… Bugüne kadar soran olmadı. Herkes alkışladı. Açılan paketleri koyacak yer kalmadı! Paket demek, kaynak demek… Vergilerin harcanması, devletin alacağından vaz geçmesi demek… Kimin için bu alacaktan vazgeçiliyor? Oraya da bakmak gerek! Sahi “bütçe” nasıl denkleşecek?" diye yazdı.

İşte Muratoğlu'nun o yazısı:

Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşu açıklandı. Söz konusu firmalar bir yıl boyunca çalıştı, didindi, çalıştırdığı milyonlarca işçi üretti ve 2018 yılında hepsi toplamda 63.5 milyar lira kâr elde etti.
Bundan tam bir yıl önce dolar kuru ne kadardı? Hemen söyleyeyim, 4.56 liraydı. Bir yıl sonrasında, yani bugün ne kadar? Merkez Bankası destekli kamu bankalarının baskısıyla 6 liranın biraz üzerinde hoplayıp, zıplıyor. Bıraksalar 7 liraya koşacak lakin seçim var. Bırakamıyorlar.

Birlikte hesaplayalım. Özel sektörün ne kadar döviz borcu var? Yaklaşık 200 milyar dolar! Geçen yıldan bugüne dolar kuru farkı ne kadar? Yaklaşık 1.5 lira… Haliyle dolar fiyatları artınca, döviz borçları da Türk Lirası cinsinden arttı.
Ne kadar arttı? Çarpalım… Çarptık. Aaa 300 milyar lira! Bu durumda özel sektörün borcu Türk Lirası bazında 300 milyar lira artmış bir yılda…

Türkiye'nin en büyük 500 sanayi şirketinin bir yıllık kârı ne kadardı? Toplam 63.5 milyar lira! Bakın borcun faizini, komisyonunu, şusunu, busunu saymıyorum. Ödenecek borç ülkenin kötü yönetimi yüzünden 5 yıllık kârına denk gelmiş diyorum.
Faizler kükremiş sel gibi bendini çiğnemiş. Kredi faizleri yüzde 35'lere gelmiş, enginlere sığmamış, taşmış. Sahi hangi banka kredi vermiş? Hangi şirket bu faizlerin altından kalkacakmış?

Adama sormazlar mı, “Ekonomi iyi gidiyorsa bu destek paketleri niye?”, “Neden bu şirketler borçlarını ödeyemiyor?” diye… Bugüne kadar soran olmadı. Herkes alkışladı. Açılan paketleri koyacak yer kalmadı!
Paket demek, kaynak demek… Vergilerin harcanması, devletin alacağından vaz geçmesi demek… Kimin için bu alacaktan vazgeçiliyor? Oraya da bakmak gerek! Sahi “bütçe” nasıl denkleşecek?

Kamu bankalarına kredi versin diye 30 milyar lira daha aktarıldı. Sahi bu paranın neydi kaynağı? Bu saatten sonra şirketler kredi, borç, hibe, teşvik, vergi affı olmadan işleri döndüremiyor. Hükümet KDV iadelerini bile ödeyemiyor.
Ülkenin yıllık bütçesini ilk 5 ayda bitirdi. Şimdi Merkez Bankası'nın akçelerine gözünü dikti. Daha da “Yemez artık” dedikçe doymadı, ikinci tabağı istedi. İstanbul seçimi geçsin bakalım görürsünüz hesabı kime kilitledi?

Bu sadece dış borçtaki durum… Bir de evin içerisi var. İç borçlar… O aramızda… El âlemi bu işe karıştırmayalım. Kendi aramızda halletmeye çalışalım.
Hem zaten daha önemli sorunlarımız var. Önce İstanbul'u AKP'ye tekrar kazandıralım. Ülke ekonomisi yanarsa yansın! Şöyle soğuk bir ejder meyveli smoothie içer bu sıcakta ferahlarsın.

İlgili Haberler