ABD, PKK'nın düğmesine niçin bastı?

Terör örgütünün düğmesine basılmışçasına büyük saldırılar düzenlemesi, neyin işareti acaba?
ABD, silahlarının terör örgütünün elinden çıkmasını önce bir şirketin, ardından da da Iraklıların yaptığı yolsuzluğa bağladı. Halbuki, PKK’ya verdikleri, silah, lojistik ve istihbarat desteği ile Türkiye’yi kendi istedikleri bir çizgiye çekmeye çalışıyorlar.
Büyük oyun Türkiye üzerinden oynanıyor. İsrail, Türkiye hava sahasına girip Suriye’ye saldırıyor. Suriye, meseleyi algılayıp buna akıllıca cevap veriyor ve KKTC’nin Gazimagosa Limanı’na gemi gönderiyor. KKTC pasaportu ile Suriye’ye girilebileceğini açıklıyor. Türkiye’yi milli davasında destekleyerek, hem İsrail’e hem de Türkiye’deki İsrail lobisine cevap veriyor! Fakat ikinci olayı basın Türk halkına yeterince duyurmuyor!
Diğer taraftan, uluslararası ilişkiler uzmanları, ABD’nin Türkiye’yi İran’a karşı kullanabilmek için PKK’yı desteklediğini düşünüyor. Olayların birden bire yoğunlaşmasını da ABD’nin İran operasyonunun yaklaşmasına bağlıyorlar.
ABD, İran’ın Suriye üzerindeki teknolojik kulaklarını da Türkiye üzerinden İncirlik destekli uçan İsrail uçakları ile yok ediyor! Suriye, ABD korkusundan Türkiye’ye yanaşıyor ve Türk kamuoyunu kazanmaya çalışıyor. Ancak Türkiye medyasında İsrail yanlıları var.
Yine, ABD Türkiye’yi Irak’ın kuzeyinde bir tuzağa düşürmek istiyor da olabilir. Türkiye’ye müdahil olabilmeleri için bir kaos ortamı ile birlikte sınırların tartışılmasına geçilebilir. Irak’a İsrail güdümlü Kürdistan’ı kurmaya geldiklerini Amerikan subayları açıkladı! Maksat İsrail’i büyütmektir ama şimdilik Kürtlerin sırtından durumu idare edecekler!

* * *

Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu, “Bize düşen, asla zaafa düşmeden dikkat içinde olmak, asla hiç kimseden medet ummadan, kimsenin merhametine sığınmadan, gerekli cesarete, iradeye ve kuvvete sahip olmaktır.Türkiye’nin içini yakan bu kayıpların arkasında yatan gerçek sebep;ortadaki meseleyi anlamak için gerekli akıldan yoksun, mesele ne olursa olsun vatanını ve vatandaşını korumak için gerekli cesareti ve iradesi olmayanların varlığıdır. Hepsinden üzücü olan ise meselenin özel temsilciler atayarak, yabancı ülke başkanlarıyla görüşerek, beylik laflar ederek halledileceğine inanılmasıdır. Bu hükümetin emperyalizmin bu tezgahını çözümleyecek aklı olmadığı gibi karşı duracak ahlâkı da yoktur. ’Önümüzdeki ay bu konuları Başkan Bush ile görüşeceğim’ cümlesi, içine düşülen sefil durumun adeta kanıtı niteliğindedir”  dedi.

* * *


Demek ki Türkiye’nin güvenliği, saldıran tarafın, yani ABD’nin insafına terk edilmiş vaziyettedir. ABD, Türkiye’ye karşı, geçmişte Kıbrıs ambargosu sırasında bile bu kadar alenen hasım gibi davranmamıştı.
Fakat Tayyip Erdoğan, yine de icazeti veya izni ABD’den beklediğini açıklıyor. Oysa, ABD’nin istediği zaman Irak’a girmek, işin başından yenilgiyi kabul etmek demektir. Sınır ötesi operasyon göstere göstere yapılmamalıdır.
Türkiye her alanda karar vermeye zorlanıyor. Bu da olayların hızlanacağını ve 2008’de yeni bir dünya kurulacak derecede büyük olaylar patlayacağını gösteriyor.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları