Trabzon’un köylerinde köpek için un ile hazırlanan yemeğe malez denir. Kazanda haşlanan otlardan ibaret sığır yemeğine de yal adı verilir. Rize’nin bazı köylerinde ise durum tam tersidir. Rizeliler, köpeğin yemeğine yal, ineğin yemeğine malez der.
Bir de köpeğin su içmesi için evin önüne konulan leğen gibi taşa da yalak denir. Yalaka kelimesi herhalde buradan türemiştir.
Medyada iki haftadır  “Türkiye Malezya olur mu?” ve  “mahalle baskısı”  tartışması var. Anayasa tartışmaları da hâlâ türban üzerinden sürdürülüyor.
Ne zaman Malezya kelimesi duysam, aklıma bizim Gümüş için hazırladığımız malez geliyor. Gümüş her malezi yemezdi. Çok akıllı bir köpekti.

***

Malaylar, aslında Turan dil grubuna girer. Adalara Asya’dan geçmişlerdir. Zaten İslam’ı da Malezya ve Endonezya’ya Osmanlılar götürmüştür.
Benim yaşımdakiler hatırlar; Muhammet Ali, bir maçını Kuala Lumpur’da yapmıştı. Çünkü Malezya bir İslam ülkesiydi.
Biz Malezya ile ilgili bir araştırma yapacaksak, hem Türk-İslâm kültürü ile bağlantısını hem de son yıllarda IMF’yi kovarak gelişmesini nasıl sürdürdüğünü incelememiz gerekir. Hayır, kimsenin buna niyeti yok! Maksat türban üzerinden Türkiye’yi türbülansa sokmak!

***

Tartışmaların düğmesine, Trabzon-İstanbul seferini yapmakta olan bir otobüsün namaz için durdurulması haberi ile basıldı.
Son yıllarda Trabzon’a uçakla gidip geliyorum ama eskiden otobüsle yolculuk yapardım. Trabzon’dan istisnasız her gelişimde, yolculardan bir grubun ricasıyla otobüs durdurulur ve deniz kıyısındaki küçük bir camide ikindi namazı kılınırdı. Vakit namazını bütün yolcular kılmaz ama kimse de bu bekleyişten rahatsız olmazdı. Otobüsü durduranlar, nur yüzlü ihtiyarlardı. Ve yolcular zaten İstanbul’a gelene kadar birbirlerine aynı ailenin fertleriymiş gibi davranırdı, kimse kimseyi kırmazdı. Yine öyledir.

***

Seçim öncesinde AKP hakkında koparılmayan fırtına, şimdi bir kaşık suda çıkarılıyor! Tartışmaların tamamı AKP’yi zinde tutmaya, hatta gücüne güç katmaya yarıyor. Çünkü medyada, halkın namazına, niyazına karışma babında ve İslam hakkında da bilgileri olmayan cahiller tarafından haberler uyduruluyor.
Bu da sözde AKP’yi yıpratma adına yapılıyor!
AKP, yaptıklarının üzerine türbanla örterek, devletin temel nitelikleri ile oynamaya çalışıyor, buna rağmen herkes bu tuzağa düşüyor ve türban tartışmalarına girişiyor. AKP, tam beş senedir, Türkiye’yi ABD, İngiltere ve İsrail sermayesine pazarlarken türban dedi başka bir şey demedi!
Biz onun için  “irtica diye gürleyenler vatan satılırken niçin sessiz?”  diyorduk ama bu yüzden neredeyse bizi susturacaklardı!
Ve herkes el birliği etmişçesine hâlâ AKP’ye hizmet ediyor. 

***

Hırant Dink’in öldürülmesi ile başlayan süreç, cumhuriyete sahip çıkanların çetecilikle suçlanması sonucunu getirdi! Oysa bugün Hırant Dink’in kimler tarafından öldürtüldüğü konusunda çok önemli bir telefon kaydı ortaya çıkarıldı.  Fakat süreçten en kazançlı çıkan AKP oldu. Genel seçimleri kazandığı gibi Cumhurbaşkanını da kendi içinden seçti.
Bu cinayet ile Cumhurbaşkanlığı seçimi arasında bir ilgi yok mu diyorsunuz?
İlgi yoksa, Hırant Dink’in bilgisayarındaki Kripto Ermeniler listesine kim el koydu? Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu’nun bahsettiği dönmeler kimdir? Soner Yalçın, 1915 tehcirindeki yurt içi göçleri niçin hatırlattı?
Biraz bilmece gibi oldu ama bu soruların cevapları büyük bir fotoğrafın parçalarını teşkil ediyor!
Bu vahim fotoğrafı anlamak isteyen yok mu ki türbanı tartışıyoruz?