Alacakaranlık dönemi

Abdullah Gül, TC ’nin 11. Cumhurbaşkanı. 22 Temmuz’da halkın oylarının yüzde 47’sini AKP alınca, bu şeklen meşru ve de mukkaderdi. Bundan evvelki Cumhurbaşkanlarını severdik, sevmezdik, eleştirirdik, ama ortak paydalarda birleşirdik. Ama onlar, Çankaya’ya çıktıktan sonra, netice itibariyle bütün milletin Cumhurbaşkanları oldular. Abdullah Gül’ün, bu tartışmalı seçimden sonra, uzlaşma aramadan seçilmesiyle, birleştirici -bütün milletin Cumhurbaşkanı- olmasını beklemek beyhude! Bir dönem kapanıyor. Adı konmasa da  “2. Cumhuriyet”  devri açılıyor. Atatürk’ün Çankaya’sı, Cumhuriyet’in  “kalesi”  olmaktan çıkıyor ve sanal bir sahne oluyor!
Sayın Gül  “rol yapmıyorum, özüm de sözüm de birdir”  demişti. Ancak, o, “bir”  olan “söz ve öz” ne?
Daha önce Atatürk, Cumhuriyet ve Türklük hakkında söyledikleri teyplerde, filmlerde zabıtlarda kayıtlı! Kısa sürede hidayete mi erdi!
Eğer bu kadar değiştim diyorsa, bu devletin başına yakışmayacak bir ahlaki sorundur! Gül, tabii Çankaya  “sahnesinde” ,  “Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik rolü”  yapacaktır... Ama nereye kadar? Cumhurbaşkanı olarak yaptığı ilk konuşma, geçmişteki sözlerini bilmesek çok güzeldi, dört başı mamurdu. Ancak Gül, ne kadar iyi bir aktör olursa olsun, asıl kimliği ve düşünceleri, bir yerlerden seğirtecektir! İnşallah yanılıyorumdur. Yanıldığımı itiraf eden ilk ben olacağım...
Alacakaranlık dönemi
Bır  “alacakaranlık”  dönemindeyiz.  “Aydınlık”  sona erecek ve  “karanlık”  başlayacak! Cumhuriyet’in diğer  “kalelerini” , Anayasa’dan başlayarak, laikliği,  “Türklük”  kavramını vb.. alıştıra alıştıra değiştirmeye çalışacaklar.
Bu konuda, bütün yazacaklarımı yazdım, söyleyeceklerimi söyledim... Artık, canım bu konuda yazmak istemi-yor. Fakat, kayıtlara geçsin diye söylemeye mecburum; hiç mutlu değilim...
“Her millet layık olduğu hükümeti bulur”  derler. Ama ben açıkça söylüyorum; Türk milleti AKP iktidarını ve Abdullah Gül’ü, hak etmiyor!
MHP’nin günahı
Hiç şüphe yok Gül, Çankaya’ya Devlet Bahçeli’nin uzattığı iple çıktı. Seçim kampanyasında AKP aleyhinde söylemediğini bırakmayan MHP Genel Başkanının bu hareketini anlamak ve tevil etmek mümkün  değil. Bizim anlayamadığımız bir hikmeti olsa gerek desek de,  “dün dündür, bugün bugündür” politikacılık kaidesi olabilir, ama Milliyetçiliğe ve Devlet adamlığına yakışmaz! Her halde, vebali büyük olan bu hareketin bir ödülü ve de faturası olacaktır... Ama  “fatura” kime çıkacak? Milliyetçiliğe!
Zafer Bayramı
Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramını, şan ve şerefle, ama buruk olarak kutlu-yoruz. Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanını, bütün komutan subay ve personelini ve okuyucularımı kutlarım. Nihai zafer gene onların olacaktır inancıyla!
Şakir Süter 
Bır matemimiz daha var; değerli kardeşimiz Şakir Süter’i kaybettik.
O’na Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar dilerim.

İzin istiyorum
Genel Yayın Müdürümden ve okuyucularımdan, bir süre izin istiyorum...

Yazarın Diğer Yazıları