Şablon anayasaya küresel giriş

Daha TBMM açılmadan, yemin bile edilmeden bombalar patlamaya başladı. Mesela Zafer Üskül, Atatürkçülüğün hazırlanacak sivil anayasada bulunmaması gerektiğini söyledi. Tepkiler gelince de bunun AKP programında zaten olduğunu belirtti. Ardından DTP’liler, PKK’ya karşı olmanın misyonlarının inkârı anlamına geleceğini dürüstçe söylediler. Daha önce Leyla Zana’nın dürüstçe “er veya geç federasyon kaçınılmazdır” demesi gibi kartlarını açıkça ortaya koydular. Türkçeyi 2. dil olarak yazıp, sonra yanlışlık oldu demeleri bile kamuoyuna duyuru niteliğindeydi. Ve mesaj yerine ulaşmış oldu. Esasen, öteden beri ileri sürdükleri görüşlerin altını bir kere daha çizdiler. İki milletli, iki dilli, iki kültürlü iki bölgeli cumhuriyet. Yani Öcalan’ın daha önce ileri sürdüğü, 4 ülkeyi kapsayan konfederal demokrasinin Türkiye ayağı. Daha önce emperyalizm, Sevr gibi laflar eden Aysel Tuğluk da diğerlerine uymuş gözüküyor. Ufuk Uras bile sosyalizmi bir kenara atıp bu bölücüleri destekleyeceğini söylemedi mi? Aslında Zafer Üskül ve AKP ile DTP arasında bu temel konuda ciddi bir fark yok. Sadece misyonları farklı. İki milletli cumhuriyeti teşkil için sadece onun anayasasını delmek yetmez. Atatürkçü düşünce ve fikirleri saf dışı etmek gerekecektir. Yani Türk milliyetçiliğini bertaraf etmek şarttır. Atatürk’ün yaşaması; cumhuriyet ideolojisinin tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek dil, tek din, tek kültür ve vatanın bölünmezliğinin anayasa ile korunup, meşru ve mutlak olması demektir. Çocuk kandırır gibi iki milletli cumhuriyeti gündeme getirenler, bunun önce federasyon, ardından da bağımsızlık talebi demek olduğunu bizden daha iyi bilirler. Türkiye’de 36 etnik grup var diyerek, Türkleri de bunlardan birisi olarak gösterenler, uygulamada bu ikili federasyonu kolaylaştırmış olurlar. Şimdi bakalım, Zafer Üskül ve benzeri zevat ne diyorlar. İdeolojisi olmayan anayasa, renksiz, kokusuz ve nötr bir anayasa çok önemlidir. Anayasanın belirli bir ideolojisi, dünya görüşü ve rengi olmaz. Bunlardan arındırılmalıdır anayasa. Madem, nötr, renksiz, kokusuz anayasa doğaldır ve çağdaş gidiş bu yöndedir, yani ideolojilere ve dünya görüşlerine göre anayasa yapılamaz, o halde ne diye dünyayı etnik bölünmelere maruz bırakarak parçalara ayırmayı, milli devletleri yıkıp etnik farklılıklara dayalı devletçikler kurmayı planlıyorlar. Madem ki bütün devletlere şablon bir anayasa ısmarlıyorlar, bu; milletlerin, çeşitliliğini, tarihini, kültürünü, birikimlerini, inançlarını dikkate almayan tek düze bir insan tipi arzulamak olmaz mı? Bu nasıl demokrasidir? Hani çok seslilik, hani farklılıkların ihya edilmesi nerede kaldı? İstenen şablon, hangi devlete uygularsan uygula tırmalamayacak bir anayasamıdır? Yani Almanya bunu kabullense, İngiltere, ABD ithal etse bu anayasa da onlara uyacak mıdır? Yoksa bu anayasa Mehmet Altan’ın(dünya vatandaşlarının) şablon toplum projesine yani tek dünya projesine uygun bir anayasa mıdır? Bir anlamda dünyada tek ekonomi, tek kültür, tek dil, tek din, tek para ve tek imparatorluk peşinde koşanların tek anayasa siparişi midir? Öyle ya kuruluş felsefesi yok edilmiş milletin temel değerlerinden arındırılmış, dünya görüşü hiç dikkate alınmayan, renksiz, kokusuz, çürümez bir anayasa ve küresel şablon, değerleriyle birlikte küresel güçlerin milli devletlere şimdilik uygun gördüğü bir elbisedir. Bu küresel güçlerle Türkiye’deki temsilcileri, milliyetçiliğe, cumhuriyete Atatük’e ve İslama ve bütün milli değerlere gizli veya açık karşı olma konusunda uzlaşmış durumdalar. Genelkurmay da özde ve sözde cumhuriyet konusunda görüşlerinin değişmediğini söylüyor. Yani mücadele sürüyor. Not: ‘Muhsin Yazıcıoğlu’nun MHP, Yahudi partisi oldu’ dediğini ben ifade etmedim. Sadece bazı şahısların Sivas’ta böyle sözler sarfettiklerini, aldığım emaillere dayanarak ifade edip ayıpladım. Tabii ki bu durum gerek BBP’yi gerek Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’nu ilgilendirmez, bağlamaz. Kamuoyuna duyurulur.

Yazarın Diğer Yazıları