İktidarda bir iktidarsız

Önümüzdeki günlerde Türkiye'yi iç ve dış politika açısından zorlu günler bekliyor. Dış politika bakımından Erdoğan ve Babacan bu ay sonu ABD'ye gelecek. Önümüzdeki ay Rice ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin temsilcileri İstanbul'da yapılacak Irak ve komşuları toplantısına katılacaklar.  Türkiye bugüne kadar tarihinde hiç yaşamadığı kadar dış politikada başarısızlıktan başarısızlığa koşuyor.
Başbakan Irak'taki kukla hükümetin başbakanı ile PKK konusunda bir anlaşma imzaladım diyor, aynı hükümetin Kürt Dışişleri Bakanı olayı yalanlıyor. Kıbrıs konusunda önemli adımlar atacağız derken, kapısında, bizi de alın, bizi de alın diye yalvardığımız AB önümüze bir Kıbrıs koşulu koyuyor.
Dostumuz ve müttefikimiz Amerika, terörist denilen PKK ile gizli kapaklı da değil artık alenen görüşmeler yapıyor. ABD kızar diye Irak'a girip katilleri kovalayamıyoruz. Dostumuz ve müttefikimiz ama Lozan anlaşmasını hâlâ imzalamamış olan ABD Kongresi, Türkiye'den toprak ve tazminat talep yollarını açacak olan sözde Ermeni soykırımı tasarısını çıkarmaya hazır.
İsrail jetleri, "nasıl oluyorsa bizim hava sahamıza hem de haberimiz olmadan girip çıkıyor". Bizim hava kontrol radarlarımızın bir türlü göremediği İsrail savaş uçaklarının topraklarımıza attığı benzin tanklarını köylüler bulunca artık saklanacak bir şey kalmıyor ama tepki de ne hikmetse anlaşılamayan cinsten çıkıyor. 
Yalnız dikkatinizi çekmek isterim. Tüm bu olaylar, İslami bir iktidarın işbaşında olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Onun için sakın ola ki camilerde İsrail'e veya Musevilere saldırmayın takiyeden de olsa.  Bu hükümet diğer yandan Filistin'e destek veren ve İslam ülkeleri arasında liderliğe oynayan bir hükümet.
Peki, Türkiye'de neler oluyor? Cumhurbaşkanını seçmiş olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçiminde referanduma gidip yeni bir anayasa ve hukuk kaosu yaratılıyor. Öte yandan Irak'taki PKK'ya karşı yöneltilen her türlü tehdit ne yazık ki bir blöften öteye geçemedi. Ama olan genç Mehmet'e, şehitlerimize oluyor. Tam anlamıyla bir hiç uğruna göçüp gidiyor çocuklarımız.
Hükümet bir anayasa değişikliği içinde. Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı yok mu? Tabii ki var. Ancak bu anayasayı bir siyasi parti yerine tüm Türk halkı için toplumun her kesiminden seçilmiş bir kurul hazırlar. Tüm dünyada gerçek demokratik anayasaların yapılışı böyle olur. Şimdi hazırlanan anayasanın Evren anayasasından farkı ne olacak? Onu askerler hazırlamıştı. Bunu da AKP hazırlıyor. Halk kimin umurunda.
Uluslar arası kredi kurumları uyarıp duruyor. Türkiye bir ekonomik istikrarsızlık içinde diye. İktidar partisi akıllı. Seçim öncesi dağıttığı yeşil kartları seçimden sonra iptal etti. Bu kadar işlerini gördüler ya. AKP'ye oy veren yüzde 47 daha birçok konuda yeni yeni kazıklar yiyecek ama ülkenin başına bu partiyi bir süre daha bela etmelerinin günahını başkalarına da çektirecekler.
Başbakan gene ortalardan bir süre yok oldu. Acaba Zaman gazetesi Ankara temsilcisinin geçen baharda Washington'da söz ettiği beyin tümörü olayı mı ortaya çıktı.  Bu arada gene iktidar partisi gözlerden uzak bir kampa alındı. Bu kampta nelerin paylaşılacağı mı kararlaştırılacak daha önce olduğu gibi? Göreceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları