Çeşitlemeler

MHP Genel Başkan yardımcısı Mehmet Şandır diyor ki ’Milletin AKP’ye öfkesinin sözcüsü olmak istemiyoruz.’Yani laf ola beri gele. Lafın tabanı olmazsa öyle olur derler. Oysa ki siyasi partilerin en önemli görevlerinden biri sadece halkın öfkesini değil, halkın tepkilerini de izleyip değerlendirmek hak değil vazifedir de. Halkın bütün özlem talep ve ihtiyaçlarının, maddi ve manevi ihtiyaçlarının da, öfkesinin de sözcüsü olacaksın. Aksi halde bir parti kurmanın anlamı yok, figüran görevi görürsün. MHP de son dönemde AKP gibi mazisi ile bağını koparmaya çalışıyor. Oysa ki hâlâ AKP, Müslüman cumhurbaşkanı ile oyalıyor, MHP de PKK bölücülüğünü önleyebilecek en ileri milliyetçi parti imajıyla. Oysa ikisi de bu kimliklerden sıyrılmak için sistemli bir gayret içindeler. Kim bilir aynı noktada durma konusunda MHP-AKP tavır beraberliği bu yüzdendir. Zaten Şandır’ın sözleri için birileri çıksa; o zaman yağlı urganı ne diye attın, R. Tayyip Erdoğan için, ABD’ye de kaçsa getirip Yüce Divanda yargılatacağız niye dedin dese, bu kimin öfkesi içindi sahi??

* * *

Şimdi düşünün Rize’nin Şimşirli isimli, ihtiyaçlı bir köyünde AB fonuyla yapılacak olan kanalizasyon şebekesinin arıtma tesisi için verilen parayı köylüler, AB bize niçin bedava para versin, altında Avrupa emperyalizmi var diye almıyorlar. Sözde aydınların hiç de hassas olmadığı ’gelsin yiyelim’mantığı altında sürekli yeni fonlar istediği AB’ye, benim köylüm bile doğru veya yanlış tavır koyabiliyor. İş nerelere gelmiş. Yıllardır kandırdığımız köylü AB’ye güvenmiyor. Ve karşılıksız bile olsa, parasını almıyorsa gelinen noktayı anlayın. Siz her önüne geleni kollayıp, Türkiye’yi etnik araştırma alanı olarak kullanırsanız sonunda olacak budur. Masum yardımların ardında bile art niyet aranmaya başlanır. Gerçi bu fonun yapısını bilmiyoruz ve masumiyeti hakkında bir fikrimiz yok ama, Türk halkı yoğurdu bile üfleyerek yeme sürecine girmiş durumda. Artık bağışıklık sürecine girmiş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Türk milleti teşne olduğu emperyalizmin yeni türüne de alışmaya başladı. Bunun bir temel fıkrası olduğunu zannedenler, o fıkralardan gerekli dersi çıkarmayanlardır. Sonuç artık millet yutmuyor.

* * *


Tam askerlerimizin şehit düştüğü gece, malum grubun TV’lerinden birinde pop alaturka diye bir program yayınlanıyordu. Orada bir yarışmacı, şehitlerimizi anarak çok üzgün olduğunu ifade etti. Programı sunan Osmantan Erkır denilen vatandaş o kadar otomatiğe bağlanmış ki, stüdyoda bulunan izleyicilere dönerek ve kendisi hemen başlayarak haydi arkadaşlar şimdi de şehitlerimizi alkışlıyoruz diyor. Alkış, yaşayan başarılı bir insan için gerekebilir ama, şehitler ve ölüler için rahmet dilemek, başsağlığı dilemek vaciptir. Belirli çevrelerin halktan kopuk tipleri, halka mal olmuş birisi, öldüğünde cenazesini kaldırırken halkla arasına bir duvar örecek şekilde alkışlarla uğurlarlar. Halkın şairleri, edebiyatçıları ve bazı siyaset adamları süratle halk inanç ve geleneklerinin dışına taşınır. Bunu kötü niyetle yapmazlar. Bilgisizlikten olur bu. Onlar da cenazeleri hep alkışlarlar. Ve kopmak istedikleri halk olmasa cenaze namazlarını kılacak bir kimse bile olmaz. Atilla İlhan vasiyet ederek bu alkıştan zar zor kurtulmuştu. Osmantan şehitlerimizi alkışlıyor, hükümetin kontrolündeki ATV de dansöz oynatıyor. İşte bu hale geldik.

* * *

Bu arada şahsen benim beklediğim, eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’ın beraat kararı, üstelik bunun 11-0 gibi bir ittifakla gerçekleşmesi şeref ve haysiyet cellatları için ciddi bir ders olmalıdır. Sayın Koray Aydın’ı tebrik ediyor, Türk milliyetçilerinin bir şaibeden kurtulduğunu görmekten dolayı seviniyor, onu henüz aramayan Sayın Devlet Bahçeli’yi de anlayamadığımızı söylüyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları