Türklüğü aşağılamanın dayanılmaz özgürlüğü!

Anayasa taslağı tartışmaları hararetlenirken, TCK’nın 301. Maddesinin değiştirilmesi, daha doğrusu tamamen kaldırılması için içeriden ve dışarıdan baskılar yapılıyor. En acısı, TC Cumhurbaşkanı Gül, “Bizim bu iç sorunumuza niçin karışıyorsunuz?”  diye kızmıyor, ilk dış siyasetini Avrupa’ya bu konuda hesap vermek için yapıyor ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde sorguya çekiliyor. Hangi bağımsız devletin onurlu Başkanı, gerçekten yalnız kendi halkını ilgilendiren bir konuda, bu duruma katlanır? Hangi onurlu devlet, bu konuda ve diğer iç sorunları hususunda, yabancılara müdahale hakkını verir? Türkiye’deki iktidar buna razı, çünkü mukdaderatını, Başbakan Erdoğan’ın itiraf ettiği gibi, Avrupa Birliği’ne bağlamış ve onları kızdırmaya gelmez...

Bu ne ilgi ah?

Fakat AB, Avrupalılar neden Güney Doğu’ya bu kadar  “candan” karışıyorlar? Bölücülerle neden sıkı fıkılar.
 Ve herhalde, gelecekteki özerk veya bağımsız, “Botan” eyaletinde mahkeme binalarını, okulları finanse ederler!
Kürtleri sevdikleri malûm da, Türkleri çok sevdikleri için mi? Asıl niyet Türkiye’yi güçsüz kılmak, bölmek. Türk milletini Anadolu’nun batısında bir köşeye tıkmak! Bunu Atatürk çok evvelden görmüştü ama halefi, 11. (?) Cumhurbaşkanı, Başbakan vb.. göremiyorlar. Anlamak istemiyorlar,
Bizim sözde aydınların, liboşların 301. maddeyi neden değiştirmek istedikleri malûm. Entel şıklık için, Orhan Pamuk’un, Elif Şafak’ın yaptıkları gibi kendi milletlerine gönüllerince sövüp, kahraman olmak, uluslararası ödüller almak için...
Ve Avrupalılar, Amerikalılar neden, TCK’nın 301. maddesinin kaldırılmasını veya dişsiz hale getirilmesini, bu kadar  “candan”  isterler?  Besbelli bir milleti güçsüz, onursuz kılmak,  “milli” ,  geleneksel değerlerini, bağışıklıklarını yok etmek için! Bunu  “sömürgeci”  tecrübelerinden iyi bilirler. Onur duygusunu kaybeden bir millete daha kolay hükmedilir, parçalanır?

301. madde
TCK’nın 301. maddesi; Türklüğün, Cumhuriyetin, TBMM’nin, TC hükümetinin, yargı organlarının, askerî veya emniyet teşkilatının, eleştiri, mahiyetinde olmayan bir dille aşağılanmasına karşı müeyyideleri içeriyor.
Kanunlar zamanla ve koşullara göre değiştirilebilir, hatta kaldırılabilir. 301. madde de belki muğlâk ifadeleri yüzünden, bazılarının yok yere suçlanmalarına, yargılanmalarına mahal bırakmamak için, fiiller daha somut ifade edilebilir, edilmelidir. Fakat Türklüğe hakaret, düşünce ve ifade özgürlüğü diye, tamamıyla serbest olmamalıdır... Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin bu konudaki önerisi, değişiklik için esas olabilir. 
Bu arada şunu söylemeliyim: Gerek Basın Konseyi, gerek Gazeteciler Cemiyetleri, neden AB gibi yalnızca 301. madde üzerinde duruyorlar? Neden,  “düşünce ve ifade özgürlüğüne”, asıl engel olan,  “basın yayın iletişim araçlarının”  tek ellerde toplanması gerçeğine, karşı çıkmazlar?
Şimdi iddia; Hrant Dink’in bu madde yüzünden yargılandığı ve Orhan Pamuk ve Elif Şafak’ın ve bundan sonra da, “Türklüğü aşağılamak cesaretini”  gösterecek olanların, hayatlarının tehlikede olacağı!
Önce sormak gerek; sözde Ermeni soykırımı konusunda hassas bir ülkede Elif Şafak, roman kahramanları ağzıyla, olayın öteki tarafına hiç değinmeden, Türkleri aşağılamak, Pamuk  “bir milyon Ermeniyi Türkler kesti”, Hrant Dink de  “zehirli Türk kanı”  demek mecburiyetini, neden duymuşlardır?
Asıl, 301. madde gibi önleyici hükümler olmazsa, onuruna bu kadar düşkün bu toplum gene de, tepki gösterecektir.
Diğer ülkelerde de benzer maddeler, hükümler var. Yoksa, veya işletilmiyorsa, demek ki bu toplumlar Türkler kadar onurlarına düşkün değildirler!

Yazarın Diğer Yazıları