Erdoğan'ın yeni tutumu!

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın son dönemdeki konuşma metinlerini hazırlayanlar değişti mi bilmiyorum ama eski metinlere göre büyük bir değişim var. Bu değişimi, 11’inci Türk Kurultayı’nda da hissetmiştik.
Erdoğan’ın parti grubu toplantısında kullandığı bazı kavramlara dikkat çekmek istiyorum:
-Türkiye’nin, kökleriyle ve derinlikleriyle sağlam bir bağ kurmak.
-Demokrasinin, hukuk devletinin, sosyal barışın, adaletin ve kalkınmanın çıtasını çok daha yükseğe çıkarmak. Ama bunu birlikte yapmak.
-Karamsarlığı yenmek.
-Toplumsal psikolojiyi iyi yönetmek.
-Mümkün olan en geniş mutabakatı sağlamak.
-Milletimizin bütün fertlerini, ortak değer ve hedefler etrafında birleştirmek, büyük uzlaşmayı sağlamak.
-Farklı düşünceleri ortak akıl potasında billurlaştırmak. 
-Bizim milliyetçiliğimiz müspet milliyetçilik yoludur; o da vatana, millete hizmettir, milletimizin hiçbir ferdini dışarıda bırakmadan, bir bütün olarak kucaklamaktır
-Eğer Türkiye’yi seviyorsanız, milleti seviyorsanız milletin de sizi sevmesi lazım.
-Türkiye terör illetinden mutlaka kurtulacaktır, sosyal restorasyon sürecini mutlaka tamamlayacaktır
-Milletle aramıza bir tek gün bile mesafe koymadık. Kendimizi sırça köşklere, sağır duvarların arkasına kapatmadık.
-Birlik ve beraberliğimizi, toplumsal barışımızı tehdit eden asıl tehlike dışlayıcı milliyetçilik söylemleridir. Herkesi terör örgütünün tuzaklarına karşı uyanık olmaya davet ediyorum.
-Teröre karşı mücadelede iktidarıyla, muhalefetiyle aynı safta buluşamayacaksak daha ne zaman, nerede hangi şekilde buluşacağız?
Hiçbir zaman, ayrıştırıcı temalar üzerinde siyaset yapmayacağız. Bu ülkenin bütün şarkılarını, bütün türkülerini birlikte söyleyeceğiz.
-Bu vatanın bütün evlatları aynı ortak değer ve hedefler etrafında kenetlendiğinde neleri başarabileceğimizi düşünmek bile bizlere heyecan veriyor.
-Terörün bölücü propagandasına karşı toplumsal yapımızı güçlendirmek, tahkim etmek, kardeşlik bağlarımızı güçlendirmek, bizi tek bir millet yapan değerleri yücelterek paylaşmak için hepimize sorumluluklar düşüyor.

***

Görüldüğü gibi, böyle bir bakış açısı, sağduyu sahibi herkesin takdiriyle karşılanır.
Zaten bizim de başından beri savunduğumuz düşüncelerin temelinde böyle bir bakış açısı yatar. Her zaman söylediğimiz gibi bize düşen, en büyük ortak bölenleri bulmak değil en küçük ortak katları tespit ederek bu katları yükseltmektir.
Fakat, yazan veya konuşan başka, uygulayan başka olursa  sözler havada kalabilir. Bu sebeple Erdoğan, yaptığı  konuşmaları içselleştirdiğini uygulamalarıyla göstermelidir.

***

Son konuşmada hatalı bakışlar yok mu?
Elbette var. Mesela Erdoğan diyor ki  “Atatürk’ün, bana göre en büyük başarısı etnik kökeni, dini, inancı ne olursa olsun milletimizin bütün fertlerini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında birleştirmiş olması. Bu bağı muhakkak ve özenle korumak zorundayız.”
Bu ifade sosyolojik olarak yanlıştır. Çünkü bir ülkede yaşayanlar, doğal olarak o ülkenin vatandaşıdır. Atatürk’ün başarısı, Osmanlı vatandaşlarını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı haline getirmek değil, çağın değişimini kavrayıp  “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk Milleti denilir”  diyerek kaderde, tasada kıvançta birlik demek olan Türk milleti bilincini ortaya çıkarmış olmaktır. Bu bilinç belli belirsiz vardı ama küllenmiş durumdaydı!
Yine Erdoğan Anayasa ile ilgili eleştirilerin kötü niyetli olduğunu ileri sürüyor. Hayır, yanılıyor. Meselâ ben kesinlikle kötü niyetli değilim. Tabii Erdoğan bizi değil muhalefet partilerini kastediyor ama ortaya çıkardıkları Anayasa taslağı, yukarıda kendisinden alıntı yaptığım bütünleştirici bakış açısının yerine ayrıştırıcı bir anlayış getiriyor. Erdoğan bunun farkında değil!

Yazarın Diğer Yazıları