Gol atmayı bilmeyenler!....

Ağaç ne kadar yeşil olursa olsun, değeri meyve veriyorsa vardır. Futbolun da 90 dakika tamamlandığı zaman değerlendirmeye alınacakları rakamlardır, futbolun nasıl oynandığı değil.
Ağlarla buluşma ile değil, iki direk arasından kale çizgisini geçme ile kayıt yaptıran gol için Trabzonspor'un işi gerçekten çok zor. Ama, ne olursa olsun, "Bu kadar da olmaz" dedirten sayıda pozisyonun heba edildiği de bir maçta çok az görülür.
 Umut gibi bir santrfor ile bu iş tamamen  gol işi tamamen şansa kalmış, ya da kaçırması atmasından zor hale gelmiş bir pozisyonun üretilmiş olması gerekir. Geçen hafta Ankaraspor maçında Yattara'dan gelen pas gibi..
Denizlispor ilk yarıda, Trabzonspor ise ikinci yarıda kaçan gollere vahlandılar. Denizlispor'un direkten dönen topları, Trabzonspor'un ise ikinci yarının neredeyse tamamında üst üste değerlendiremediği pozisyonlar…
Aslında Trabzonspor, Denizlispor karşısında futbol olarak fena oynamadı. Ama, topa gitme yerine, topun kendisine gelmesini bekleyerek oynayan Umut'a, başta Gökdeniz  ve Ceyhun gol kaçırmada nazire yapınca sonuç böyle oldu. 
Ersun Yanal, Ziya Doğan'ın yanlışlarından birini daha temizledi ve Jabi'yi  defansın sağ tarafına yerleştirdi. Gineli de yerine sahip çıktı. Ancak, bu seferde defansın önündeki Hüseyin, Ayman desteğinden yoksun kaldığı için olsa gerek çok aksadı.
Ersun Yanal'ın, bu kadro içindekilerle gol sorununu çözebilmesi ihtimali hiç yok dense yeridir. Eldeki Ersen Martin'in nasıl ve neden verildiğini işte bu nedenle gel de düşünme, yada bunun altında bir bit yeniği arama…
Denizlispor'un, Yusuf gibi ustanın kontrolünde, şansının da yardımıyla gücünü iyi kullandığı maçı, Trabzonspor en başa forvet adamlarının beceriksizliği, ardından ise biraz da şansızlığı ile kazanmayı başardı.
Trabzonspor'un işi ise, umutsuz golcülerden kurtulabilmek için ara transferi beklemeye kaldı.

Yazarın Diğer Yazıları