Hazar Denizimiz yükseliyor mu?

Karadenizimiz Türk’ün Bayrağına baktığı zaman nasıl çırpınıyorsa, Hazar Denizimiz de Türk Dünyası’nın mutlu günlerinde kabararak yükseliyor.
Onsekiz yıl önce ben, Hazar’da bu oluşumla karşılaştım. Hazar o yıl yükselmişti ve iki yıl sonra da Sovyetler Birliği, kansız dağılarak beş kardeş Türk Devletimiz özerkliğine kavuşmuştu.
“Hazar Yükseliyor” deyiminin “Türk Dünyasının güzel günlerinin başladığının müjdesi” olduğunu, 1989 yılında Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın becerisi ile yapılan ilk Azerbaycan gezisinde, rahmetli büyük Türkçü Elçibey’den duymuştum. Mayom olmadığından iç çamaşırımla Hazar’a girerek bu güzel duyguyu kutlamıştım. Ülkücü Mehmet Demirtola kardeşimin çektiği resmim en anlamlı görüntülerimdendir.
Ulu Tanrımız nasip ederse, sizler yazımı okurken ben yine Azerbaycan’ımızın başşehri Bakü’de hafta sonu başlayıp üç gün sürecek “Türk Dünyası Kurultayı” nın davetlisi olarak, yollarda olacağım.
Kurultaylar, Türk Milliyetçilerini siyasi platformda temsil eden MHP Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş’in katkıları ve tertip komitelerinin başında devamlı görev yapan TÜDEV Vakfı Genel Başkanı Prof. Abdülhaluk Çay kardeşimizin gayretleri ile bugünlere kadar geldi.
1933 yılından itibaren onbirincisi tertiplenecek  “Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayları” nın geçen yıl Ohtalya’da yapılanı hariç, ben hepsine katıldım ve Türk Dünyamızla ilgili çok güzel değişik anılara ve bilgilere sahip oldum.
Kurultaylara, bütün Türk Cumhuriyetlerinden (Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan-Kazakistan-Özbekistan ve KKTC’den) ve Topluluklarından (Altay-Başkurdistan-Çuvaşistan-Gagaruz-Balkan-Tataristan-Tuva-Karacay-Makedonya-Kosova-Konuk-Nogay) delegeler katıldılar. Ve Türk Dünyası’nın siyasi, kültürel, sosyal ve ekonomik konulardaki birleşimini temin ederek gelecekteki “Türk Birliği” nin temel taşlarının hazırlıklarını yaptılar. Kurultayların sonunda TÜDEV tarafından basılarak delegelere dağıtılan  “Konuşma-Bildiri-Tutanak ve Karar Metinleri” kütüphanelerimizi doldurmuş ve Türk Dünyamızla ilgili bilgi dağarcığımızın gerçek zenginliğini artırmıştır.
Bugüne kadar Cumhurbaşkanlarımızın himayesinde yapılan Kurultaylar bu yıl kardeş Azerbaycan Cumhurbaşkanının himayelerinde yapılacak ve Türk Milliyetçileri de, beş yıldır Türk Dünyasına sırt çevirerek Hıristiyan Kulübü AB’nin kapı bekçiliğini yapan ve Avrupa Birliği’ni tercih eden Türkiyelilerin gayri samimi gövde gösterilerinden kurtulacaklardır. Daha onbeş gün önce İstanbul’da tertiplenen “Irak’a Komşu Ülkeler Dışişleri Bakanları” toplantısında bile bizimkiler, Türkiye Cumhuriyeti ile Arap Birliği arasında “Türk-Arap İşbirliği Forum Çerçeve Anlaşması” nı imzaladılar. Bir hafta önce de yedi uçak dolusu yardakçı ile iki oteli dolduran Arabistan Kralı da Anıtkabirimizi ziyaret etmeyerek Devletimizin en üst yönetici sıfatlılarını da ancak otel odasında kabul edebildi.
İşte benim, AKP yönetimi döneminde yapılan Türk Dünyası Kurultay’ına katılmamamın gerçek sebebi budur. Artık Kurultaylar, Türk Dünyası ile ilgili, bilgili ve tecrübeli güvenilir şahıslar yerine, kabaran milliyetçi dip dalgalarından korkanların temsilcileri tarafından iktidardaki siyasi kuruluşun gövde gösterisine dönüştürülecektir. Bakü’de, bu yıl güzelliklere şahit olacağız, çünkü Hazar Denizimiz bu yıl yine yükseliyormuş.
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları