Cumhuriyetin 84’üncü yılında, Türkiye ekonomik olarak işgal edilmiş bir durumdadır. Merkez Bankasını bile kendisi yönetmemekte, bankalarının yüzde 51’ini, borsasının yüzde 75’ini yabancılar kontrol etmektedir. Türkiye topraklarının tapusu, yabancılar lehine değişmektedir. Ekonomi işgal edilince medya ve siyaset de yabancılaşmaktadır. Türkiye’yi yönetmek için ABD’den icazet alanların önü hem iş çevreleri hem de medya tarafından açılmakta ve iktidar altın tepsi içinde bu kadrolara sunulmaktadır.

* * *
Buna rağmen, Türkiye’nin askeri olarak ele geçirilmesi için sivil direnç gücünün kırılması gerektiğini gören emperyalist güçler, bu konuda da epey mesafe almışlar, milletin mensup olduğu dini bile millete karşı kullanmanın yollarını bulabilmişlerdir. Bütün bunlar yeterli olmadığı, halk uyandığı ve cumhuriyet/bayrak mitingleri ile sokağa çıktığı için son çare olarak ülkeyi kargaşaya sürüklemeyi planlayan aynı güçler, etnik bölücülük oyununun son perdesini sahneye koymuş durumdadır. Bu sebeple, Türk vatandaşlarının bir kısmının, Irak’ın kuzeyinde oluşturulan yapılanmaya mensubiyet duygusu kazanmasından sonra, Amerikalı ve İsrailli danışmanlar güdümünde yönetilen Barzani’nin kışkırtmaları ile Türkiye’yi içeriden vurmayı planlıyorlar. Türkiye’yi ancak böyle çözebileceklerini ve işgali tamamlayacaklarını öngörüyorlar. ABD ve İsrail’in PKK’nın düğmesine basarak ulaşmak istedikleri sonuç budur! Çünkü ulaşmak istedikleri hedefleri ve geliştirdikleri stratejileri var!
Peki biz ne yapmak istiyoruz? Bizim bir hayalimiz var mı? Bir hedefimiz var mı?
Böyle bir hayali, Mavi Medya adına Türk çocuğunu çeşitli yayınlarla aydınlatmayı görev bilen Suat Turgut gündeme getiriyor:

* * *
“Tarih 29 Ekim 2023, yer İstanbul...
2023 yılı, dünyanın süper gücü olan Büyük Türk Devleti öncülüğünde bütün devletlerin katılımıyla, ’dünya barış ve kardeşlik yılı’ ilân edilerek imzalandı.
Bu bir hayal mi?
Varsayalım ki bu bir hayal! Böyle bir hayalin yoksa, böyle bir hedefin olur mu?
Böyle bir hedefin yoksa bu sonuç gerçekleşir mi?
Elbette hayır! Çünkü hayali olmayanın hedefi; hedefi olmayanın sonuçları olmaz!
Dünyayı yönetenlere bir bak! Bunların bir avuç insan olduğunu görürsün. Toplam on iki kişi! Tüm uzantılarıyla birkaç yüz ve maşalarıyla birkaç bin!
Hiç düşündün mü bunlar Dünyayı nasıl yönetiyor?
Senden daha akıllı oldukları için mi?
Yoksa senden daha iyi ve özel insanlar oldukları için mi dünyayı yönetiyorlar?
Hayır! Çünkü tesadüf yoktur!
Bunlar, önce dünyayı yönetmeyi hayal ettiler ve bunu hedef haline getirdiler. Bunu nasıl gerçekleştiririz sorusunun cevabına uygun çalıştılar. Medya ve para gücünü ele geçirerek, insanları ve devletleri istedikleri gibi yönlendirdiler. Bu egemenliklerini korumak için de kendilerine uygun metotlar geliştiriyorlar!
İşin sırrı buradadır! Öğrenilmiş güçsüzlük, öğretilmiş korkular senin esaretindir!
Kır zincirlerini ve kilitlen hedefine.
2023 yılında Büyük Türk Devleti önderliğinde, tüm insanlığın üstüne Barış ve Kardeşlik Güneşi’nin doğması için soruyu sor ve işe bunun cevabını aramakla başla. Unutma! Her sorunun cevabı vardır. Sana düşen bu saklı cevabı bulmaktır!..
Bunun gerçekleşmesi için ise, sadece bir kişi gerek!
“O birisi benim!” diyerek kendinden başla ve ’O birisi benim’ diyen milyonları oluştur!
Ve şimdi dünya gazetelerinin manşetlerine geleceğin tarihini yaz!”

* * *
Suat Turgut, geleceğin tarihini yazmak adına birçok örnekler veriyor. Ancak, ben bu örnekleri tek tek her birimizin hayal etmesini arzuluyorum. Hepimiz, büyük Türkiye ve insanlık idealine kenetlenirsek, hiçbir vatandaşımızın bölücü emellere kapılmamasını, dolayısıyla kendisi ile birlikte ülkesinin geleceğini harcamamasını da sağlamış oluruz. Hayal kurmak, hedef tespit etmek, fikir ve strateji üretmek! Ve uygulamak. Başarmanın sırrı bu!