60'ncı Hükümet, yola devam

60’ıncı hükümet kuruldu. Bir öncekinden farkı yok denecek kadar az. Aslında 60’ncı hükümet 59’uncu hükümetin yanlışlarını da sahiplenmiş görünüyor. Türkiye’nin politikada en yumuşak karnı olan yolsuzluklar konusundaki tavra baktığımızda çok değişmediği,  “yola devam” sloganı üzerine temellendirildiği anlaşılıyor.
Hâlbuki 59’uncu hükümetin nitelikler ve yeterlikler anlamında değişime ihtiyacı vardı. Yolsuzluklar, AB ile ilişkiler, Türkiye’nin dış politikadaki tutumu gibi en temel konuların gözden geçirilerek yeni kabinenin buna göre kurulması büyük önem taşıyordu.
Olmadı.
Özellikle çok yazılıp çizilmiş, kamuoyunda iyice açık olan gerçekler yeni dönemde ortadan kaldırılır diye düşünülmüştü.
Dikkate alınmadı.
Yola devam.
Mesela şu Maliye Bakanı  “Kemal abimizi” hatırlayınız. Bakanlık koltuğuna oturduğu günden bu tarafa gazetelerin ekonomi sayfalarının dışında manşet ve sürmanşetlere konu olmuştu. Oğlunun ticari geçmişinden tutunuz da vergi affına kadar pek çok konuda özgeçmişi çeşitli iddialarla dolu idi.
N’oldu?
Hiç!
Yola devam.
Kürşat bakanımızın durumu?
O aşk ilişkilerine dair gelişmeler ve sonrasında çıkan haberleri hatırladınız mı?
O da kabinede.
Ekip değişmediğine göre yola devam.
Avrupa ile ilişkilerimizde kendisine söyleneni yapmanın dışında fazla bir özelliğini göremediğimiz ama adı “baş müzakereci olan”  arkadaşımız ise, dışişlerinde bu sefer!
Demek ki Türkiye kendi öz kararlılıklarını ortaya koyamayacak. Kişilikli bir dış politikayı göremeyeceğiz. Adı “müzakere” olan pek çok konuda yine etkili olmak yerine edilgen ve söz dinleyen olacağız.
Ve demek ki Türkiye, AB ilişkilerinde Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin ince ayarla “görüşmelere hazırız” çağrısına uyarak, müzakere görünümlü teslimiyete devam edecek.
Yani?
Yola devam.
Bu arada sosyal demokrat cepheden firar ederek, Baykal karşıtlığından aldığı güçle AKP’den meclise giren Ertuğrul Günay beyefendinin uyuklaması ile gündemde yer tutan Atilla Koç’un yerine Kültür ve Turizm Bakanı olması ise, siyasal sapmaların iktidar olması bakımından oldukça ilginç.
12 Eylül öncesinin ateşli solcularından devrimci Günay’ın liberalist İslamcı kadrolar içinde, zıddına evrilmesi, politik içleştirme olarak dikkatle incelenmesi gereken bir husustur. 
Devrimcilik bitti.
Yaşasın yeni düzen!
Öyle ise buyurun: Yola devam.
Beyaz sayfa açamadı Türkiye.
Gerçi halkımız, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, kendi yandaşlarına iltimas yaparak devletin etkin kadrolarını tahsis etme gibi özellikleri her seferinde “bal tutan parmağını yalar” felsefesiyle algıladığı için, bunlara hiç itibar etmemiştir. Etmediği için de 59’uncu hükümet ile 60’ncı arasında önemli farklar ortaya çıkmamıştır.
Yeni kabinede yola devam edemeyecek olan 8 kişiden biri de İçişleri eski Bakanı Abdülkadir Aksu oldu.
İsabetli bir karardır.
Yerine gelen Beşir Atalay’ın Milli Görüş kanadının ağabeyler listesinde bulunması ve içişleri konusundaki yeterlikleri nasıl bunu bilmiyoruz. Ancak ağabeyler kadrosundan olması, “yola devam” politikasından sapılmayacağının işareti olarak görülebilir.
Milliyetçi kanattan olduğu söylenen Edibe Sözen Hanım, kabinede yer alamadı. Oysa beklenti içindeydi. Edibe Hanım’ın mevcut görevi, AB’ciler ve yol tutanlar için çok önemli. O partisini iktidara taşımak için sloganlar üretmek, etkili seçim stratejileri geliştirmek için önemli bir güç toplayıcısıdır. Partisi gücü aldığına göre O da büyük bir iştahla bulduğu sloganı haykırabilir: Yola devam!
Yola devam, çünkü daha “babalar gibi satacağımız” çook millet malı, devlet toprağı var. Açacağımız kiliseler, vereceğimiz milli tavizler var.

Yazarın Diğer Yazıları